Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Proje Koordinatörü Serap Şener, dünyada ve Türkiye'de yaygın bir olgu haline gelen aile içi şiddetin önüne geçilmesi için bu yönde güçlü bir toplumsal bilinç oluşturulmasının şart olduğunu söyledi.

Trabzon'da görev yapan medya çalışanlarına yönelik 'Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadelede Yerel Medya Çalışanlarının Rolü ve Haber Yazma Atölye Çalışması' konulu program, Usta Park Otel'de yapıldı. Kentte görev yapan gazetecilerin katıldığı toplantıda, Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Proje Koordinatörü Serap Şener, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Naci Yıldırım, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdülrezak Altun, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Sarp Üner ve Ankara Barosu avukatlarından Hayriye Ertekin birer surum yaptı.

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Proje Koordinatörü Serap Şener, projenin Türkiye'de kadın haklarının korunması ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması amacıyla Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Yaygınlaştırılması Projesi'nin bir bileşeni olarak 2006 yılında başladığını söyledi.

Kadına yönelik aile içi şiddeti 'aile içinde meydana gelen cinsiyete dayalı kadın üzerinde baskı ve üstünlük kurmayı amaçlayan, tehdit, dayatma, kontrol içeren, duygusal, ekonomik veya fiziksel zararla sonuçlanan, kadının insan hakları ihlalini içeren her türlü eylem' olarak tanımlayan Şener, Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaygınlaştırılması ve kadın haklarının korunmasını amaçlayan projenin özel amaçlarını ise şu şekilde sıraladı:

"Aile içi şiddete maruz kalan ve risk altındaki kadınların güçlendirilmesine yönelik hizmet sunum modellerinin geliştirilmesi, aile içi şiddete maruz kalan ve risk altındaki kadınlara hizmet sunan kamu kurum ve kuruluşlarının kapasitelerinin artırılması ve aile içi şiddetle mücadele paydaşlar arasındaki iletişim ve işbirliğinin geliştirilmesi." Şener, dünyada ve Türkiye'de yaygın bir olgu haline gelen aile içi şiddetin önüne geçilmesi için bu yönde güçlü bir toplumsal bilinç geliştirilmesinin de şart olduğunu vurguladı.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdülrezak Altun ise kadına yönelik şiddetin medyada yer alış biçimlerine dikkat çekerken bu konuda medya yöneticileri ve çalışanlarının sorumluluğunu vurguladı ve şunları söyledi:

"Aile içi şiddete karşı takınılacak en sağlıklı tutum, şiddeti uygulayanları teşhir etmek ve cezalandırılmaları için haberi meşrulaştırıcı ve masumlaştırıcı bütün ayrıntılardan ayıklayarak bütün çarpıcığıyla vermektir. Haber sorumluları da bu tür haberleri izlemekle görevlendirdikleri muhabirlerin birikim ve duyarlılıklarının haberlerin üstesinden gelebilecek nitelikte olmasına dikkat etmelidir. Aile içi şiddete maruz kalan kadın ve çocukların korunması haberi hazırlayan muhabirin temel görevi olmalıdır." Toplantıda, kadına yönelik aile içi şiddetle ilgili istatistiki bilgiler de verilirken, şiddete maruz kalan kadınların hukuki ve diğer hak arama yollarının neler olduğu dile getirildi. Programın sonunda kadına yönelik aile içi şiddeti konu olan haber yazma çalışmalarıyla ilgili atölye çalışması yapıldı.

(EK-MU-HE-Y)

Haberler