Türkiye'de influencer olmak için artık bir fikre, bir birikime ya da bir hikâyeye gerek yok. Bir klavye, bir ekran kaydı ve sihirli tuş kombinasyonu yeterli: Windows + R.
Gerisi zaten geliyor. Aynı ekran, aynı komut, aynı ses tonu, aynı başlık… Sadece hesap adı değişiyor.
Bugün sosyal medyada dolaşırken gördüğümüz içeriklerin büyük kısmı, içerik üretimi değil; içerik tekrarı. Bir yerde bulunan bilgi, yüzlerce hesap tarafından yeniden paketleniyor. Kimse sormuyor: "Bu bilgi ne işe yarıyor?", "Gerçek hayatta kimin hayatını değiştirdi?", "Bu neden önemli?"
Asıl mesele burada başlıyor.
Windows + R nedir, neye dönüştü?
Windows + R, bilgisayarda bir çalıştırma komutudur.
Ama Türkiye'de bu kısayol, dijital içerik üretiminin sembolüne dönüştü.
"Bilgisayarını hızlandır"
"Kimsenin bilmediği gizli ayar"
"Bunu yapmayanlar pişman oluyor"
"Microsoft'un senden sakladığı özellik"
Hepsi aynı yerden, aynı ekrandan, aynı hareketlerle.
Sorulması gereken soru şu:
Bu gerçekten yaşam için bu kadar gerekli mi?
Hayır.
Ama algoritma için çok gerekli.
Dünyada Influencer'lar ne yapıyor?
Dünyada güçlü influencer'lar:
Bir konuda derinleşiyor
Kendi deneyimini anlatıyor
Başarısızlıklarını saklamıyor
Kaynak gösteriyor
Araştırma yapıyor
Kendi verisini üretiyor
Yani içerik "bilgi" taşıyor, sadece "hareket" değil.
Türkiye'de ise:
İçerik, bilgi vermiyor; oyalıyor
Öğretmiyor; oyalıyor
Zaman kazandırmıyor; tüketiyor
Windows + R sadece bir örnek
Aslında mesele sadece Windows + R değil. Türkiye'de influencer dünyasında sürekli dönen başka başlıklar da var:
"Pasif gelir"
"Bu işi yapan köşeyi döndü"
"Kimse sana bunu söylemez"
"Gençler yurt dışına gidiyor"
"Yapay zekâ her şeyi bitirecek"
"Ben böyle zengin oldum"
Hepsi yarım, abartılı ve bağlamsız.
Gerçek veri yok, süreç yok, arka plan yok. Sadece iddia var.
Dijital kopyacılık ve internet israfı
Türkiye'de her alanda olduğu gibi dijital teknolojilerde de kopyalama kültürü baskın.
Kopya içerik:
Ekranı doldurur
Zamanı yer
Düşünceyi köreltir
Bu, sadece içerik sorunu değil; internet israfıdır.
Bir bilgi yüzlerce kez tekrarlandığında değer kazanmaz.
Aksine, değersizleşir.
Asıl sorumluluk kime ait?
Bu noktada sorumluluk sadece influencer'larda değil.
Takipçide de.
Her izlenen içerik bir onaydır
Her paylaşım bir teşviktir
Her "beğeni", bu döngüyü besler
Takipçi sorgulamazsa, kopya içerik çoğalır.
Takipçi talep etmezse, özgünlük oluşmaz.
Bir uyarı yerine
Takipçiler daha faydalı, daha derin, daha özgün içerikleri hak ediyor.
Bilgiye benzeyen ama bilgi olmayan şeylerle vakit kaybetmek zorunda değiliz.
Ekranı dolduran her şey değerli değildir. Her anlatılan da öğrenilecek bir şey değildir.









