Zonguldak'ta 1 öğrencinin öldüğü kazaya ilişkin 7 kamu görevlisinin yargılanması sürdü

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde bir öğrencinin öldüğü ve 18 öğrencinin yaralandığı kazayla ilgili 7 kamu görevlisine görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı. Duruşmada kazanın nedenleri ve sanıkların sorumluluğu üzerine tartışmalar devam etti. Kazada hayatını kaybeden öğrencinin ailesi, sanıkların cezalandırılmasını talep etti.

Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde 1 öğrencinin öldüğü, 18 öğrenci ile sürücünün yaralandığı kazaya ilişkin haklarında "görevi kötüye kullanma" suçundan dava açılan tutuksuz 7 kamu görevlisinin yargılanmasına devam edildi.

Zonguldak 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık M.S. ile kazada hayatını kaybeden Kilimli Atatürk Anadolu Lisesi 2. sınıf öğrencisi Büşra Akın'ın ailesi, yaralanan öğrenciler ve aileleri ile taraf avukatları katıldı.

Büşra Akın'ın babası Yücel Akın, ifadesinde, dosyaya kazandırılan en son tarihli bilirkişi raporunda, "sanıkların olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığı yönünde bildirilen görüşü" kabul etmelerinin mümkün olmadığını kaydetti.

Sanıkların ihmal göstererek, yıllardır yapılan şikayetleri göz ardı ederek bu kazanın meydana gelmesinde başlıca etken olduğunu söyleyen Akın, şöyle devam etti:

"Bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum. Ayrıca kaza tarihinden önce servis aracının kontrolünü yapan sanıklar yönünden usule aykırı ve gerçek dışı düzenlenmiş belge nedeniyle 'resmi belgede sahtecilik' suçunun işlendiğini düşünüyorum. Bu hususta da yine suç duyurusunda bulunacağım. Sanıkların eyleminin esasen 'ölüme neden olma' suçunu oluşturduğunu düşünüyorum. En son dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunun mahkemenizce hükme esas alınmamasını, tüm dosya kapsamı gözetilerek sanıkların atılı suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep ediyorum."

Anne Oya Akın da bu yıl okulun mezunlar verdiğini ancak görevini doğru yapamayanlar nedeniyle bu gururu yaşayamadığını ifade ederek, "Onlar bu durumları görmezden geldiler ve benim çocuğum hayatından oldu. Evladımın kokusunu özledim. Buna görevini kötüye kullanan insanlar sebep oldu. Bu şekilde dışarıda serbest gezmelerini istemiyorum. Sanıkların cezalandırılmalarını talep ederim." diye konuştu.

Sanık M.S, savunmasında, önceki savunmalarını tekrar ettiğini, mevcut olayda ihale ve araç denetimine ilişkin herhangi bir görevinin bulunmadığını iddia ederek, "Bu hususta mahkemenize detaylı savunmada bulunmuştum. Öncelikle beraatimi, mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan hükümlerin uygulanmasını talep ederim." dedi.

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sözleşme imzalanmadan önce ibraz edilen belgelerde yapılması gereken kontrolleri yapmayarak sanıklar M.Y, M.S. ve K.B'nin, kasten görevlerinin gereklerine aykırı hareket ettiğini belirtti.

Mütalaada, araç ve sürücüsünün günlük denetlenmesi gerekirken uygun denetlenmeyerek ve belgelerin geçerlilik ya da uygunluğunun kontrollerini yapmayarak sanıklar E.B, E.K. ve M.K'nin de aynı şekilde hareket ettiğini kaydedildi.

Sanıkların geçerlilik süresi dolmuş sürücü belgesi ile yaş şartına haiz olmayan sürücü F.B. ve sürücünün kullandığı periyodik muayenesi yapılmamış araçla öğrenci taşınmasına sebep oldukları aktarılan mütalaada, sanıkların belgeleri kontrol etmemesi ve denetlememesi şeklindeki icrai davranışları ile görevlerine aykırı hareket ederek ölüm ve yaralanmalar ile birden fazla mağduriyete yol açtıkları gerekçesiyle zincirleme suç hükümlerinin de tatbikinin gerektiği anlatıldı.

Sanık S.A. yönünden söz konusu kaza alanında oto korkuluk kullanımının zorunlu olmaması, trafik tespit tutanağında da "kazaya etken yol sorunu yoktur" şeklinde tespitlere yer verilmesi, "Trafik Kazalarında Yol Kusurları" konulu dış genelgede oto korkuluk yapılmamasının kusur sayılamayacağının belirtilmesi nazara alındığında olayda kusurunun bulunmadığı ifade edildi.

Mütalaada, sanık S.A. hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan kusuru bulunmaması nedeniyle beraat talep edilirken, diğer sanıklar M.S, E.K, E.B, M.K, K.B. ve M.Y'nin "zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma" suçundan cezalandırılması istendi.

Mahkeme hakimi, mütalaaya karşı beyanda bulunulması talebiyle duruşmayı 15 Ocak 2026'ya erteledi.

Olay

Kilimli'den Muslu beldesine seyreden F.B'nin kullandığı 67 AT 873 plakalı lise öğrencilerini taşıyan midibüs, 14 Aralık 2022'de Çatalağzı mevkisinde şarampole devrilmişti. Kazada Kilimli Atatürk Anadolu Lisesi 2. sınıf öğrencisi Büşra Akın yaşamını yitirmiş, sürücü ve 18 öğrenci yaralanmıştı.

Gözaltına alınan F.B. ile R.A, tutuklandıktan bir süre sonra serbest bırakılmıştı. İtirazlar üzerine F.B. ve R.A. daha sonra tekrar tutuklansa da itiraz üzerine tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmişti.

Kazayla ilgili tutuksuz 3 sanığın yargılandığı davanın 29 Kasım 2024'teki karar duruşmasında, sanıklar araç sahibi R.A. ile şoför F.B. "bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan ayrı ayrı 9 yıl 5 ay 10 gün hapisle cezalandırılmış, araç sahibi R.A'nın babası M.A. ise beraat etmişti.

Kazaya ilişkin 7 kamu görevlisi hakkında da "görevi kötüye kullanma" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle ayrı dava açılmıştı.

Kaynak: AA / Gökhan Yılmaz - Güncel
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.