Gizli Tanık Dilovası, Savcı Pekgüzel'in Sorularını Yanıtlıyor

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 31'i tutuklu 108 sanıklı Birinci Ergenekon Davası'nın 220. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin bitişiğinde bulunan büyük salonunda yapılan duruşmada, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin de aralarında bulunduğu 17 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya tutuklu sanıklar Hayrettin Ertekin, Seyhun Zaim, Selçuk Özkan, Mehmet Fikri Karadağ, Boğaç Kaan Murathan, Sedat Peker, Ergün Poyraz ve Selçuk Özkan ile 16 duruşmadan men cezası verilen tutuklu sanıklar İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Semih Tufan Gülaltay, Bedirhan Şinal, İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu ve Özkan Kurt katılmadı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Gizli Tanık Dilovası'na doğrudan soru sorma işlemi ile duruşmaya devam edileceğini belirtti. Görüntüsü bozularak salondaki perdeye yansılan Gizli Tanık Dilovası'nın sesi de değiştirilerek dinlendi.

"VELİ KÜÇÜK'İN KOOPERATİFTEN NE KADAR PARA ALDIĞINI BİLMİYORUM"

Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, "Dünkü oturumda sanıklardan Veli Küçük'ün, Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi'nin kazancından pay aldığını söylediniz. Bu payı nasıl, ne kadar ve kimden aldığı konularını açıklar mısınız?" diye sordu. Veli Küçük'ün bu kooperatife ortak olmadığını belirten Dilovası, kooperatifin taşımacılık ve nakliye hizmetlerinin yasal ve maliye kayıtlı hizmetler olduğunu, Veli Küçük'ün de bu hizmetlerden elde edilen kazançtan pay aldığını iddia etti. Dilovası kooperatifte düzenli ödeme olmadığını belirterek, kooperatifte Veli Küçük'ün bağlantılı olduğu insanlar olduğu ileri sürdü. Veli Küçük'ün kooperatiften ne kadar para aldığını bilmediğini söyleyen Dilovası, kooperatifin gelirinin ise yüksek olduğunu söyledi.

GİZLİ TANIK SAVCININ SORULARINI YANITLIYOR

Yasadışı Dev-Sol örgütünün liderlerinden Dursun Karataş ve Bedri Yağan'ın 1989 yılında Bayrampaşa Cezaevi'nden firar etme sürecini anlatan Dilovası, 12 Eylül döneminde ve ardından Karataş ile birlikte aynı cezaevinde kaldığını söyledi. Bayrampaşa Cezaevinde daha önce 2 tünel kazma işleminin başarısız olması sonucu, firar için başka alanlara yönelindiğini iddia eden Dilovası, kendisinin de firar çalışmalarında görev yaptığını söyledi. Dilovası, firardan 2 ay önce cezaevine jandarma komutanlığında görevli bir binbaşının gelerek, Karataş ile başbaşa görüşmeler yaptığını ileri sürerek, "Binbaşı haftada bir kaç kere gelmeye başladı. Biz örgüt olarak bundan rahatsız oluyorduk. Firar için hazırlık yapıldı. Ziyaret yerinin demirleri kesildi. Firar olacağı gün binbaşı alışık olmadığımız bir şekilde sabah erken saatte geldi. Yarım saat kalıp gitti. Saat 10.00 gibi ziyaret başlıyordu. Kaçış olacağı söylendi. Güvenlik olarak beklemeye başladık. Üzerimizde kesici, delici aletler vardı. Dursun Karataş ve Bedri Yağan öbür tarafa geçtiğinde onları alıp götürecek örgüt mensupları yoktu. Ziyarete gelen az sayıda anne ve baba vardı. Onların bunu yapabilme özelliği yoktu. Cezaevindeki bu firarda bu binbaşının çok büyük bir katkısı olduğunu düşünüyorum" dedi. Dilovası, tutuklu sanıklardan Veli Küçük'ün, Dursun Karataş ile bir ilişkinin olduğuna tanık olmadığını ancak cezaevinden kaçışta jandarma binbaşısının rolünün olması nedeniyle böyle bir ilişkiye şaşırmayacağını söyledi. Dilovası, Karataş'ın cezaevinden askeri ambulansla kaçırılıp örgüt üyelerine teslim edildiğini de, kaçırmada rol alan örgüt elemanlarından duyduğunu idda etti. Duruşma Savcı Pekgüzel'in, Dilovası'na soru sorulmasıyla devam ediyor.

(BB) - İstanbul / Silivri

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel