CHP'li Bakan'dan Bakan Yerlikaya'ya: "Operasyon Yaptık" Demek, Terörle Mücadele Stratejisi Olamaz. Operasyon Sonuçtur. Başarı, Önlemekle Ölçülür

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

CHP İçişleri Politika Kurulu Başkanı Murat Bakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya DEAŞ terör örgütü hakkında defalarca soru önergesi verdiğini ve her seferinde sorularının yanıtsız kaldığını belirterek,”Elmalık’ta yaşananlar bize şunu söylüyor: ‘Operasyon yaptık’ demek, terörle mücadele stratejisi olamaz. Operasyon sonuçtur. Başarı, önlemekle ölçülür. Önlemek; finansı kesmekle, lojistiği dağıtmakla, dijital örgütlenmeyi çökertmekle, radikalleşme kanallarını kapatmakla, kurumlar arası koordinasyonu güçlendirmekle olur. Bunları yapmadığınızda bedeli polisimiz, jandarmamız ödüyor, bu millet ödüyor” ifadesini kullandı.

(ANKARA) - CHP İçişleri Politika Kurulu Başkanı Murat Bakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya DEAŞ terör örgütü hakkında defalarca soru önergesi verdiğini ve her seferinde sorularının yanıtsız kaldığını belirterek, "Elmalık'ta yaşananlar bize şunu söylüyor: ' Operasyon yaptık' demek, terörle mücadele stratejisi olamaz. Operasyon sonuçtur. Başarı, önlemekle ölçülür. Önlemek; finansı kesmekle, lojistiği dağıtmakla, dijital örgütlenmeyi çökertmekle, radikalleşme kanallarını kapatmakla, kurumlar arası koordinasyonu güçlendirmekle olur. Bunları yapmadığınızda bedeli polisimiz, jandarmamız ödüyor, bu millet ödüyor" ifadesini kullandı.

CHP İçişleri Politika Kurulu Başkanı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan Yalova'nın Elmalık Köyü'nde DAEŞ terör örgütüne yönelik operasyona ilişkin ve daha önce İçişleri Bakanlığı'na DAEŞ hakkında verilen soru önergeleri hakkında açıklama yaptı. Bakan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"İŞİD tehdidinin tam da bugün karşımıza çıkan zafiyet alanlarını tek tek sordum"

Yalova'nın Elmalık Köyü'nde IŞİD'e yönelik operasyonda polislerimiz İlker Pehlivan, Turgut Külünk ve Yasin Koçyiğit'in şehit olması ve çok sayıda personelimizin yaralanması, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehdidin ciddiyetini bir kez daha acı biçimde gösterdi. Bu tablo 'oldu bitti' diye geçiştirilemez. Mesele planlama, risk değerlendirmesi ve sahadaki personelin güvenliği meselesidir. Benim paylaşımımın ardından 'Şehidimiz var, susun' diyenlere de açıkça söylüyorum: Tam da bu yüzden konuşacağız. Milletvekilinin denetim sorumluluğu; bu acının, bu milletin evlatlarına bir daha yaşatılmamasını sağlamak için var. Ama asıl mesele şu: Biz bu tabloyu görmek için müneccim olmaya gerek olmadığını yıllardır söylüyoruz. Bu konuda defalarca yazılı soru önergesi verdim bu paylaşımın ekinde en son verdiğim soru önergem var açın okuyun lütfen.Son olarak 26 Aralık 2025 tarihli soru önergemde İçişleri Bakanlığı'na, IŞİD tehdidinin tam da bugün karşımıza çıkan zafiyet alanlarını tek tek sordum. Peki ne oldu? Yine yanıt yok. Yine sessizlik. Yine 'operasyon yaptık' açıklamaları.

"Biz ne sorduk?"

Biz ne sorduk? IŞİD'in hücre tipi örgütlenmesini resmi risk değerlendirmesinde katman katman ele alıyor musunuz diye sorduk. Uyuyan hücrelerden lojistik evlerine, sahte kimlik ve ikamet zincirlerinden şifreli iletişime kadar bu ağın bütün halkalarına karşı hangi önleyici mekanizmaları kurduğunuzu sorduk. Dijital propaganda ve şifreli iletişim üzerinden yürüyen devşirmeye karşı kaç somut işlem yapıldığını sorduk. Kaç hesap, kaç kanal tespit edildiğini, kaçına adli işlem uygulandığını sorduk. Bu örgüt gençleri dijitalden yakalarken, siz hangi kapasiteyle takip ediyorsunuz diye sorduk. Finansman damarlarını sorduk. Küçük parçalı transferler, nakit taşıma, aracı ağlar, bağış ve yardım görünümlü kanallar… Son üç yılda kaç finansman soruşturması yürüttünüz? Ne kadar malvarlığı dondurdunuz? Ne kadar nakit ve kripto varlığa el koydunuz? Bu örgüt parayı nasıl buluyor, siz paranın izini neden kesemiyorsunuz diye sorduk. Radikalleşmenin zeminlerini sorduk. Kapalı, denetimsiz, kayıt dışı din eğitimi iddiaları, illegal mescit ve medrese görünümlü yapılanmalar, merdiven altı örgütlenme alanları… Kaç yer tespit ettiniz? Kaçını kapattınız, mühürlediniz? Kaç dosyayı adli mercilere taşıdınız? Bu alanlar bir 'sıçrama tahtası'na dönüşürken siz neden görmüyorsunuz diye sorduk. Kurumlar arası koordinasyonu sorduk. Emniyet, Jandarma, Göç İdaresi ve ilgili birimler arasında kör alan oluşmasını engelleyen bağlayıcı bir koordinasyon mekanizması var mı diye sorduk. Bu iş parçalı yürürse, terör ağları araya girer, boşluklardan büyür dedik.

"'Operasyon yaptık' demek, terörle mücadele stratejisi olamaz"

Şimdi Ali Yerlikaya'ya soruyorum: Bu soruların hangisine yanıt verdiniz? Hangisinin gereğini yaptınız? Niye görmezden geliyorsunuz? Niye sürekli 'operasyon' deyip kaynağı kurutmayı, devşirmeyi durdurmayı, dijital ağları çökertmeyi, finansman kanallarını kesmeyi başaramıyorsunuz? Elmalık'ta yaşananlar bize şunu söylüyor: 'Operasyon yaptık' demek, terörle mücadele stratejisi olamaz. Operasyon sonuçtur. Başarı, önlemekle ölçülür. Önlemek; finansı kesmekle, lojistiği dağıtmakla, dijital örgütlenmeyi çökertmekle, radikalleşme kanallarını kapatmakla, kurumlar arası koordinasyonu güçlendirmekle olur. Bunları yapmadığınızda bedeli polisimiz, jandarmamız ödüyor, bu millet ödüyor. Şunu herkes bilsin: Eğer bu süreçte bir ihmal, bir zafiyet, bir planlama hatası varsa bunun üzeri örtülemez. Sorumluluk zinciri işletilmek zorundadır. Polisimiz, jandarmamız yüksek riskli operasyonlara 'şansa' yaslanarak gönderilemez. Biz denetim, sorumluluğumuzu sonuna kadar yerine getireceğiz."

Kaynak: ANKA / Güncel