Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu... Gülistan Kılıç Koçyiğit: Barışı İcra Edecek, Hukuki Zemini Kuracak Bir Perspektif Gerekli
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM'de toplanan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda barışın inşası sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Koçyiğit, sürecin toplumsallaşması ve hukuksal altyapının oluşturulması için ortak katılımın gerekliliğine dikkat çekti.
(TBMM) - Dem Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Bu komisyon önemli bir görevi üstlendi, görevini yerine getirdi ve tamamlayacak. Ancak bundan sonra süreç nasıl ilerleyecek? Pozitif barışı nasıl inşa edeceğiz? Bu adımlar nasıl atılacak, toplumsal katılım nasıl sağlanacak? Bu sorulara hep birlikte yüksek sesle düşünerek yanıt üretmemiz gerekiyor. Bu nedenle, raporumuzun; herkesin kendi pozisyonunda ısrar ettiği değil, ortak sürece katkı sunan, barışı icra eden ve özellikle barışın hukuksal altyapısını oluşturacak pozitif bir barış perspektifini ortaya koyan bir akıl ve sağduyu ile kaleme alınmasının son derece önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında TBMM Tören Salonu'nda toplandı. Komisyonda konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:
"Hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Gerçekten yol gösterici oldu. Sonuçta dinliyoruz ama hafızamız zamanla unutabiliyor. Bazen ne kadar şey söylendiğini, hangi kavramların öne çıktığını, hangi tespitlerin yapıldığını yeniden görmek ihtiyacı doğuyor. Bu anlamda yapılan analizlerin kendisi yol gösterici olacaktır. Söylem analizinde de Türkiye'de toplumsal olarak ne kadar büyük bir barış özlemi bulunduğunun, tutanaklara ve içeriklere nasıl yansıdığını açık biçimde gördüğümüzü düşünüyorum. Bu komisyonun kuruluşunda üç temel amaç vardı. Birincisi, siyasal bir mutabakat arayışıydı; yani süreci Meclis'in önüne, parlamentonun ve halk iradesinin tecelli ettiği zemine taşımak ve bu anlamıyla süreci en geniş siyasal iradeyle yürütmekti. İkincisi, sürecin ve barışın toplumsallaşmasıydı. Buradaki katılımlar ve dinlemelerin, barışın toplumsallaşmasına ciddi katkılar sunduğunu düşünüyorum. Üçüncü amaç ise sıkça dile getirdiğimiz üzere, negatif barışın hukuksal altyapısını oluşturmak için gerekli yasal adımların atılmasına ilişkin bir tutum geliştirmekti. Bugün itibarıyla da tam olarak bunun arifesindeyiz.
"Sürecin henüz başında olduğumuzu ve katetmemiz gereken uzun bir mesafe bulunduğunu da açıkça görmekteyiz"
İlk iki amacın büyük ölçüde gerçekleştiğini düşündüğümüzde, üçüncü amaç açısından da artık rapor yazımı ve hukuksal altyapının oluşturulması sorumluluğu komisyonumuzun önünde durmaktadır. Özellikle söylem analizinin son bölümünü son derece çarpıcı bulduğumu ifade etmek isterim. Orada sunulan, daha doğrusu gözlemlere dayalı olarak ortaya konulan öneriler, aslında izlenmesi gereken yol haritasını da önümüze koymaktadır. Sürecin nihai hedefine ilişkin net, anlaşılır ve ölçülebilir bir tanım yapılması; demokratikleşme adımlarının içeriği konusunda ortak bir zemin tesis edilmesi; toplumsal güvenin inşasına yönelik sorumlulukların tanımlanması ve bu doğrultuda ilerlenmesi; hukuki altyapının acilen belirlenmesi; katılımcılık ve şeffaflık mekanizmalarının güçlendirilmesi. Bu çerçevede, komisyonumuz açısından muhtemelen iki aylık bir süre uzatımı söz konusu olacaktır ve zamanımız sınırlıdır. Ancak gelinen noktada, bu sürecin henüz başında olduğumuzu ve katetmemiz gereken uzun bir mesafe bulunduğunu da açıkça görmekteyiz. Sürecin toplumsallaşması, gelişmesi ve özellikle pozitif barışın inşası için yeni mekanizmalara, yeni toplumsal katılımlara ve farklı araçlara ihtiyaç olduğu analizlerde de açıkça ortaya konulmaktadır. Bu nedenle, bundan sonrası için yapılacaklara dair kapsamlı bir tartışmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
"Pozitif barışı nasıl inşa edeceğiz?"
Bu komisyon önemli bir görevi üstlendi, görevini yerine getirdi ve tamamlayacak. Ancak bundan sonra süreç nasıl ilerleyecek? Pozitif barışı nasıl inşa edeceğiz? Bu adımlar nasıl atılacak, toplumsal katılım nasıl sağlanacak? Bu sorulara hep birlikte yüksek sesle düşünerek yanıt üretmemiz gerekiyor. Bu nedenle, raporumuzun; herkesin kendi pozisyonunda ısrar ettiği değil, ortak sürece katkı sunan, barışı icra eden ve özellikle barışın hukuksal altyapısını oluşturacak pozitif bir barış perspektifini ortaya koyan bir akıl ve sağduyu ile kaleme alınmasının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Demokratikleşme perspektifini de içeren, kapsayıcı bir rapor süreci bizleri bekliyor. Bugüne kadar emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyor, süreci büyük bir hassasiyetle yürüten Sayın Meclis Başkanımıza da ayrıca teşekkür etmek istiyorum."










