Türk Çam Balı Coğrafi İşaret Tesciliyle Küresel Pazara Açılıyor

Dünyadaki çam balı üretiminin yüzde 92'sini karşılayan Türkiye, coğrafi işaret tescili ve geliştirilen yeni analiz yöntemleriyle yerli balı dünya sofralarına taşımaya hazırlanıyor. 2021 yılındaki yangınların ardından üretimi yeniden toparlanan çam balı, artık "tıbbi bal" kategorisinde uluslararası referans noktası olmayı hedefliyor.
Türkiye, Ege kıyılarındaki kızılçam ormanlarında gerçekleşen eşsiz üretim modeliyle dünya çam balı rekoltesinin liderliğini sürdürüyor. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan alınan coğrafi işaret tesciliyle birlikte, bu stratejik ürünün hem yerel kimliği koruma altına alındı hem de ihracat kapıları sonuna kadar açıldı.
Doğanın Eşsiz Döngüsü Yeniden Canlandı
Çam balı, kızılçam ağaçlarında yaşayan "Basra" (Çam Pamuklu Koşnili) adlı canlının salgılarının arılar tarafından dönüştürülmesiyle üretiliyor. 2021 yılında Ege'de yaşanan büyük orman yangınları nedeniyle zarar gören Basra popülasyonu ve kızılçam alanları, doğanın kendini yenilemesiyle birlikte eski verimliliğine ulaştı. Muğla'da gerçekleştirilen 2025 hasat etkinliği, üretimin yeniden normale döndüğünü ve bereketli bir sezonun yaşandığını belgeledi.
İhracatta Analiz Engeli Bilimle Aşıldı
Türk Çam Balı'nın küresel pazardaki rekabet gücünü artıracak en önemli gelişme ise yeni analiz yöntemi oldu. Uzun yıllar ihracatta zorluk çıkaran standart C4 testinin, çam balının doğal yapısını tam yansıtamaması sorunu, dört yıl süren bilimsel çalışmalarla çözüldü. Standartlara dahil edilen bu yeni yöntem sayesinde Türk Çam Balı'nın doğallığı artık bilimsel olarak kanıtlanabiliyor.
Hedef: "Tıbbi Bal" Kategorisi
Uzmanlar, sahip olduğu yoğun besin değerleri ve özgün aromasıyla Türk Çam Balı'nın "tıbbi bal" kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Coğrafi işaret tescilinin sağladığı güvenle birlikte, bu özel ürünün kırsal kalkınmaya destek olması ve dünya gastronomi sahnesinde Türkiye'nin en güçlü markalarından biri haline gelmesi bekleniyor.








