Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu... Bülent Kaya: "Bu Bir Pazarlık Değil Bizim Özgüvenle İşin Sonuna Kadarki Süreci Planlamamız Lazım"
Yeni Yol Grup Başkanvekili Bülent Kaya, TBMM'de düzenlenen toplantıda örgütlerin silah bırakma sürecinin ardından düzenleme yapılmasının beklenmemesi gerektiğini belirterek, bu konuda bütüncül bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini vurguladı. Sürecin psikolojisini yönetmenin yanı sıra, toplumun rızasının önemine dikkat çekti.
(TBMM) - Yeni Yol Grup Başkanvekili Bülent Kaya, "'Bekleyelim örgüt bütün unsurlarıyla silahını son ferdine kadar bıraksın ondan sonra biz düzenleme yapalım' dersek korkarım ki istediğimiz sonucu istediğimiz hızda alamayacağız. Bu bir pazarlık değil, bizim özgüvenle işin sonuna kadarki süreci planlayarak bir yol haritasını TBMM olarak başkasıyla bir pazarlık yapmaya ihtiyaç duymadan ortaya koymamız lazım" dedi.
Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında tören salonunda toplandı. Yeni Yol Grup Başkanvekili Bülent Kaya, şunları söyledi:
"Bu meseleye bütüncül bir şekilde yaklamak zorundayız. Bütüncül bir yaklaşımla örgütün tamamını kapsam altına almayan bir düzenlemenin yine başarı şansının az olacağını düşünüyoruz. Daha önce de örgütten bazı kişilerin ayrılmasıyla ilgili etkin pişmanlık vb. düzenlemelerin yapıldığını görüyoruz. Bir örgütün feshine ve tasfiyesine kim karar verecek; örgütün karar mekanizması. Peki örgütün karar mekanizmasında olan kişilere dair bir düzenlemeyi gündeminize almayacaksanız o örgüt fesih ve tasfiye kararını nasıl alacak ya da aldığı kararı nihayete erdirmeyle ilgili adımları nasıl atmış olacak? Dolayısıyla bu konuda bütüncül bir yaklaşım ortaya koymaktan geri durmamak lazım. Bazen sürecin psikolojisini yönetmek için 'herhangi bir al ver yok, pazarlık yok' diyoruz evet doğru ama sürecin gerekliliklerinin de olduğunu ifade etmekten geri durmamamız lazım. Sürecin gerekliliklerini ortaya koymak bunu bir şart olarak ortaya koymak değil bu işin sona erdirilmesiyle ilgili şartların ve koşulların oluşturulmasını ortaya koymaktadır. Nasıl bir sonuç elde etmek istiyorsak o sonuca giden kilometre taşlarını da döşemenin TBMM'nin iradesiyle ortaya konulması gerektiğini düşünüyoruz.
"Kapalı kapılar ardında atacağımız adımların bir sonuç doğurmayacağını ifade ediyoruz"
Elbette burada toplumsal rıza önemlidir. Dolayısıyla hangi adımı atarsak atalım, hangi düzenlemeleri yaparsak yapalım bu işin sonunda devlet, millet ve toplum olarak ne kazandığımızı da bu raporda net bir şekilde ortaya koymamız lazım ki cesaretle çizdiğimiz çerçeveye sahip çıkalım. Bu kararın sonuçlarının ne olacağını, bu ülkeye, bu millete ve topluma neler kazandıracağını net bir şekilde toplumla paylaşmadan kapalı kapılar ardında atacağımız adımların da bir sonuç doğurmayacağını ifade ediyoruz. Bunu müstakil bir yasayla mı yapmak gerekir yoksa mevcut bir yasayla ilgili yasalar zikredilerek yapılacak düzenlemelerle mi yapacağımızı bizim ortaya koymamız gerekir. Yoksa bekleyelim örgüt bütün unsurlarıyla silahını son ferdine kadar bıraksın ondan sonra biz düzenleme yapalım dersek korkarım ki istediğimiz sonucu istediğimiz hızda alamayacağız. Bu bir pazarlık değil bizim özgüvenle işin sonuna kadarki süreci planlayarak bir yol haritasını TBMM olarak başkasıyla bir pazarlık yapmaya ihtiyaç duymadan ortaya koymamız lazım."
"Bu ortak raporun dili ve içeriği ile ilgili ortaklaşabildiğimiz konularda ortaklaşalım"
Her partinin demokrasi yaklaşımının farklı olduğunu dolayısıyla münferit olaylar üzerinden değerlendirme yapılmasının doğru olmayacağını belirten Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasa Mahkemesi kararına rağmen biz de Selahattin Demirtaş'ın, Can Atalay'ın tutuklu olmasını eleştiriyoruz. Ama belki bu komisyonda bu tekil örneklerden ziyade eminim ki burada Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmalı mı diye sorsak herhalde tek bir milletvekili bile 'hayır' demez ama tekil örneklere girdiğimiz zaman ayrışabiliyoruz. Bunu tekil örneklerin önemsiz olduğunu belirtmek için söylemiyorum bizce tek bir kişinin hürriyeti bile önemlidir ve siyasetçi olarak gündeme getirmek hepimizin görevidir. Ama nihayetinde burada ortak bir rapor hazırlanacak ve bu ortak raporun dili ve içeriği ile ilgili ortaklaşabildiğimiz konularda ortaklaşalım."















