Tkp Genel Sekreteri Okuyan: "Bugünkü Sermaye Düzeniyle Hesaplaşmaya Niyeti Olmayanlar Mustafa Kemal'le Hesaplaşmaya Çalışır"

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Bugünkü sermaye düzeniyle hesaplaşmaya niyeti olmayanlar Mustafa Kemal'le hesaplaşmaya çalışırlar. Türkiye'deki sorunların kaynağında Cumhuriyet'in kuruluşunun ya da Mustafa Kemal'in tercihlerinin olduğunu söylemek zaten bilim dışıdır. Böyle bir tarih yaklaşımı olmaz. Sol bunu yaptı, dolayısıyla şöyle ironik bir durum ortaya çıktı; bugün bu düzenin sahiplerine çiçekler atan, TÜSİAD'la bir demokrasi projesi görebilen, Koç'a laf söylenmeyen bir sol şekillendi. Mustafa Kemal'le uğraşıyorlar. Bu solun sınıfsal, ideolojik ve stratejik tercihleriyle ilgili büyük bir hata" diye konuştu.

(ANKARA)- Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Bugünkü sermaye düzeniyle hesaplaşmaya niyeti olmayanlar Mustafa Kemal'le hesaplaşmaya çalışırlar. Türkiye'deki sorunların kaynağında Cumhuriyet'in kuruluşunun ya da Mustafa Kemal'in tercihlerinin olduğunu söylemek zaten bilim dışıdır. Böyle bir tarih yaklaşımı olmaz. Sol bunu yaptı, dolayısıyla şöyle ironik bir durum ortaya çıktı; bugün bu düzenin sahiplerine çiçekler atan, TÜSİAD'la bir demokrasi projesi görebilen, Koç'a laf söylenmeyen bir sol şekillendi. Mustafa Kemal'le uğraşıyorlar. Bu solun sınıfsal, ideolojik ve stratejik tercihleriyle ilgili büyük bir hata" diye konuştu.

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, soL TV'de yayınlanan Komünist Bakış programına konuk oldu. Programda gündem Mustafa Kemal ve Ekim Devrimi'ydi.

Düzenin solu da sağı da 10 Kasım nedeniyle Mustafa Kemal'i tartışıyor ancak her iki taraf da sahiplenemiyor. Düzen neden artık Mustafa Kemal'i sahiplenemiyor?" sorusuna Okuyan "Bu düzenin aslında Cumhuriyetle derdi neyse, Mustafa Kemal ile de o" yanıtını verdi. Cumhuriyet'in çok özel bir konjonktürde gerçekleştiğini belirten Okuyan, "Açılış sahnesi Ekim Devrimi'dir. Ekim Devrimi olmasa Milli Mücadele olmazdı. Bugünkü sistem içerisinde Cumhuriyetin bu devrimci dönemle olan ilişkisi başlı başına bir sorun. Buna Osmanlı özlemini, sağın intikam alma duygusunu da ekleyebiliriz. Uluslararası bir devrim süreci var, bunun Anadolu'yla bağı var. Bir de Anadolu'daki devrim süreci var. Mustafa Kemal'i o dönem içerisinde değerlendirmek gerekiyor. Ama bunu yapamazlar, sorun da burada başlıyor" diye konuştu.

"Bugünkü sermaye düzeniyle hesaplaşmaya niyeti olmayanlar Mustafa Kemal'le hesaplaşmaya çalışırlar"

"TKP'ye 'Siz kemalistsiniz, milliyetçisiniz deniyor'. Bizim kendisini kemalist olarak tanımlayanlardan farkımız nedir?" sorusuna Okuyan, şu yanıtı verdi:

"Düzenin dışında olduğunu varsaydığımız solun bu meseleye yaklaşımında sakatlık şuradan kaynaklanıyor: Bugünkü sermaye düzeniyle hesaplaşmaya niyeti olmayanlar Mustafa Kemal'le hesaplaşmaya çalışırlar. Türkiye'deki sorunların kaynağında Cumhuriyetin kuruluşunun ya da Mustafa Kemal'in tercihlerinin olduğunu söylemek zaten bilim dışıdır. Böyle bir tarih yaklaşımı olmaz. Sol bunu yaptı, dolayısıyla şöyle ironik bir durum ortaya çıktı; bugün bu düzenin sahiplerine çiçekler atan, TÜSİAD'la bir demokrasi projesi görebilen, Koç'a laf söylenmeyen bir sol şekillendi. Mustafa Kemal'le uğraşıyorlar. Bu solun sınıfsal, ideolojik ve stratejik tercihleriyle ilgili büyük bir hata. İkincisiyse sol Türkiye dışına ittirildi. Bu 12 Eylül'ün en önemli operasyonlarından biriydi. Ülke dışına çıkartılırsanız, tarihinden de uzaklaşırsınız. Bizim 'Milli Mücadele'miz bu coğrafyanın tarihinde çok önemli bir kesit. Biz ülkeden uzaklaşamayacaksak, o dönemde Mustafa Kemal diye bir figür var, çok önemli bir devrimci, buna sahip çıkıyoruz. ve Mustafa Kemal olmasaydı tarih başka türlü akardı. Mesele bu kadar basit. Ayrıca Türkiye'de tarihin tekerleklerini ileri doğru döndürmeye çalışan herhangi bir hareket Mustafa Kemal'i karşısına alarak başarıya ulaşamaz."

"Onlar 'Cumhuriyet için bir karşı devrim' diyorlar"

Halkın çok uzun süre çaresizliğe ittirildiğini ve bir tutamak noktası aradığını dile getiren Okuyan, bu tutamak noktasının toplumun çok geniş bir kesimi için "Mustafa Kemal figürü" olduğunu dile getirdi. Okuyan, "Solun Mustafa Kemal ya da Cumhuriyet konusundaki titrekliği, tutarsızlığı, zaman zamanda korkaklığı biraz da bu Kürt ulusal hareketinin yükselişiyle ilgili. Çünkü onlar 'Cumhuriyet için bir karşı devrim' diyorlar" diye konuştu. Bu hareketten sıyrılmayan bir solun, Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal'i sorgulamasının normal olduğunun altını çizen Okuyan, Cumhuriyetçi birikimin de o dönemi tartışmak konusunda cesur olması gerektiğini vurguladı.

'İnsanlığın ayağa kalkışıdır'

İki ülkedeki iki devrimi değerlendiren ve "Moskova'daki iktidarla Ankara'daki iktidar arasında köklü ideolojik ayrılıklar var. Farklı sınıfsal çizgileri var. Buna rağmen çok kritik yıllarda birbirlerine 'kazık' atmamışlar" diyen Okuyan, şöyle devam etti:

"Birinci Dünya Savaşı'nın geldiği biliniyordu ancak yaşananlar tahminlerin ötesindeydi. O dönem mutlak bir karanlığa girildi. Ekim Devrimi'nin sosyalist devrim olması boyutu dışında bir başka boyutu daha var, Birinci Dünya Savaşı denilen barbarlığın içinde ilk kurşundur. İnsanlığın ayağa kalkışıdır. Bu meydan okuma başlangıç noktasıdır. Bizim Mücadele'miz bu meydan okumanın uzantısıdır. ve çok değerlidir. Bolşevikler başlattıkları işin Avrupa'da devam etmesini beklediler, olmadı. Anadolu'ya bakınca başka bir felsefe ve ideolojiyle kendi meydan okumalarının devamını gördüler. Uluslararası alandaki dert İngiliz emperyalizmidir."

Kemal Okuyan "Ekim Devrimi olmasaydı ne olurdu?" sorusuna, "Rus Ordusu Kafkaslar'dan Anadolu'ya inecekti. Rusya boğazlar üzerinde İngiltere ile pazarlık yapacaktı çünkü boğazlarda gözü vardı. Dolayısıyla Anadolu'daki bir silahlı mücadele için bırakın silah ve altın yardımını, tam tersi olacaktı. Rusya ile uğraşılacaktı. Üstelik Rusya nizam komşumuz. Ancak tersi de geçerli. Milli Mücadele olmasaydı, Sovyetlerin de işi zor olacaktı" yanıtını verdi.

"Ekim Devrimi bir direnme iklimi yarattı. O iklim olmadan Kurtuluş Savaşı başlamazdı bile" diyen Okuyan, Ekim Devrimi'nin varlığını sürdürmesinde etkenlerden birinin de Ankara Hükümeti'nin tercihleri olduğunu hatırlattı. İlişkiyi "pragmatik değil devrimci bir ittifak" olarak nitelendirdi.

"Sömürücü sınıf tahakkümü olunca gerçek bir Cumhuriyet olamaz"

Cumhuriyetçi birikimle ilgili tartışmalara da değinen Okuyan, anti-komünizmden ve sermaye sınıfından arınmak gerektiğini söyledi. Okuyan, "Cumhuriyet halk idaresi demek. Bu özgürlükçü bir yaklaşıma da konu olabilir, eşitlikçi bir yaklaşıma da. Komünistler cumhuriyete hep eşitlikten yaklaşmışlardır. Cumhuriyet neden eşitlikçi olmak zorunda, neden sınıflar arası eşitsizlik, sömürücü sınıf tahakkümü olunca gerçek bir cumhuriyet olamaz. Bunların düşünülmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Bugün düzen içi çözüm arayışı için "mandacılık" nitelendirmesi yapan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Eğer biraz Milli Mücadele'ye, Mustafa Kemal'e saygıları varsa, bugün Türkiye siyasetinde mandacılığı savunmaktan vazgeçsinler" dedi.

Kaynak: ANKA / Güncel
title