Hayırlı Cumalar

Gerçekten oluyor. Yıllardır yüzlerce canı kurban verdiğimiz bir savaş barışa kavuşuyor artık. Bahçeli'nin Sırrı Süreyya Önder'in ölümünün ardından kullandığı ifadeyle 'hakikaten' oluyor.

Özlemle kavuşmaya çabaladığımız ve her defasında farklı mihraklar tarafından sabote edilen barış çabası, bu sefer yerini bulacak ve bütün bir ülkeyi elli yıla yakındır kanatan bu savaş nihayete erecek.

1 Ekim'de, Devlet Bahçeli'nin, büyük bir risk alarak, adını ülkenin siyasi tarihine yazdıracak bir barış umuduyla yaptığı, o cesur çağrı, önce İmralı'dan şimdi de Kandil'den karşılık bularak yankısını yarattı.

50 yıldır ülkeyi kana bulayan, halklara kan kusturan bir terör ve o terörün yarattığı kan davası bağnazlığındaki milliyetçilik, sekiz ay gibi kısa bir sürede yerini barışa bırakmak üzere toparlanmaya başladı.

Önce Bahçeli'nin sonra Öcalan'ın çağrısı üzerine, örgütün feshine karar vermek için PKK, kongresini topladı.

Ne yazık ki bu güzel çabadaki o ulvi rolüyle gülümseyen Sırrı Süreyya Önder, bugünü göremedi. Ama öyle ki tarafların hepsince, Önder'e gönderilen selamlar ve adının minnetle anılması bile, eğer gelinen noktayı görüyor, duyuyor ya da hissediyorsa, yattığı yerde ruhunu şad ediyordur.

DEM Partinin düzenlenen kongreye ilişkin, yaptığı 8 maddelik açıklamanın içeriğiyle birlikte dili, süreci yaralamamak adına, ne denli hassas olunduğuna dair iyi bir göstergedir.

"Toplumsal barışın inşası için Meclis'in önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesabın gölgesinde kalamayacak kadar mukaddestir. Bu tarihî adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini birlikte kurmak, şu an en temel sorumluluğumuzdur." Diyor bir maddede ve Öcalan'dan Bahçeli'ye Bahçeli'den Erdoğan'a, Erdoğan'dan Özgür Özel'e bu barışın tüm emektarlarına teşekkür ederken, 85 milyonun tamamını bu güzel barış umuduna sahip çıkmaya ve o umudu daha yükseltip yüceltmeye çağırıyor.

Şimdi böylesi susadığımız bir suyu, abuk sabuk, saçma sapan açıklamalarla bulandırıp sakatlamaya gerek var mı?

Çıkmış biri şöyle demiş öteki böyle demiş. Suyu bulandırıp barışı sakatlamaya dönük o çabaları dillendirmek niyetinde değilim ki bunu yapar isem, o kirli emellerine hizmet etmiş olurum.

İpe sapa gelmez iddialar ve komplo teorilerine hacet yok. Tek hacet şu ki artık barışı konuşmak ve yaşanacak onurlu bir barışa kavuşup huzurla yaşamak.

İmralı heyetinden Ahmet Türk'ün ifadesiyle "İrlanda'da barışın sağlandığı dönemlerde 'Hayırlı Cuma' ismini verdiler. Bugün de hayırlı bir Cuma. Bugün ki kararın ortaya çıkmasına da 'Hayırlı Cuma' diyelim" diyor. Sanırım örgütten açıklanması beklenen fesih kararı çok gecikmeyecek, önümüzdeki Cumayı bugünkünden daha da hayırlı kılacak açıklama gelecek.