İsrail basınına göre Bakan Smotrich, yerleşimlerle "geri döndürülmesi zor bir gerçeklik oluşturmayı" hedefliyor
İsrail basını, İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in gelecek yıl yapılması beklenen parlamento seçimleri öncesinde Batı Şeria'daki Yahudi yerleşim faaliyetlerini hızlandırdığını yazdı.
İsrail basını, İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in gelecek yıl yapılması beklenen parlamento seçimleri öncesinde Batı Şeria'daki Yahudi yerleşim faaliyetlerini hızlandırdığını yazdı.
İsrail'in Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre Smotrich, seçimler yaklaşırken Batı Şeria'da yeni yerleşim birimleri inşasını ve altyapı projelerini artırarak, "İsrail egemenliğini pekiştirmeyi ve sahada geri döndürülmesi zor bir gerçeklik oluşturmayı" hedefliyor.
İsrail kabinesinin görev süresi Ekim 2026'da sona eriyor ancak İsrail'de birçok çevre, seçimlerin Haziran 2025'te veya daha erken yapılabileceğini değerlendiriyor.
Gazete, ülkenin en sağcı hükümetinin seçim dönemine girmesiyle bakanların kendi gündemleri açısından kritik gördükleri projelere hız verdiklerini aktardı.
Habere göre hükümetin göreve geldiği 2022 sonundan bu yana Batı Şeria'daki yerleşimlerde yaklaşık 48 bin konutun inşasına onay verildi. 2025 yılı ise belirgin bir artışın yaşandığı yıl oldu ve yıl sonuna kadar 50 binden fazla yeni konut projesinin gündeme gelmesi bekleniyor.
İsrailli yerleşim karşıtı izleme grubu Barış Şimdi'ye göre, Trump yönetimi İsrail'in Batı Şeria'yı resmen ilhak etmesini engellemiş olsa da mevcut hükümet fiili bir ilhakı sahada uyguluyor.
Gazete, Smotrich ve müttefiklerinin önümüzdeki aylarda, son üç yılda attıkları adımları kalıcı hale getirecek yeni girişimleri duyurmasının beklendiğini bildirdi. Maliye Bakanlığı görevinin yanı sıra normalde Savunma Bakanlığı bünyesinde olan Batı Şeria'daki yerleşim politikalarının yönetimini de yürüten Smotrich'in bu alandaki etkisi geniş.
Yediot Ahronot, Batı Şeria boyunca uzanan 60 numaralı otoyolun genişletilmesi gibi altyapı projelerinin de yerleşim genişlemesinin önemli bir aracı haline geldiğini yazdı. Habere göre yolun hızla genişletilmesi, ileride bu adımların geriye döndürülmesini neredeyse imkansız hale getirebilir.
İsrail Meclisi, 22 Ekim'de, Smotrich liderliğindeki Dini Siyonizm Partisi'nin desteklediği, Batı Şeria'nın ve Ma'ale Adumim yerleşiminin ilhakını öngören iki yasa tasarısını ön onaydan geçirmişti.
İşgal altındaki Batı Şeria'yı parçalayan yerleşim projesi: E1
Tarihsel olarak Doğu Kudüs'ün bir parçası olan ancak Ayrım Duvarı'nın (Utanç Duvarı) Batı Şeria kısmında kalan Filistin mahallesi Azeriye'nin yakınına inşa edilen "Ma'ale Adumim" yerleşimini, Batı Kudüs'e giden yola bağlamak için 1990'larda "E1 Projesi"ni başlatan İsrail, bu kapsamda, bölgeye 4 binden fazla yasa dışı konut ve oteller inşa etmek için 1999 yılında 12 bin dönüm Filistin toprağı gasbetti.
Gelen uluslararası tepkiler nedeniyle uzun süre rafta kalan projenin ilerletilmesini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'ye saldırılara tepki olarak Filistin devletinin tanınmasına yönelik atılan adımlara karşı 11 Eylül'de onayladı.
Bu projeyle işgal altındaki Batı Şeria'da Ramallah, Doğu Kudüs ve Beytüllahim kentlerinin birbirleriyle bağlantısı kesilirken 1967 sınırlarına göre Filistin devletinin başkenti olan Doğu Kudüs'ün Batı Şeria'dan izole edilmesi amaçlanıyor.
Filistinlilerin topraklarını gasbederek kurulan en büyük Yahudi yerleşimlerinden olan Maale Adumim'in genişletilmesini öngören proje kapsamında bölgeye 3 bin 400 yasa dışı konut inşa edilmesi planlanıyor.
Filistinlilere yönelik toprak gaspı 1967'deki işgalden bu yana hızlanarak sürüyor
Uzmanlara göre, ev yıkım politikaları ile Filistinlileri mülksüzleştiren İsrail, "yerleşimci sömürgeci" zihniyetle bölgede Filistinlilerin topraklarını gasbederek kurduğu yasa dışı yerleşimlerle işgal altındaki Batı Şeria'nın Yahudileştirilmesi yolunda adımlar attı.
İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilerin topraklarını gasbederek yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri kurma girişimleri, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün 1967'de işgal edilmesinin hemen ardından başladı.
O dönem iktidarda olan sol eğilimli İşçi Partisi, 1967-1977 yıllarındaki süreçte Doğu Kudüs ve çevresi ile Batı Şeria'nın doğusundaki Ölü Deniz (Lut Gölü) etrafında yoğun bir Yahudi yerleşim birimi inşası programı için düğmeye basarken İşçi Partisi'nden yönetimi devralarak hükümeti kuran aşırı sağcı Likud Partisi de 1977-1987 yılları arasında, Filistinlilerin topraklarını gasbederek Yahudi yerleşimi inşa programını aralıksız şekilde sürdürdü.
İşgal altındaki Batı Şeria'yı A, B ve C bölgeleri olarak ayıran, dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yasir Arafat arasında imzalanan Oslo Anlaşmaları da yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin önüne geçemedi.
Oslo Anlaşmasına göre, Filistinli nüfusun yoğunlukta yaşadığı kentleri kapsayan A bölgesinin hem idari hem güvenliği Filistin yönetiminde, B bölgesindeyse güvenlik İsrail, idare Filistin yönetiminde, C bölgesindeyse İsrail askeri yönetiminin olması gerekiyor. Buna karşın İsrail, bu statükoyu aradan geçen yıllar boyunca sürekli ihlal etti.
İsrail, 1990'lar ve 2000'ler boyunca da Batı Şeria'da Yahudi yerleşim alanları planlarını hızla sürdürürken yasa dışı yerleşimleri Batı Şeria'nın iç kısımlarına taşıdı. Bölgedeki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin birbirleriyle ve diğer İsrail kentleriyle ulaşımını sağlamak üzere Batı Şeria'nın iç bölgelerinden geçen "güvenli" yollar inşa etti.
Mevcut Tel Aviv hükümeti, Aralık 2022'den 2024 sonuna kadar, işgal altındaki Batı Şeria genelinde gasbettiği Filistin toprakları üzerinde 49 yeni yasa dışı yerleşim yeri inşası ve İsrail nezdinde de kaçak kabul edilen 7 yerleşim yerinin tek taraflı tanınması kararı almıştı.
Batı Şeria'da Filistinlilerin topraklarını gasbederek 365 Yahudi yerleşim yeri inşa edildi
Batı Şeria'nın güneyindeki Kefar Atsiyon Yahudi yerleşim birimi, İsrail'in 1967'de Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü işgal etmesinin hemen ardından kurduğu ilk Yahudi yerleşim birimi olarak kabul ediliyor. Bunun ardından Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsrailliler tarafından yüzlerce yasa dışı yerleşim yeri inşa edildi.
Yahudi yerleşim birimlerini takip eden İsrailli sivil toplum kuruluşu "Barış Şimdi (Peace Now)" hareketinin 2024 verilerine göre, Doğu Kudüs hariç, işgal altındaki Batı Şeria'da yaklaşık 3 milyon Filistinli yaşarken İsrailli yerleşimci nüfusu 500 bini aşmış durumda.
İsrail hükümetinin onayıyla Filistin topraklarından gasbedilerek kurulan yerleşim yeri sayısı 141'e yükselirken aşırı sağcı Yahudi grupların kurduğu İsrail yasalarına göre de kaçak sayılan yerleşim yeri sayısı ise 224 olarak belirlendi. Böylece Batı Şeria'da kurulan yasa dışı Yahudi yerleşimi sayısı 365'e ulaştı. İsrail hükümetinin söz konusu kaçak yerleşim yerlerine sık aldığı kararlarla tek taraflı onay verdiği biliniyor.
İsrail'in işgal ettiği topraklarda kurduğu yerleşim yerleri ve buraya nüfusunu nakletmesi uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul ediliyor.













