4 Şubat Dünya Kanser Günü
Dünyada her yıl 12.7 milyon kişiye kanser tanısı konulmakta ve 7.6 milyon kişi kanserden ölmektedir.
Bu hızla devam ederse 2030 yılında 26 milyon yeni tanı kanser vakasına ve 17 milyon ölüme ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu konunun en iyi yönü ise kanserlerin; %30-%40'ının potansiyel olarak önlenebilir olmasıdır.
Tütün kullanımı, aşırı alkol tüketimi, güneşe fazla maruz kalma ve obezite ile ilişkili kanserler için risk, bu risk faktörlerinden kaçınılması yanında; Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve enfeksiyonlardan korunma gibi sağlıklı yaşam davranışlarının benimsenmesi ile önemli ölçüde azaltılabilmektedir.
Kanser vakalarının yarıdan fazlası ve ölümlerin % 60'ı az gelişmiş ülkelerde meydana gelmektedir. 2000-2007 yılları arasında kanserden ölen kişi sayısı % 32 oranında artmıştır.
Son yıllarda giderek yoğunlaşan kayıtçılık çalışmaları sonucunda; Uluslararası kuruluşlarca kabul edilmiş, güvenilir kanser verilerimiz bulunmaktadır. Kanser verilerimizin kalitesindeki artışa paralel, yıllar içerisinde ülkemizdeki kanser insidansında da( görülme sıklığında) bir artış görülmektedir. Örneğin kayıtçılık çalışmalarına ilk başlanılan 2000 yılında erkeklerdeki kanser insidansı her 100.000 kişide 78 iken, bu rakam son verilerimizde 244'e kadar yükselmiştir. Bu aslında gerçek bir kanser salgını olmayıp, Sağlık Bakanlığı'nın son yıllarda kanser kayıtlarına verdiği önem sonucu kayıtların daha güvenilir hale gelmesi, kanser vakalarının tespit edilerek kayıt altına alınmasından kaynaklanmaktadır.
Kanser Kayıtçılığı Nedir?
Toplumda kanser olgularına ilişkin bilgi toplamak amacıyla yürütülen çabaların tümüne "Kanser Kayıtçılığı" denir. Toplanan bilgilerin kaynağını hastaneler, klinikleri laboratuarlar, tanı merkezleri ve diğer sağlık kuruluşları oluşturmaktadır
Kanser Kayıtçılığı kanserle mücadelenin başlangıç noktasıdır. Hangi büyüklükte olursa olsun bir toplumda kanser kontrolü faaliyetlerini planlayabilmek ve etkin biçimde sürdürebilmek için doğru hedefler koymak ve etkin araçlar seçmek gerekir.
Bunları yapabilmek için;
Toplumda kanserin görülme sıklığı, özel grupların risk düzeyleri, kanser tiplerinin görülme sıklığı ve ölüm oranları gibi bilgilerin elde edilmesi zorunludur. Bu hızların hesaplanabilmesi gerekli bilgilerin derlenebilmesi için ilk koşul bilimsel ve sistematik bir "Kanser Kayıtçılığı" faaliyeti yürütülmesidir.
Ülkemizde en sık görülen kanser akciğer kanseridir ve yılda 50.000 yeni olgu bu ölümcül kanserle karşı karşıya gelmektedir. Kadınlarda en sık görülen kanser meme kanseri olup, yılda 16.000 kişiye meme kanseri teşhisi konmaktadır.
Kanser görülme sıklığındaki bu artış sadece kayıtçılık verilerinin düzelmesi ile ilişkili değildir. Stres, sanayileşme, giderek artan sigara ve alkol kullanımı, beslenme ve çevresel faktörlere bağlı olarak da kanser görülme sıklığında gerçek bir artış da söz konusudur.
Bu bilgiler ışığında Ülkemizin önde gelen bilim adamları ve sivil toplum örgütleri bir araya gelerek, Dünya Sağlık Örgütü ile uygulanacak olan Ulusal Kanser Kontrol Programımızı hazırlamışlardır. Bu program doğrultusunda Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü'nün başlattığı 4 Şubat Dünya Kanser Günü vesilesiyle; Kanser kayıtçılığı, önleme, erken teşhis, tedavi ve bakım gibi konularda farkındalık oluşturmaya çalışmaktadır. Bu faaliyetler illerde Sağlık Müdürlüğü Kanser Kontrol Birimleri aracılığıyla yürütülmektedir. Tüm hastanelerden gelen kanser vakalarının bildirimleri Birimlerde toplanmakta, istatistikleri çıkarılmakta ve kanserle mücadeleye katkı sağlanmaktadır.
Unutmayınız! Kanser Bildiriminde bulunmak çözüme katkı sağlamaktır…