Bayram Ali Öztürk'ün Katil Zanlısının Linç Edilmesi Davası

Fatih'te İsmailağa Camii'nde emekli imam Bayram Ali Öztürk'ün öldürülmesinin ardından katil zanlısı Mustafa Erdal'ın linç edilmesi davasına başlandı.

İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan A.A. gelmezken, tutuklu sanık İ.C. ile sanık avukatları katıldı.

Tutuklu sanık İ.C., maktül Mustafa Erdal'ı hiç tanımadığını, öldürülen Bayram Ali Öztürk'ü ise vaazlardan tanıdığını söyledi.

O gün camide öldürülen Bayram Ali Öztürk'ün sohbeti olduğunu anlatan sanık İ.C., şöyle konuştu: "Pazar günü olduğu için çok sayıda kalabalık geleceğini düşünerek yer bulmakta zorlanmamak için sabah saat 04:00'de camiye gittim. Ön saflarda yer aldım. Namazımı kıldım. Sohbete geçildiği esnada daha da önlere geldim. Dua esnasında başımız yerdeydi. Ara sıra etrafa bakmak için sadece başımızı kaldırırdık. Yine başımı kaldırdığım esnada arka taraflardan bir şahsın sağ taraftan hocanın önüne doğru ilerlediğini gördüm."

Mustafa Erdal'ın hocaya dua ettirmek için yanına gittiğini sandığını söyleyen İ.C., şahsın hocaya iyice yaklaştığı sırada arka taraftan birinin "Elinde bıçak var" diye bağırdığını duyduğunu söyledi. O esnada kargaşa yaşandığını anlatan İ.C., ifadesine şöyle devam etti: "Hocanın solunda 19 yaşlarında bir genç birden Erdal'a doğru hamle yaptı. Daha sonra elinde bıçağı gördük. Erdal, ikinci kez yaralamasın diye ben de elindeki bıçağı almaya çalıştım. Alırken şahıs bana da direndi. Ancak elinden bıçağı aldım. Bize göre sol tarafta kalan bir sütunun üzerine bıçağı bıraktım. Bu esnada benim sırtım kalabalığa dönüktü. Arkada ise bir arbede yaşanıyordu. Ben bu şahsa kesinlikle hakarette bulunmadım, darp etmedim. Önce hocayı ben kucakladım. Sonra cemaati uyardım, hocayı dışarı çıkardık. Bayram hocayı bir taksiye bindirerek hastaneye götürdük. Erdal'ı kimin linç ettiğini bilmiyorum. Çok kalabalıktı. Hoca bıçaklandıktan sonra arkalardan öne gelenler oldu. Balkonlardan da atlayanlar oldu. Bir arbede yaşandı. Tahliyemi talep ediyorum."

Karakolda cumhuriyet savcısı tarafından ifadesi alınan sanık İ.C., ifadesinde birtakım yanlışlıklar olduğunu da belirtti. İfadede yer alan "Erdal'a çarptım" sözüyle aslında "Ben Erdal'a çarpan kişilere çarptım" demek istediğini söyleyen İ.C., şöyle konuştu: "Erdal'a çarpmadım. Erdal'ın kafasının mermere çarptığını da görmedim. Öyle demek istemedim. 'Herhalde kargaşa sırasında kafası mihrabın mermerine çarpmış olabilir' dedim. Ama ben çarptığını görmedim"

Sanık, iddianamede anlatılanın aksine bıçağı aldıktan sonra cemaate doğru sallamadığını, havaya kaldırıp mermerin üzerine koyduğunu söyledi.

Sanığın ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Tanıklar, o gün caminin sohbet nedeniyle kalabalık olduğunu, normalde cemaatte gördükleri dışında çok sayıda yabancıların da olduğunu, isminin daha sonra Mustafa Erdal olduğunu öğrendikleri hocayı bıçaklayan şahsın sarıklı ve cübbeli olduğunu ve arka taraftan hocaya yaklaştığını ve yaklaştığında bıçağı çıkarıp hocayı yaraladığını, cami içinde büyük bir arbede yaşandığını, Erdal'a kimin saldırdığını da görmediklerini söyledi. Tanıklar ayrıca, sanık İ.C.'yi tanımadıklarını belirtti.

İ.C.'nin avukatının tahliye talebi Cumhuriyet Savcısınca reddedildi. İfadelerin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık İ.C.'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Mustafa Erdal'ın ağabeyi Hüseyin Erdal'ın bir sonraki duruşmaya çağırılmasına, tutuksuz yargılanan A.A.'nın ve olay esnasında camide bulunan diğer tanıkların da zorla getirilmesine karar verildi.

Öte yandan duruşmadan çıkan ve İ.C.'nin ablası olduğunu iddia eden bir bayan da ağlayarak "Kardeşimin bir suçu yok" diye konuştu.

(FD-ED-HO-Y)

Haberler