Zaman aşımı kaç yılda doluyor, 5 yıl mı, 10 yıl mı, 20 yıl mı?

Türkiye'de hukuk alanında en çok merak edilen konulardan biri, "Zamanaşımı kaç yılda dolar?" sorusu. Peki, zaman aşımı kaç yılda doluyor, 10 yıl mı, 20 yıl mı?
Vatandaşlar özellikle borç, alacak, ceza davaları ve tazminat talepleri gibi durumlarda hangi sürenin geçerli olduğunu bilmek istiyor. Kimi kaynaklarda 10 yıl, kimi örneklerde ise 20 yıl ifadeleri geçiyor. Peki gerçek kaç yıl? Zamanaşımı süresi neden değişiyor? İşte detaylı ve anlaşılır bir tablo…
ZAMANAŞIMI NEDİR?
Hukukta "zamanaşımı", bir hakkın belirli süre içinde kullanılmaması durumunda dava açma hakkının ortadan kalkması anlamına gelir. Bir kişi alacağını talep etmek, tazminat istemek veya suç duyurusunda bulunmak için kanunda belirtilen süre içinde harekete geçmezse, artık o hak kullanılabilir olmaktan çıkar. Bu nedenle zamanaşımı, hem yargı sürecinin düzenli işlemesi hem de tarafların belirsizlik içinde sonsuza kadar beklememesi için önemli bir mekanizmadır.
BORÇ VE ALACAK DAVALARINDA GENEL ZAMANAŞIMI: 10 YIL
Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan temel kurala göre, borç ve alacak ilişkilerinde zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu süre, taraflar arasında özel bir hüküm yoksa ya da kanunda farklı bir süre belirtilmemişse geçerlidir.
10 yıllık zamanaşımına giren bazı durumlar şunlardır:
Genel alacak davaları
Borç ilişkilerinden doğan talepler
Çeşitli sözleşme türlerinden kaynaklanan haklar
Yargılamalar sonucunda alınan kararların icrası
Ancak bu 10 yıllık süre her alacak türü için geçerli değildir. Bazı alacaklarda çok daha kısa süreler uygulanır.
5 YILLIK ZAMANAŞIMI OLAN ALACAKLAR
Borçlar Kanunu'nda bazı hak talepleri için 5 yıllık özel zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Buna göre:
Kira alacakları
Ücret alacakları (işçilik ücretleri, maaş gibi)
Vekâlet ücretleri
Komisyon ve tellaliye ücretleri
Periyodik olarak ödenen diğer bedeller
Bu tür alacaklar için dava açılması gereken süre 10 yıl değil, 5 yıldır. Bu süre geçtikten sonra hak talep etmek çoğu durumda mümkün olmaz.
HAKSIZ FİİL (TARAFİK KAZASI, SALDIRI, TAZMİNAT) DAVALARINDA ZAMANAŞIMI
Haksız fiil nedeniyle açılacak tazminat davalarında süre daha farklı işler. Bu tür olaylarda zamanaşımı:
Zarar ve fail öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl,
Her hâlükârda fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl
şeklindedir.
Örnek: Bir trafik kazasında zarar gören kişi, kazayı ve zarara neden olan kişiyi biliyorsa 2 yıl içinde dava açması gerekir. Ancak olaydan sonra fail uzun süre bulunamazsa bile 10 yıl dolduktan sonra dava açmak mümkün değildir.
CEZA DAVALARINDA ZAMANAŞIMI: SUÇUN AĞIRLIĞINA GÖRE 8–20 YIL ARASI
Ceza hukukunda zamanaşımı, suçun ceza üst sınırına göre belirlenir. Bu nedenle tek bir "10 yıl" veya "20 yıl" kuralı yoktur. Suç ne kadar ağırsa, zaman aşımı da o kadar uzundur.
Genel olarak:
Daha hafif suçlarda zamanaşımı 8 yıl civarında olabilir.
Orta ağırlıktaki suçlarda süre 12–15 yıl arasında değişebilir.
Ağır suçlarda zaman aşımı 20 yıla kadar çıkabilir.
Bazı ağır suçlarda ise zamanaşımı daha uzun veya hiç uygulanmayabilir.
Bu nedenle ceza davalarında "Zamanaşımı 20 yıldır" ifadesi bazı suçlar için doğrudur, fakat tüm suç tipleri için geçerli değildir.
"10 YIL MI, 20 YIL MI?" SORUSUNUN GERÇEK CEVABI
Türkiye'de zamanaşımı süreleri tek bir rakamla açıklanamaz. Ancak genel tablo şöyledir:
Özel hukuk / borç / alacak davalarında: 10 yıl
Kira, ücret, vekâlet gibi alacaklarda: 5 yıl
Haksız fiil (tazminat) davalarında: 2 yıl + en fazla 10 yıl
Ceza davalarında: suçun niteliğine göre 8–20 yıl
Bu nedenle bir davada zamanaşımının kaç yıl olduğunu öğrenmek için davanın türüne ve suçun niteliğine bakılması gerekir.
ZAMANAŞIMI SÜRESİ SABİT DEĞİL, DAVAYA GÖRE DEĞİŞİYOR
Türkiye'de zamanaşımı sürelerinin farklı olmasının nedeni, her davanın niteliğinin ve ağırlığının farklı olmasıdır. Borç davalarında daha standart bir 10 yıl süresi bulunurken; ceza davalarında suçun ciddiyetine göre süre 20 yıla kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle vatandaşların hak kaybı yaşamamak için konuya uygun süreyi bilmesi ve gerektiğinde uzman bir hukukçudan destek alması önem taşır.













