Muhammed Furkan Güneş

Kötülüğün Sıradanlığı

28.12.2025 20:59
Haber Detay Image

Yirminci Yüzyılın en etkili siyaset kuramcılarından biri, tarihçi ve filozof Hannah Arendt'i hala tanımadıysanız ve okumadıysanız hararetle tavsiye ederim mutlaka tanıyın bu kadını.

Seküler bir Yahudi ailenin çocuğu olarak Almanya'nın eski adıyla Linden, bugünkü adıyla Hannover şehrinde dünyaya gelen bu kadını belki çeşitli sosyal ağlarda izlediğiniz birkaç bilgi kırıntısı ile tanıma fırsatınız olmuştur ama bununla yetinmeyin.

Özellikle Kötülüğün Sıradanlığı adlı kitabında Arendt, eminim ki hepinizin kötülüğe dair düşünce sistematiğinizi altüst edecek bir ufuk kazandıracaktır size.

Arendt, Kötülüğün Sıradanlığı'nda korkunç suçların her türlüsünü alıp, bir psikopatın, bir sadistin, ruh hastası bir katilin eylemi olmak dışına çıkarıyor, sıradan hayatında önüne konulan bütün kural kaidelere uyan ve iyilik ve kötülük tanımlarına göre iyi olarak tanımlanabilecek kişilerin eylemi de olabileceğini anlatmaya çalışıyor.

Arendt 1961 yılında, Kudüs'te Adolf Eichmann'ın isimli Nazi subayının davasını izlerken, yaptığı analizlerle Kötülüğün Sıradanlığı adlı kavramı geliştirip literatürümüze kazandırıyor.

Hannah mahkemede üstünden kötülük akan korkunç şeytani bir tipleme beklerken, beklediğini göremediğini beklentilerinde şoka uğradığını söylüyor.

Milyonlarca yahudinin toplama kamplarında toplanıp ölümüne yol açan o adam, aslında üstlerinden aldığı emirleri layıkıyla yerine getirmeye çalışan ve bu konuda başarılı bir bürokrat olan kural ve kanunlara sadık, kariyer yapma hırsıyla dolu sıradan bir memurdur.

Yasalara uygun olarak görevini layıkıyla yerine getirdiğini savunan Nazi Subayı Eichmann, düşünme yetisinden yoksun ya da değil, işinin, devletinin emrini düşünmek olmadığını, sadece uygulamak olduğundan hareketle ve işini iyi yaptığını savunarak iyi bir vatandaş olduğunu bile savunur.

Arendt, mahkemede tanık olduklarıyla düşüncelerini değiştirir ve kötülüğün, radikal, kökten derinlerden beslenen ve de gelen bir şey olmadığını, yüzeysel bir sıradanlıktangeldiğini söyler.

Düşünmeyen ve sadece itaat eden, tanım gereği iyi vatandaşlarca da işlenebilen bir eylem olarak kötülüğün sıradanlığını dillendirir.

Arendt'in kötülüğün sıradanlığına güncel ve yerel bir örnek düşünce önüme, aslında ne kadar haklı olduğunu düşünmeden edemedim.

Malumunuz Kürt Siyasetçi Leyla Zana'ya dönük çirkin küfür ve hakaretlerinden dolayı Bursaspor'a bir ceza kesildi. Biz her ne kadar hakaretlerden ötürü desek de aslında cezanın gerekçesinde hakaret için 16 bin lira olmak üzere diğer ıvır zıvır gerekçeler de dahil toplam 342 bin lira ceza kesildi.

Ne oldu dersiniz? Gaziantep'ten kötülüğün sıradanlığına örnek olabilecek bir sıradan çıkıp cezayı ödemeye talip oldu ve ceza miktarınca Bursaspor'a bağışta bulundu.

Şaşırmayacaksınız neredeyse her faşist kötülüğün arkasından çıkan İYİ Partili bir milletvekiliydi bu.İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban. Hani şu 2021'de borsada, piyasa dolandırıcılığı suçuyla SPK'nın 6 ay işlem yapmaktan men ettiği kötülük.

Şimdi o kötülük, bir diğer çirkin kötülüğe sahip çıkıp, o kötülüğe kesilen cezayı ödemeye gönüllü oluyor ve bu kötülüğünü de "anlayan anladı" başlığıyla ifşa ediyor.

Alın size kötülüğün sıradanlığı.

Yazarın Tüm Yazıları