Emre Sağıroğlu

Serpme kahvaltı gerçeğini konuşalım

17.12.2025 13:49
Haber Detay Image

Kahvaltı, bu topraklarda sadece bir öğün değildir.

Ailedir, paylaşımdır, zamandır.

Evde kahvaltı yaptığınızda dolaptaki ürünler çıkar, masaya serilir. Ne azdır ne çoktur; ama ne yediğinizi bilirsiniz. O peynir dün alınmıştır, zeytin bellidir, reçelin kimin yaptığı bile çoğu zaman masadadır.

Dışarıda ise tablo değişir.

Son yıllarda "serpme kahvaltı" adı altında, restoranların kendi seçtiği ürünleri bir araya getirdiği; bol tabaklı ama kontrolü zor bir sistemle karşı karşıyayız. Buna bir de "kahvaltı tabağı" ve "seçmeli kahvaltı" seçenekleri eklendi.

Aslında seçmeli kahvaltı, hem damak zevkine hitap etmesi hem de israfı azaltması açısından en mantıklı tercih gibi duruyor.

Ama serpme kahvaltı bugün neredeyse her yerde.

Dönercide, kebapçıda, sanayi içindeki esnaf lokantasında, büfede, otelde…

Sabah menüsüne bakıyorsunuz; serpme kahvaltı mutlaka var.

Peki soralım:

Bu gerçekten bir öğün mü, yoksa sadece bir algı mı?

Masaya ortalama 30–40 çeşit ürün geliyor.

Ama tüketilen tabak sayısı genellikle 10–15'i geçmiyor.

Geri kalanlar için çoğu misafir "nasıl olsa çöpe gidiyor" diye düşünüyor.

Keşke öyle olsa.

Gerçek şu ki; İstanbul'da serpme kahvaltıdan dönen ürünleri tamamen imha eden işletme sayısı iki elin parmağını geçmez.

Masadan dönen peynirler toplanır;

› gözleme olur,

› sigara böreği olur,

› paçanga olur.

Yenmeyen sucuk, jambon, salam;

› pizzaya girer.

Zeytinler yıkanır,

› tekrar servis edilir.

Reçel ve balın üzerindeki tortu alınır,

› yeniden masaya çıkar.

Bunları bildiğinizde, her yerde neden serpme kahvaltı yenmemesi gerektiğini daha net anlarsınız.

Bu yüzden bazı bilinçli işletmeler masaya oturduğunuzda şunu sorar:

"Tüketmeyeceğiniz ürünleri getirmeyebiliriz."

Bu yaklaşım hem israfı önler hem de işletmenin tecrübesini, mutfak disiplinini ve misafire bakış açısını gösterir.

Serpme kahvaltıyla ilgili sorun sadece israf değildir.

Hijyen, bu işin belki de en kritik başlığıdır.

Açıkta kalan ürünler, masadan mutfağa geri dönen tabaklar, uygun olmayan soğuk zincir…

Bunlar gözle görünmez ama ciddi riskler taşır.

Elbette serpme kahvaltı da yenir, seçmeli kahvaltı da, kahvaltı tabağı da.

Benim önerim; seçmeli kahvaltı sunan, bu konuda hassasiyet gösteren, reçelini kendi yapan, ürünlerini yöresinden getiren işletmeleri tercih etmenizdir.

Dışarıdan lüks görünen ama mutfağı boş, ürünü yetersiz mekanlardan uzak durmak;

sade ama işini hakkıyla yapan yerleri seçmek gerekir.

Çünkü asıl mesele şudur:

Nerede yediğiniz,

kimin hazırladığı,

ürünün mutfakta nasıl döndüğü.

Bilmediğiniz, güvenmediğiniz yerlerde serpme kahvaltı keyif değil, risk olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları

title