Haberler

Müziğin bebekler üzerindeki etkisi nedir?

Didar Üstün

Didar Üstün

Sunucu-Moderatör
03.05.2021 07:02

Müzik Öğretmeni Gönül Kazancı Yeprem ile Bebekler ve Çocuklar için hazırladığı albümlerini ve Müziğin bebekler üzerindeki etkisini konuştuk..

1- Gönül YEPREM Kimdir?

Erken çocukluk dönemi üzerine uzmanlaşmış konservatuvarlı bir müzik öğretmeniyim. 2004 yılında Sakarya Üniversitesi Devlet konservatuvarından "Okul Öncesi Eğitimde Müziğin Rolü" isimli tezle mezun oldum. Lisans eğitimime devam ederken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı zamanlı şan bölümünde eğitim aldım. Lisans eğitimimin ardından İstanbul Üniversitesinde "Orta öğretim Alan Öğretmenliği" tezsiz yüksek lisans programını tamamlayıp müzik öğretmeni olarak çalışmaya başladım.Öğretmenliğim sırasında da Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tezli yüksek lisansımı tamamladım.

2014 yılından bu yana "Çocuklara ŞarkılarRitmik Oyunlar" teması ile çocuklar için oyun ve şarkı odaklı, interaktif çocuk konserleri yapıyorum.

"Bebeğime Ninniler" ,"Hokkacık" ve "Çocuklara Neşeli Şarkılar" isimleri ile bebekler ve çocuklar için yayınlanmış üç tane albüm çalışmam oldu.

2012 yılında ilk etkinlik kitabım "Benim Müzikli Dünyam"Erdem Yayınları tarafından yayımlandı. İşitsel dikkat, çok önemsediğim ve üzerinde titizlikle durduğum bir konu. Bu konu ile ilgili hazırladığım etkinliklerim de 2014 ve 2015 yıllarında 5 ve 6 yaş için üç ciltlik setler halinde yayımlanan "IQ+ Dikkat ve Düşünme Etkinlikleri" kitaplarında yer aldı. Ve son olarak 2020 yılında Erdem Yayınlarından "Seslerden Müziğe Yolculuk" isimli kitabım yayımlandı.

2017 yılından bu yana ritim, işitsel dikkat, beden perküsyonu ve ses özellikleri gibi pek çok konuyu temel alan özgün programım ile ebeveyn katılımlı ritim atölyeleri düzenleyerek ailelerle buluşuyorum.

2010 yılından bu yana "Sesler ve İşitsel Dikkat", "Eğitimde Müzik Uygulamaları", "Eğitimde Müziğin gücü ve OrffYaklaşımı" ile"Masal Anlatıcılığında Müzik Uygulamaları" konularında verdiğim seminerlerle de eğitimcilerle buluşuyorum.

Akademisyen Safa Yeprem ile evliyim ve 2016 doğumlu Elif Ece'nin annesiyim.

2- Müziğin bebekler üzerindeki etkisi nedir? Bebeklere nasıl müzikler dinletmeliyiz?

Müzik, ebeveyn ile bebek iletişiminde çok önemli bir rol oynuyor. Her kültürde içgüdüsel olarak bebeklerle konuşurken melodik bir ses tonu kullanılır. Sesimizde inişler, çıkışlar yaparız, sesimizi inceltiriz ve basit kelimeleri tekrar ederek söyleriz. Çünkü bebekler bu melodik seslere daha duyarlıdır. Anneler hamilelik döneminde de bu ses tonu ile karınlarındaki bebeklerini sevmeye ve onunla iletişime geçmeye başlarlar. Bebek, anne karnında duymaya başladığı aydan itibaren, annenin bu sevgi dolu melodik sözcüklerini ve annesinindinlediği müzikleri duyarak müzikle tanışmış olur.

Müzik, anne bebek arasındaki bağı güçlendiriyor veanne ile bebeğin mutlu anlar paylaşmasını sağlıyor. Bu nedenle annelerin bebeklerine kendi sesleriyle ninni söylemesi çok önemli. Yine bu bağı güçlendirmek için annelerin kendiuydurdukları melodik sevgi cümleleriyle müzikal bir sevgi dili oluşturmaları da çok önemli.

Müziğin bebek gelişimine mucizevi bir etkisi olduğunu söylesem abartmış olmam sanırım. Bebeklerin duygu durumunu düzenliyor, stresini azaltıp sakinleşmelerine yardımcı oluyor. Ya da tam tersi bebek hareketlendirilmek, oyun oynatılmak istendiğinde de müzik etkili oluyor. Müzik ile dil arasında da derin bir ilişki var. Müzik dinleyen bebeklerin dil gelişimleri de desteklenmiş oluyor. Yeni kelimeler öğrenmeleri kolaylaşıyor. Beyinlerinde yeni bağlantılar oluşmasını ve daha fazla sinir hatları oluşmasını sağlıyor. Öğrenme, idrak ve hafızayı destekliyor. Büyüme ve gelişim hızını artırıyor. Düşünme becerilerini geliştiriyor.

Peki bebeklerimize nasıl müzikler dinletelim? Öncelikle dinlettiğimiz müziğin ses gürlüğünün yüksek olmamasına dikkat etmeliyiz. Yüksek sesli müzik bebeğin stres düzeyini yükseltip huzursuz olmasına neden olacaktır. Bebeğin sakinleşmesini istiyorsak ona sabit ve yavaş tempolu, düzenli ritmik yapıda, basit melodilerden oluşan müzikler ya da ninniler dinletmeyi tercih etmeliyiz. Dinleteceğimiz müziğin bebekte pozitif duygu bırakması için sözlerinin ve müzikal yapısının dramatik olmamasına özen göstermeliyiz. Bebeğin dil gelişimini desteklemek için dinleteceğimiz müziklerin sözlerinin bebeğe uygun olmasına dikkat etmemiz gerekir. Bunun için basit ve tekrarlanan sözlerden oluşan şarkıları tercih edebiliriz.

Bebeğimizi hareketlendirmek ve onu oynatmak istediğimizde temposu daha yüksek ve neşeli müzikler tercih edebiliriz. Bebeklerle müzikli oyunlar oynamak için, atalarımızdangünümüze gelen fış fış kayıkçı, tel sarar, gel gel gibi oyunlar tercih edilebilir. Ve benim yeni çıkan bebekler için müzikli oyunlardan oluşan albümüm "Hokkacık" da, ebeveynlerin bebekleriyle müzikli oyunlar oynaması için tercih edilebilir.

3- Müziğin çocuk eğitimindeki rolü nedir? Çocuklarımıza müzik aracılığı ile neler kazandırabiliriz?

Çocuklar müzik etkinliklerine istekle ve coşkuyla katılım gösterirler. Müziğin bu gücünden yararlanarak çocukların gelişimlerini müzikal etkinliklerle destekleyebiliriz.

Çocuklar şarkı söylemek, bedeniyle ya da ritim aletiyle bir müziğe eşlik etmek, müziğe uygun hareket etmek, dans etmek ve basit müzikler üretmek gibi müzikal etkinlikler yapmaktan çok hoşlanırlar. Biz de bu etkinlikler yoluyla onlara bilgi kazandırabiliriz, davranış kazandırabiliriz. Onlara dinletmek üzere seçtiğimiz müziklerle estetik algılarını geliştirip, ruhsal incelik kazandırabiliriz. Yine ritmik ve melodik oyunlar yoluyla yaratıcı düşüncelerini ve hayal güçlerini destekleyebiliriz.

İşitsel bir sanat olan müzik tüm bu etkinlikler yoluyla çocukların işitsel dikkat gelişimlerini de destekleyecektir. Tüm bu keyifli etkinlikler çocuğu eğlendirecek ve mutlu edecektir.

Müziğin çocukların zeka gelişimlerini desteklediği de yapılan araştırmalarla ortaya konuyor. Beynin matematik ile ilişkili bölümünü de yöneten, zaman ve mekan algısı ile ilişkili bölümünün müzikal faaliyetlerle direkt ilişkili olduğu, müzikal faaliyetlerin beynin bu alanını geliştirdiği çeşitli araştırmalarla kanıtlanmış.

Müzik içinde barındırdığı ritmik yapı, söz öğeleri, nüansları, aranjesindeki çok seslilik ve kullanılan enstrüman tınıları ile beynin aynı anda pek çok alanını aktif kılar. Ve çocuk duyduğu müziğe bedeni ile ritim tutarak, dans ederek ya da bir enstrüman ile eşlik ettiğinde beynindeki motor korteksi aktif olacaktır.

Yani özetle; müziğin zihinsel, ruhsal, bedensel, duygusal, sosyal olmak üzere çocukların tüm gelişim aşamalarını desteklediğini söyleyebilirim.

4- Çocuklarımızı bir enstrüman çalmaya kaç yaşında başlatmalıyız ve çocuklar için hangi enstrümanları tercih etmeliyiz?

Çocuklar ezgili bir enstrüman çalmaya başlamadan önce sallayarak, birbirine çarparak ve sürterek ses elde edebilecekleri ritim çalgılarıyla vakit geçirmeli. Ve yine düzenli bir eğitime girmeden önce kolayca ses elde edebilecekleri tuşlu (elektronik klavye) ya da vurmalı bir ezgili çalgı (ksilefon, metalofon) ile serbestçe oynamalı. Çocuklara enstrümanları keşfetmeleri ve ilgi duymaları için fırsat vermeliyiz. Belki bu dönemde farklı enstrüman müzikleri dinletilip, konser deneyimi yaşatıp, videolar izletip onda bir merak ve istek uyandırabiliriz. Çocuk aşırı ilgili ve üstün yetenekli değilse, öğretmen eşliğinde düzenli bir enstrüman eğitimi için altı yaş beklenebilir. Daha erken yaşta enstrüman eğitimine başlanması durumunda da küçük çocukla çalışma deneyimi olan, çocukla aynı dili konuşabilecek bir öğretmen ile yol alınması çok önemli.

Enstrüman eğitimine, çocuğun bedensel yapısına uygun, kolay ses elde edebileceği çalgılarla başlanmalı. Tuşlu ve vurmalı çalgılar öncelikli tercih olabilir. Piyano, keman, parmakları güçlü ise ukulele enstrüman eğitimi için tercih edilebilir.

5- Gönül Yeprem hem mükemmel bir anne hem de başarılı bir iş hayatı var. Peki, bunun için Annelere neler önerirsiniz?

İtiraf etmeliyim ki mükemmel anne değilim ve mükemmel olma çabasının anneleri ne kadar yıprattığını bildiğim için mükemmel olmaya da çalışmıyorum. Sadece elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bunu yaparken kendi yaşam alanımı da korumaya çalışıyorum. Çünkü ben mutlu olduğum sürece kızıma daha iyi bir ebeveyn olacağım.

Eksiklerimi ve yanlışlarımı görüyor ve kabulleniyorum. Hatalı olduğumu düşündüğüm noktalarda kendimi geliştirmeye, değiştirmeye çalışıyorum. Anneliği kızımla öğrendim ve her gün yeni şeyler öğrenmeye devam ediyorum.

İşim benim mutluluk alanım, çok severek yapıyorum işimi. Bu yüzden annelik ve işim arasında bir denge kurmaya çalışıyorum. Ama tabii kızımın bana ihtiyacı olan bu çağlarını da onunla doyasıya paylaşmak için projelerimde biraz daha yavaş yol alıyorum.

Annelere mükemmel anne olmaya çalışmamalarını tavsiye ediyorum. Hayatın içindeki rollerini dengede tutarak kendilerini ve mutluluklarını ihmal etmesinler. Çünkü mutlu anne eşittir mutlu çocuk.

Didar Üstün

title