KÜME Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Tasarım İşi" etkinliğinde konuştu Açıklaması
Kültür Medeniyet Vakfı (KÜME) Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar, kadın sorunlarını kendi kaynaklarından hareketle çözmeye çalıştıklarını ve bu amaçla 'Kadın Haklarına Dair İlkeler Bildirgesi'ni oluşturduklarını açıkladı.
Kültür Medeniyet Vakfı (KÜME) Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Biz ilk önce toplumumuzda gerçek kadın sorunlarını teşhis ve tespit etmeye çalışıyoruz. Sonrasında özgün çözümlerimizi üretmeye çalışıyoruz. Bunları yaparken de ilk bakacağımız yer kendi kaynaklarımız. Dinimiz, medeniyetimiz ne diyor? Hukukumuzda bununla ilgili nasıl çözümler var? Bunu da çok bilimsel, ayakları yere sağlam basar şekilde yapmamız gerekiyor." dedi.
Haliç Üniversitesi'nde KÜME Vakfı tarafından düzenlenen "Tasarım İşi" etkinliğinde konuşan Bayraktar, tasarımın çoğu zaman bir soruna çözüm bulmak, bir ihtiyacı karşılamak için yapıldığını söyledi.
Bayraktar, bir kişinin bir şeyi tasarlarken hayata bakışını, kültürünü ve değerlerini mutlaka ona yansıttığını belirterek, "Biz de şimdi hayatımızın her alanında başkalarının zihin dünyalarının ürünü olan tasarımlarla çözümler bulmaya çalışıyoruz. Toplumsal kabul görme, belli bir küresel zihniyet tarafından yönlendirilen moda anlayışı vesaire... Bunlar bizim rahatlık veya değerlerimizden gelen tercihlerimizin bile önüne geçebilir halde hayatımızı yönlendiriyor. Biz neden böyle bir durumda buna sessiz kalalım, seyirci kalalım?" ifadelerini kullandı.
Sorunlara ve ihtiyaçlara odaklanmanın öneminden söz eden Bayraktar, "Kendi çözümlerimizi bulabilsek, kaynaklarımızdan da alacağımız güçle tasarımlarımızı yapabilsek ve bunları dünya çapında markalaştırabilsek, o zaman küreselleşmenin ezdiği zeminde kimliğimizi daha iyi, daha güçlü şekilde korumak, yaşatmak ve geleceğin sorunlarına yeni çözümler bulabilmek için bir araç haline getirebiliriz, KÜME bunun derdinde." diye konuştu.
Şu anda birçok ülkede kadın çalışmaları yapan kurumlara, STK'lere bakıldığında, genelde Batı'daki söylemin takip edildiğinin görüldüğünü belirten Bayraktar, "Bunun için KADEM'de ne yapıyoruz? Şöyle bir bakış açımız var. İlk başta sorunlarımızı tespit etmeliyiz. Bırakın yeni çözüm bulmayı sorunları bile doğru tespit etmek gerçekten zor. Size güçlü bir gündem dayatılıyor ve bu sadece kadın çalışmaları alanında olmuyor, her alanda oluyor, bir sürü şey boca ediliyor." dedi.
"Kadın Haklarına Dair İlkeler Bildirgesi, ev kadınlarının haklarından bahseden ilk bildirge oldu"
Bayraktar, "Biz ilk önce toplumumuzda gerçek kadın sorunlarını teşhis ve tespit etmeye çalışıyoruz. Sonrasında özgün çözümlerimizi üretmeye çalışıyoruz. Bunları yaparken de ilk bakacağımız yer kendi kaynaklarımız. Dinimiz, medeniyetimiz ne diyor? Hukukumuzda bununla ilgili nasıl çözümler var? Bunu da çok bilimsel, ayakları yere sağlam basar şekilde yapmamız gerekiyor. Çünkü subjektif yargılardan kaçınmamız gerekiyor. Dünyaya objektif bir şey sunabilmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Bayraktar, kadın haklarıyla ilgili evrensel birçok bildirgenin bulunduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Biz KADEM'de 'Bir de kendi bakışımızla bir kadın hakları bildirgesi neden yazmayalım?' dedik ve Kadın Haklarına Dair İlkeler Bildirgesi'ni oluşturduk. Hepsi farklı disiplinlerden gelen akademisyenlerimizle aylarca bunun üzerine çalıştık, dünyadan bütün örnekleri inceledik ve bu örneklerin az çok birbirini tekrar ettiğini gördük. Kaynaklarımıza döndüğümüz zaman biraz daha renkli, biraz daha farklı prensipleri de içerebileceğimizi gördük. Mesela insanın akıl ve irade sahibi olduğu, özgür olduğu, şeref ve izzetle yaşayacağı, bunlar Batı'nın bize çok söylediği kavramlar gibi gelebilir ama aslında tamamen kendi kaynaklarımızdan aldığımız ifadeler."
Hiçbir kadın hakları bildirgesinde çalışmayan ev kadınlarının da haklarından bahsedildiğinin görülmediğini dile getiren Bayraktar, "Bu bildirge, bunu ilk kez yapan bildirge oldu. Bunun yanında şu anda modern dünyada cinsel kimlik üzerinden yürütülen toplum mühendisliği projelerinin aslında kadın hakları alanı içinde bir tehdit olduğu, soyun, nesebin korunmasıyla ilgili ciddi tehdit olduğu ve bununla mücadele edilmesi gerektiği ilk defa bir kadın hakları bildirgesinde yazıyor." diye konuştu.









