Vücudu işkence izleriyle kaplı Filistinli genç, gaspçı İsrailliler ile askerin uyguladığı vahşeti AA'ya anlattı
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde tedavi altında bulunan Filistinli genç Uveys Hemmam, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerden oluşan bir grup tarafından kaçırılıp saatlerce ağır şekilde darbedildiğini güçlükle dile getirdi.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde tedavi altında bulunan Filistinli genç Uveys Hemmam, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerden oluşan bir grup tarafından kaçırılıp saatlerce ağır şekilde darbedildiğini güçlükle dile getirdi.
Batı Şeria'nın orta kesiminde yer alan Ramallah'ın batısındaki köyüne yakın bir bölgede namaz kıldığı sırada gaspçı İsrailliler tarafından dün saldırıya uğrayan Filistinli genç Uveys Hemmam, yaşadıkları dehşet verici vahşeti AA'ya anlattı.
Ramallah kentinin batısında yer alan Beni Haris köyünde namaz kılarken, bir grup Filistin topraklarını gasbeden İsraillinin kendisini kuşattığını söyleyen 28 yaşındaki Hemmam, işkenceden bitap düşmüş yorgun bir ses tonuyla şunları söyledi:
"Raysan bölgesine yakın su kaynağı civarında kısa bir yürüyüşe çıkmıştım. Namaza durmuştum ki bir anda bir grup İsraillinin hızla üzerime doğru geldiğini gördüm. Her taraftan beni sardılar ve vücudumun her yerine vurmaya başladılar."
Aldığı şiddetli darbeler nedeniyle artık ayakta duramayacak hale geldiğini belirten Hemmam, ardından zorla dağın tepesine taşındığını ve burada çok daha ağır bir saldırıya maruz bırakıldığını dile getirdi.
Öncü dövüp ardından dağa kaçırdılar
Hemmam, "Bana defalarca vurduktan sonra beni taşıyıp dağın tepesine kaçırdılar. Orada durmaksızın dayak, hakaret, aşağılanma ve küfür başladı." dedi.
Darp ve yapılan işkence nedeniyle vücudu baştan aşağı yara izleriyle kaplı olan Hemmam, acının şiddetinden dolayı artık ne direnebildiğini ne de ayakta durabildiğini, işkence sırasında birkaç kez bilincini kaybettiğini aktardı.
Hemmam'a yönelik bu saldırı, Filistinli hak örgütlerine göre, Batı Şeria'daki yollarda ve Filistin kasabalarında son dönemde benzeri görülmemiş düzeyde artan gaspçı İsraillilerin saldırılarının bir parçası. Bu saldırıların çoğu, örgütlerin tespitlerine göre, çoğunlukla İsrail ordusunun koruması altında gerçekleşiyor.
Geçtiğimiz Kasım ayında, Filistinli Duvar ve Yerleşim Birimiyle Mücadele Heyeti, toplam 2 bin 144 saldırıyı belgeledi. Bunların 621'i gaspçı İsrailliler, 1523'ü ise İsrail ordusu tarafından gerçekleştirildi.
"Kurtulacağıma dair bir inanç vardı"
Hemmam, kaçırılmasının ardından Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin ellerini sıkıca bağladığını ve durmaksızın dövdüğünü, dipçik darbeleriyle vurduklarını, ardından kendisini yerde sürükleyip taşladıklarını anlattı.
Saldırganların bir kısmının ise yerleşimci kılığına girmiş İsrail askerleri olduğunu belirten Hemmam, şunları söyledi:
"Beni sorguluyor, dinime hakaret ediyor, ardından vücudumun her yerine şiddetli darbeler indiriyorlardı. O kadar çok vurdular ki her yerimden kan akmaya başladı. Tüm yaşadıklarıma rağmen içimde hep kurtulacağıma dair bir inanç vardı. Allah'ın bana bir çıkış yolu vereceğine dair umudum büyüktü ve öyle de oldu hamdolsun."
Sabah saatlerinde, İsraillerin içinde dolaştığı bir araca bindirilerek bir süre farklı yollarda gezdirildiğini, ardından yakın bir bölgede bırakıldığını aktaran Filistinli, "Sabah beni arabaya aldılar, yollar boyunca dolaştırdılar, sonra bir kenara atıp kaçtılar…" diye konuştu.
Hemmam'ın alıkonması
Sağlık durumunun ciddiyeti nedeniyle konuşmakta zorlanan Uveys'in yaşadıklarının geri kalanını babası Hemmam anlattı.
Baba Hemmam, ailenin, Uveys'in ortadan kaybolmasıyla büyük bir endişeye kapıldıklarını, kısa süre sonra ise İsrail istihbaratından gelen bir telefonla onun gözaltında olduğunu öğrendiklerini dile getirerek, "Bizi aradılar ve 'Oğlunuz bizde, yerleşimciler onu dağda yürürken yakaladı' dediler." dedi.
Baba Hemmam, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gaspçı İsrailliler, oğlumu dağın tepesine çıkararak ağır şekilde dövmüş. Ardından İsrail askerlerine teslim etmişler. Askerler de sabaha kadar onu dövmeye ve işkence etmeye devam etmiş. Oruçluydu, bir yudum su bile vermediler."
Baba Hemmam, daha sonra tekrar arandığını belirterek, şunları söyledi:
"Daha sonra subay tekrar arayıp onu Filistin yönetimine teslim ettiklerini, dikkatli olmamızı ve o bölgeye yaklaşmamamızı söyledi. Ama oğluma kavuştuğum için Allah'a şükrediyorum, en azından hayatta döndü."
Oğlunun hastanedeki durumuna ilişkin ise Hemmam, "Şu an tıbbi gözlem altında. Şiddetli darp nedeniyle kaslarında oluşan hasardan vücudunda toksin belirtileri var. Ona serum ve glikoz verilmeye başlandı. İnşallah yavaş yavaş iyileşecek." dedi.
Baba, oğlunun yaşadıklarına rağmen moralinin güçlü olduğunu kaydetti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı, Batı Şeria'da çoğu zaman İsrail askerlerinin koruması altında gerçekleşen gaspçı saldırılarının, Netanyahu hükümetinin Filistinlileri korkutma ve zorla göç ettirme hedefi taşıyan "sistematik bir politika" çerçevesinde sürdürüldüğünü vurgulamıştı.
Geçtiğimiz 18 Kasım'da İsrail gazetesi Haaretz, üst düzey güvenlik yetkililerinin uyarılarını aktarmış, İsraillilerin Filistinlilere yönelik şiddeti nedeniyle Batı Şeria'da "yakın patlama" riskinin bulunduğunu, ordunun sahadaki kontrolünü kaybettiğini yazmıştı.
Batı Şeria'da bu yıl 1600'ün üzerinde yerleşimci saldırısı kayıtlara geçti
Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, sene başından bu yana başta Ramallah, Nablus ve El-Halil kentleri olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'da 270'ten fazla topluluğu etkileyen bin 600'ün üzerinde saldırı gerçekleştirdi.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin (OCHA) 27 Kasım'da yayımladığı raporunda, can ve mal kaybına yol açan söz konusu baskınlarda fiziksel, taşlı saldırı, göz yaşartıcı gaz solunması nedeniyle 1057 Filistinlinin yaralandığı kaydedilmişti.
733 Filistinlinin doğrudan yerleşimciler tarafından hedef alındığı, 324'ünün ise söz konusu saldırılarda İsrail ordusunca yaralandığı bildirildi.


















