Başbakan Erdoğan'ın Almanya Ziyareti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Musalla Taşına Koyduktan Sonra Cumhurbaşkanlığı veya Başbakanlığın Bir Hükmü Yok" Dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Musalla taşına koyduktan sonra cumhurbaşkanlığı veya başbakanlığın bir hükmü yok" dedi.
Türkiye'nin "kardeş ülke" olarak katıldığı Hannover Sanayi Fuarı'nın açılışını yapmak üzere Hannover'e giden Başbakan Erdoğan, gurbetçilerimizle bir araya geldi. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin düzenlediği etkinlikte konuşan Başbakan Erdoğan, "Şu an sizlerle hasret gidermekten çok mutluyum. Demokrasinin vazgeçilmez unsurları sivil toplum örgütleri, toplumsal sorunların siyasi gündeme taşınmasında ülke yöneticilerini uyarma fırsatını sık sık yakalıyor. Sizlerin kurduğu dernekler çok önemli görevler ifa etmektedir" dedi.
Berlin Büyükelçiliğimiz ve başkonsolosluklarımızın gurbetçi vatandaşlara yardımcı olmaya hazır olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Geçtiğimiz yılarda ataşeliklerimize ilave olarak sizlere hukuki konularda yol göstermesi için sözleşmeli hukuk danışmanları devreye soktuk. Yurt dışındaki vatandaşlarımıza kaliteli hizmet sunmak için dışişleri bakanlığımızca uygulamaya konulan e-konsolosluk web sayfası hizmete girdi. Bu sayede artık internet üzerinden 7 gün 24 saat işlem başvurusu yapabilirsiniz. Bu sayede konsolosluk işlemlerinin yüzde 80'ini internetten gerçekleştirebilirsiniz. Projeye paralel olarak Dışişleri Bakanlığı konsolosluk çağrı merkezi de hizmete girdi. Böylece telefonla işlerinizi daha hızlı gerçekleştirebilirsiniz. Dışişleri Bakanlığı ve devletin tüm kurumları yenilikçi çalışmalar yapmaya devam ediyor."
Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın hayat standartlarının yükselmesine önem verdiklerini ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Sizlerden önemli bir beklentim var o da Alman toplumuyla uyum içinde olan vatandaşlar olarak bu ülkede mutlu bir hayat sürmeniz. 50 yıla yakın zamandır artık Almanya'daki nesil Türkiye'ye dönme hesabında değil. Bu yaşam şüphesiz ki Alman halkıyla da omuz omuza bir entegrasyon sürecini gerektirir. Ama biz kendi medeniyet ve kültür değerlerimizi iyi bilmek durumundayız. Burada kimse asimilasyon talebinde bulunamaz. Biz nasıl ülkemizdeki azınlıklardan asimile olmalarını istemiyorsak ve bunu insan yaşamına saygısızlık olarak telakki ediyorsak bu hiçbir yerde olmaz."
AB kriterlerinin buna engel olduğunu belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Entegrasyon iki tarafın da çabasını gerektirir. Alman hükümetinden de aynı çabayı bekliyoruz. Eğer AB'yi bir siyasi birliktelik olarak görüyorsak bunu yapmak durumundayız. Bu anlayışı değiştirmek isteyenler AB anayasasına 'AB'nin kökeni Hıristiyanlığa dayanır' ifadesi konmamıştır. Çünkü Avrupa'da Müslümanlar da Yahudiler de yaşamaktadır; burada bir medeniyetler ittifakı söz konusudur. Bizce AB medeniyetler birliğinin adresi olmalıdır medeniyetler çatışmasının değil. Küresel barış ancak böyle sağlanır. Medeniyetler çatışması küresel teröre zemin hazırlanır."
Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın Almanca'yı iyi öğrenmesi gerektiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşsizliğin giderilmesini istiyorsak Almanca'yı iyi konuşmalıyız. Türkiye olarak Almanya ile el ele vererek üzerimize düşeni yapmaya hazırız ama Almanca'yı iyi öğrenebilmek için önce gençlerimizin Türkçe'yi iyi öğrenmesi lazım. Müreffeh bir yaşamın vazgeçilmez şartı eğitimdir. Aileler mutlaka çocuklarını yönlendirmeli. Alman eğitim sisteminin kuralları ve şartları dikkate alınarak çocukların eğitimi doğduktan itibaren planlanmalı. Cehalet bizim en büyük düşmanımızdır. Kur'anın ilk emri 'Oku'dur. Cehalet ayaklarımızın altındadır. Çocuklarımızın ana okullarına devam etmeleri küçük yaşta sosyalleşmeleri bakımından önemlidir"
İktidara geldikleri bugünden bu yana icraatlarından bahseden Erdoğan, Türkiye'de eğitim, adalet, güvenlik ve sağlık alanında büyük reformlar gerçekleştirdiklerini belirtti.
"İhmale uğrayan bölgelerde aksaklıkları süratle giderebiliyoruz" diyen Erdoğan, dengesizlikleri hedef alarak 110 bin derslik kurduklarını söyledi.
İhmale uğrayan bölgelere gerekli önemi verdiklerini anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Böylece batıya göçü asgariye indirirken, bölge insanına bölücü terör örgütünün 'devlet size bakmıyor' istismarını ortadan kaldırıyoruz. Her okulda bilişim teknolojisi sınıflarını kurduk. Böylece ilköğretimde bilgisayar eğitimi veriyoruz. Bunu Şırnak, Silopi, Sinop'ta istisnasız her yerde görürsünüz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin 59. hükümeti, 70 milyon vatandaşına aynı mesafededir; ayırım olmaz. Haydi kızlar okula kampanyasıyla birlikte kız çocuklarımızı okulla buluşturduk. Eğitimde yoksulluk bahane değil dedik. Şu an yaklaşık 300 bin ilköğretim ve lise öğrencisine burs veriyoruz. 4 yıldır ilköğretimde bütün kitaplar ücretsiz dağıtılıyor. Anamuhalefet neden zenginlere de ücretsiz kitap verdiğimizi sordu; bizce öğrencinin zengini olmaz. Bu yıl lise öğrencilerine de kitapları ücretsiz vereceğiz"
Devlet ve SSK hastanelerini birleştirdiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık bütün hastaneler halkımızın. SSK'da ilacı sadece hastaneden alma sistemini de kaldırdık. Şimdi sağlık kentler kuracağız. Dünyanın en tanınmış hastaneleri oralarda bölüm açabilecek. Şimdilik beş ayrı kentte kurulacak."
Okul gezisi için İzmir'den Kapadokya'ya giderken kaza geçiren ilköğretim okulu öğrencileri için duyduğu üzüntüyü de dile getiren Başbakan Erdoğan, "Yavrularımız bizim için büyük bir yara oldu dedi.
Konuşmasında yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Cumhurbaşkanlığını açıklamam isteniyor. Tüm derdimiz makamlar değil; bizim değerlerimizde öldüğümüzde iki metre küp bir yere konacağız. Musalla taşına koyduktan sonra cumhurbaşkanlığı veya başbakanlığın hükmü yok. 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada'dır. Vatanımız milletimiz için ne yaptığımızın hesabını vereceğiz. Hortumculuk bizde prim yapsa bu yatırımların hiçbiri yapılamazdı."
(İHA-CY-CY-HO-Y)