Biri terlikle vatani görevini yaparken şehit olan evladını ebediyete uğurlar, diğeri 3 emekli maaşı, 2 asgari ücretten fazla ederi olan ayakkabısıyla gezinir.
Biri asil diğeri vekil, nasıl bir düzendir ki bu? Hani şu meşhur yemen türküsü vardır ya. Ne diyor türkü: Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir.
Daha birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne dediğini işitmedi mi partisinin vekili, işitti de anlamadı mı, anladı umursamadı mı?
"İşimiz çok olabilir, mesuliyetimiz ağır olabilir, vaktimiz kısıtlı olabilir; ama bunların hiçbiri vatandaşla arayı soğutmanın mazereti olamaz. Hele hele kibir, gurur, böbürlenme, sokakta çarşıda kasılarak yürüme gibi karakter zafiyetleri, bu çatı altında Tayyip Erdoğan'la yol arkadaşlığı yapan hiç kimseye yakışmaz. Buna en başta AK Parti Genel Başkanı olarak biz izin vermeyiz.
Şehit babası ayağında terlikle oğlunun cenazesine katılırken nasıl bir şımarıklıktır ki ayağına giydiği bilmem ne marka, 52 bin liralık ayakkabıyla gezinmek, poz verip fotoğraf çektirmek.
Bakın TÜİK'in, daha üstündeki mürekkebi kurumamış raporuna, Gelir Dağılımı İstatistiklerine göre, 2025 yılında, en yüksek gelire sahip yüzde yirmilik kesim toplam gelirin yüzde kırk sekizini alırken, en düşük gelire sahip yüzde yirmilik kesim ise toplam gelirin ancak yüzde 6,4'lük kesimini alabilmiş.
Hani deseniz ki manipülasyon yapıyorlar, sanmıyorum ki TÜİK devletin kurumu. Hükümet kendi kurumlarına itibar etmeyecek değil herhalde.
Şöyle de küçük bir ayrıntı var, hükümet edenler belki ona tutunur ama onca servetle o ağırlı kaldırır mı o küçük ayrıntı hiç sanmıyorum.
Neymiş en yüksek gelire sahip yüzde yirmilik kısmın toplam gelirden aldığı pay yüzde 0,1 azalmış. Çok şükür, ya azalmasaydı. Ya daha da artsaydı ne olurdu halimiz?
Canınızı sıkacağım ama hadi bir detay daha vereyim. En yüksek gelirli yüzde 10'luk grubun payı, en düşük yüzde 10'luk grubun payının 12,9 katı olmuş.
Buna ne derim biliyor musun? Azgın azınlık.
