Haberler

Bir aşk hikayesi

Cenk Sabuncuoğlu

Cenk Sabuncuoğlu

Yazar / Yeni Yaşam Global
26.07.2021 01:44

İnsanın kendine olan seyahati bir aşk hikayesidir. İnsanın kendini sevmesi, değer vermesi, saygı duyması kendine olan aşkıyla mümkündür. İnsan kendini sevmeden bir başkasını sevebilmesi mümkün gözükmüyor. Bu sebeple kendimizin haricinde herkesi sevmeye çalışmak kendimizden kaçmaktan başka bir şey değil.

Akla gelen ilk soru kendimi nasıl sevmeliyim ? Bu soru bence kendine olan aşkın ilk basamağı. Severek aşka gitmeyi öğreniyorsun. Kendin gibi olmayı başardığında, kendinle vakit geçirdiğinde zevk almaya başladığında kendini tanıyarak sevmeye başlıyorsun. Seçimlerinde kendini ön plana alarak, hafiflik veren seçimler sizi size sevdirmeye başlar.

Kendine dürüst olmak, denge çarkı dediğimiz çarkı işletmekle başlayabilirsiniz. İşiniz, sağlığınız, özel hayatınız, hobileriniz, aile hayatınız, arkadaş çevreniz, inanç yapınızı güçlendirecek sisteminiz kurguladığınızda hepsine zaman ayırmayı başardığınızda bir çok bağımlılıktan kurtulduğunuzu anlayabilirsiniz.

Bu çark çalıştıkça kendinizde memnun olur, özsaygınızı yenilersiniz. Tek düze bir yaşam biçimi her zaman bağımlılığın anahtarıdır. Özgür olmak demek kişinin hafiflik veren seçimlerinin olması demektir. Bu seçimleri ancak bu çarkı işletebilen bireyler yapabilir. Çünkü dengeli bir enerji alımı verimi vardır. Aksi halde tek bir kaynaktan enerji almak insanı merkezinden çıkarır ve anlayamadığı bir tünele sokar.

Duygular yükseldikçe bilinç azalır, bilinç yükseldikçe duygular azalır.

Bu yolu seçmezseniz muhtemelen tek kaynaktan beslenmeyi tercih edip, ya bir işkolik ya da tek bir kaynağa bağlı fanatik bir tek kaynakçı olacaksınızdır. O tek kaynak bir gün iflas ederse sizde iflas etmenin ne demek olduğunu anlayacaksınız. İnsanlar kendine olan aşkı hep bir insan üzerinden deneyimler, kendini sevmesi için gereklilikleri bir birey üzerinden deneyimler ama anlayana tabi ki.

İnsanın yapmam dediklerini yaptıran, olmam dediklerini olduran aslında kendinde tamir etmesi gereken ama edemeyerek yola çıktığı kendi yansıması olan Aşkıdır.

İnsan acı çekmesi bir dersten bütünlemeye kalması gibidir. Daha çok ders çalışması gerektiği ve o konuda daha çok bilgilenerek o alandan şifalanması gerekmektedir. Bir çok insan aşk acısı çektiği zannederken aslında kendi içinde görmesi gereken yoksunluklarının bir fiziksel ruhsal belirginliğidir.

Sevmek ve aşk yaşamak kişiyi Allah'a yakınlaştırır. Çünkü her aşk Allah'a götürür, ya teşekkür edersin ya da kurtar beni dersin.

İnsanın değer görme, önemlilik, tercih edilmek iç güdüsü insanın ruhsal bilincinle tanımlamakta zorlandığı duygulardır. Bu sebeple tanımsız olan bir çok şeye aşk demek yanlıştır. Hayatımıza giren bir çok insan bizi bize aşık eder, birine aşık olmak için önce aşkı kendinde deneyimlemek önemlidir. Aksi halde aşkı zalimce kullanır karşı tarafa zarar veririz. Aşk şefkatle yaşanmadıkça adı aşk değildir.

Kendine olan aşkta hepsini deneyimlersin ve sonra gerçekten aşkı yaşamaya talip olursun. Bir çok insan bu kadar uzun bir yolcuktan yorulduğu için aşk' ret eder ve kendinle kalmayı seçer. Oysa ki yalnızlık Allah'a mahsustur. Özü budur ama gerçeği ilişkileri yönetemediğimiz ve kendimize olan aşkı tamamlayamadığımız için yalnızlık mazeretimiz olur.

Aşk şefkatle, saygıyla, güzeldir, herkesin hayatına aşkı tarif edecek birinin girmesi dileğiyle.
title