Hayırsever Monarşi mi yoksa, kör topal hayırsız bir demokrasi mi?
Lübnan asıllı, Trump gibi o da emlak zengini Tom Barrack'tan yeni inciler dökülüyor. Hem de hadsiz inciler.
Tom Barrack geldiği günden ABD'nin Ankara Büyükelçisi olarak göreve başladığı günden beri haddini ve boyunu aşan sözler yapmaya devam ediyor.
Ne dese beğenirsiniz, başta Suriye olmak üzere Ortadoğu ülkeleri için; demokrasi size fazla gelir, gelin biz size hayırsever Monarşi verelim.
İyi bari o engin ufkunuzdan bize, Türkiye'ye ne düşüyor? Bize de yabancısı olmadığımız daha dünden teşne olduğumuz Osmanlı modelini tavsiye ediyor.
Bu konuşmayı da, Anadolu Ajansı'nın (AA) Global İletişim Ortağı olduğu, Katar'ın başkenti Doha'da 23. Doha Forum kapsamında düzenlenen "Yeni Suriye'nin Bir Yılı: İlerlemeyi, Fırsatları ve Zorlukları Değerlendirmek" panelinde söylüyor.
Tabiri caizse ona kürsüyü takdim edip konuşturan da bir nevi biziz.
Ne oldu da dünyanın dört bir yanına emperyalist politikalarını götürmek için bahane ettikleri demokrasiden vazgeçtiler?
Çünkü size demokrasiyi getireceğiz diye gittikleri her bir yerde çamura batıp bataklığa gömüldüler. Ne olacaktı ya? Elbette yeni bir sunum yeni bir bahane yeni bir yalan lazım geldi.
Tom Barrack, ABD'nin Ankara Büyükelçisi olmakla birlikte Suriye Temsilciliğini de yürütüyor. Bu iş için biçilmiş kaftan desek abartmış olmayız.
Trump'la aynı iştahın aynı aç gözlülüğün aynı doyumsuz sömürgeciliğin insanı ama Lübnanlı, Maruni Hiristiyan kökenli.
Derdi ne derseniz, Oratadoğudaki ülkelerin her birinin farklı yönetim modellerince yönetilmesinden ve bölgenin her türlü enerji kaynaklarına ulaşmak konusunda, bu farklılıkların ayaklarına dolanmasından rahatsızlar.
Bu kaynaklara ulaşmak için Monarşi onlar için biçilmez kaftan. Yok ama başındaki ifadeyi unutmayalım Hayırsever Monarşi.
Bir adam seç destekle, yönetime taşı, biraz besle büyüt, kendine bağımlı kıl sonrası zaten kendiliğinden gelir.
Kimin hayrına? Bizim değil elbette.
