Birçok Bestemi Rüyamda Yaptım

Annesi ve babası müzisyen olan Kazak asıllı Anjelika Akbar, Kasım ayında vizyona giren 'Beni Unutma' filminin müziklerini yaparak dikkatleri üzerine çekti. Filmle aynı ismi taşıyan bir albümü de piyasaya çıkaran ünlü sanatçı; müzikle ilişkisini, projelerini ve özel hayatını Mecmua dergisine anlattı.

İlk olarak son albümünüz 'Beni Unutma'dan bahsedelim biraz...

'Beni Unutma' filminin vizyona girdiği gün çıkardık CD'mizi. 'Beni Unutma' gerçekten de benim için çok özel bir proje, çünkü aynı adlı filmin tüm müziklerini ben yaptım.

senaryo beni çok ağlattı!

Müzikleri hazırlamak için senaryoyu okuduğunuzda ilk olarak neler hissettiniz?

Senaryosunu okuduğumda hüngür hüngür ağlamıştım; müziklerini hazırlarken, bestelerken de aynı şekilde hüngür hüngür ağladım. Stüdyodayken ağladım, filmi izlerken ağladım, halen CD'yi dinlerken ağlayabiliyorum. Umarım dinleyiciler çok beğenir.

Müzik sizin için bir vazgeçilmez... Anne ve babanız müzisyen. Siz de üç yaşında piyano eğitimi almaya başlamışsınız. Beş yaşında da ilk bestenizi yapmışsınız...

Annemle babam müziğe olan ilgimi neredeyse ben daha birkaç aylıkken, hatta daha yürümüyorken keşfetmişler. Onlar müzik çaldıkları zaman ben müziğin ritmine göre kafamı sallıyormuşum, dans ediyormuşum. Onlar da bendeki bu durumu görünce piyanoyu karyolamın yanına koymuşlar. Daha bir yaşına gelmeden piyanodaki tuşları öğrenmiştim.

40'A KADAR SAYARIM...

Sizin her yerde beste yapabildiğinizi okumuştum...

Evet; yüzerken bile beste yapabilirim. Uykumda bile yaparım. Birçok bestemi rüyamda yapmışımdır zaten. Çünkü bunun için bir referansa gerek yok, senfonik bir eser bile olsa aynı anda duyabiliyorum.

Sahneye çıkmadan yaptığınız bir ritüeliniz var mı?

Sahneye çıkmadan hemen önce mutlaka nefesimi tutar, 40'a kadar sayarım. Sibirya'da bu her şeyin öncesinde mutlaka yapılır. Anneannem öğretmişti bana da...

Üstün yetenekli çocukların gittiği bir okulda okumuşsunuz. Kendinizi özel hissediyor muydunuz?

Hayır; kendimi özel hissetmedim.

#Sayfa#

KONSER DEDİK SAHNEDE EVLENDİK

Eşinizle nasıl tanıştınız?

O benim öğrencimdi! Aslında bir yıl boyunca ben onun farkında bile değildim. Sadece ellerine bakıyordum.

Kim önce harekete geçti?

Benim hislerimi fark etmemi bir olay sağladı aslında...

BEŞ ŞİŞE BAŞIMA DÜŞTÜ!

Nasıl bir olay?

Bir konsere gidiyordum ve uçakta başıma beş şişelik bir viski kutusu düştü. Birkaç saat sonra konserim var ve başım çok ağrıyor. Üçüncü aradığım kişi oydu. Sesini duyunca bir şeyler hissettiğimi anladım.

Düğününüz de çok ilginçmiş...

Şahitlerin bile düğüne geldiğinden haberi yoktu! Ailelerimize konser davetiyesi gönderdik. Sahnede sürpriz bir şekilde evlendik. Herkez şoke olmuştu!

3.5 YAŞINDAKİ OĞLUM ÇELLO ÇALIYOR

İki oğlunuz var. Onlar da sizin gibi müziğe ilgi duyuyor mu?

Her ikisinin de müziğe yeteneği var. Büyük oğlum Yürek, fotoğraf ve video üzerine eğitim görüyor. 11 yaşına gelene kadar ben onu klasik müzikle dinleterek uyuttum, dolayısıyla kulağı çok iyi. Daha dört yaşındayken bir piyano konçertosunun en engebeli halini tertemiz söyleyebiliyordu.

Ya küçük oğlunuz?

Ufak cidden müzik konusunda inanılmaz. Timur henüz 3.5 yaşında. Ama müzik konusunda cidden çok yetenekli. Notaları biliyor, çello dersi alıyor. Küçücük sandalyede, kendisi küçücük, çellosu küçücük, çok tatlı.

Sizin etkiniz büyük olmalı...

Aile tabii ki çok etkili. Zaten ikisi de müzikle doğdu ve müzikle büyüdü. Bu onları etkiledi.

En çok kimlerin eserlerini çalmayı seviyorsunuz? Çocuklarınız en çok onları dinleyerek büyümüş olmalı...

Skriyabin ve Bach'ı çok seviyorum. Bach'ın müziğinin içinde her şey vardır ve zıddıyla vardır. Aşk var, şiddet var, yumuşaklık var. Mozart'ın müziği de öyledir. Bunun dışında Vivaldi'yi ve Çaykovski'yi çok seviyorum. Rahmaninov da benim için çok özeldir.

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Magazin Haberler