Bizim spor servislerinin büyük maçlar için ürettiği bir slogan vardır.
'90 dakika boyunca hayat duracak' diye…
Gerçekten de 90 dakika boyunca durur hayat…
Kafamızdaki tüm soru işaretleri sırasını beklemeye koyulur.
Önceki gece de futbolseverler için hayat durdu.
Galatasaray ile Fenerbahçe uzun yıllar sonra izlediğim en heyecanlı karşılaşmalarından birini oynadılar.
Galatasaray'ın kontrolsüz hücumunun Fenerbahçe'ye yaradığı bir gece oldu.
Krizde olan Sarı-Lacivertliler zorlu deplasmandan 3 puandan fazlasını alarak ayrıldı...
İşin teknik taktik kısmıyla ilgili meslektaşlarım her detayı anlattılar.
Bugün bu köşede derbinin teknik özetiyle ilgili bir yazı yazmayacağım.
Ben futbolun özetinden gireceğim bugün.
'Futbol, asla futbol değildir' demiş ya üstad Simon Kuper gerçekten de öyle.
Yıllardır Galatasaray'ı omuzlarında taşıyan Muslera, 3-5 maçta hata yapınca ortalık yangın yerine döndü.
Sarı-Kırmızılı takımda 5 kez Süper Lig, 4 kez Türkiye Kupası, 5 kez de TFF Süper Kupa şampiyonluğu yaşayarak 14 kupa kaldırma başarısı gösteren 2011 yılından bu yana tam 10 sezondur aralıksız Sarı-Kırmızılı formayı terleten Galatasaray'ın en fazla kupa kazanan yabancı oyuncusu Fernando Muslera için sosyal medyada yazılanları okuyunca içim acıdı…
Bizim ülkemizdeki futbolsever öyle her futbolcuya kalbinde yer vermez, saygı da duymaz.
Hele bu oyuncu ezeli rakip oyuncusuyla bunu teklif dahi edemezsiniz.
Ancak Muslera, karakteri, oyunculuğu ve örnek yaşantısıyla hangi renge gönül verirse versin her futbolseverin saygı duyduğu bir oyuncu olmayı başardı.
Rize'de yaşadığı ağır sakatlığın izlerini atlatırken, annesini kaybetmenin verdiği ağır travma doğal olarak Muslera'nın da performansında dalgalanmalar yarattı.
Futbolda dün yoktur derler ya hep…
Aslında futbolda dün olmazsa bugünün olmayacağını unuturlar hep.
Türkiye'ye geldiği günden beri güzel izler bırakan Muslera'nın kredisi 3-5 maçta bitecekse vay halimize…
Sporculuğuyla herkesin saygısını kazanmış, her kritik maçta başrolde oynamış bir isimden bu kadar çabuk vazgeçmek mi olmaz arkadaş… Bu bize yakışmaz.
