TÜM KATEGORİLER
İstanbul Barosu'ndan "Mülakat" Tepkisi
İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda değişiklik öngören yasa teklifine sert tepki gösterdi.
Adalet Bakanlığı'nın 4 bin 62 hakim ve savcıyı, 5 yıllık deneyime sahip avukatların da katılacağı yazılı sınav ve mülakatla almasına olanak sağlayan yasa teklifinin yargının bağımsızlığını zedeleyeceğini savunan Kolcuoğlu, "Sözkonusu mülakatta Adalet Bakanlığı'ndan 5 bürokratın yer alması, bu kişiler için 'idarenin ajanı' şeklinde düşünülmesine neden olacak. Eğer bir sınav ve mülakat yapılacaksa, bunu bağımsız kurullar yapmalı" diye konuştu.
-"MÜLAKATI BAĞIMSIZ BİR KURUL YAPMALI"-
Avukat Kazım Kolcuoğlu, ANKA'ya yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde TBMM Adalet Komisyonu'nda sert tartışmalar sonucu kabul edilen ve bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanan yasa teklifinin kabul edilmesi halinde, hükümetin yargıyı siyasallaştırma gücüne kavuşacağını söyledi.
Yasa teklifinde öngörülen mülakat kurulunda 5 Adalet Bakanı bürokratının görevlendirildiğine dikkat çeken Kolcuoğlu, "Böyle bir kurulun mülakat yapması yargı bağımsızlığını zedeler. Eğer sınav sonrası mülakat yapılacaksa, bunu HSYK'ya bağlı bağımsız bir kurul yapmalı. Bu kurulda da Yargıtay ve Danıştay'dan ikişer, Adalet Bakanlığı ve Barolar Birliği'nden birer kişi bulunabilir" diye konuştu.
-"YARGIDA KADROLAŞMA İDDİALARINI DOĞRULAR NİTELİKTE"-
Aksi halde, mülakat kurulunda bulunan Adalet Bakanlığı yetkililerinin "idarenin ajanı" olarak görüyeceği uyarısında bulunan Kolcuoğlu, "Bu durum da hükümetin yargıda siyasallaşma ve kadrolaşma iddialarını doğrular nitelikte bir sonuç doğurur" değerlendirmesinde bulundu. Teklifin yasalaşması halinde özellikle yargıç seçiminde hükümete büyük yetkiler verileceğine işaret eden Kolcuoğlu, mülakat kurulunun alacağı kararların da yargıya taşınamayacağını kaydetti.
Kolcuoğlu, "Mevcut teklifte puanlama gerekçelerine ilişkin bir ibare bulunmadığı için, sonuçlar konusunda bir yargı denetimi de söz konusu olmayacak. Dolayısıyla burada alınacak kararlar keyfi olabilir. Bu yetki, kötü niyetle kullanılması bile, toplumun gözünde hep bir şüphe olacaktır. Bu da yargıya olan güveni sarsar, yargının etkisini azaltır" diye konuştu. (ANKA)
(AD/ZG)
