Uyguladığı soykırım ve katliamlarla neredeyse tüm dünyayı ayaklandıran ve buna rağmen en vahşi biçimde terörüne devam eden İsrail, ayaklanan dünyanın 44 gemiyle yola çıkardığı vicdanını Aşdod limanında esir aldı.
İnsani yardımdan ve dünyanın ortak vicdanından başka yükü olmayan gemiler ve gemilerdeki yaklaşık 500 aktivisti Hamas üyesi olarak tanımlayabilecek kadar pişkinliği ve yalanlarıyla sivilleri, hukuksuz bir biçimde uluslararası sularda esir alan İsrail, aktivistleri Avrupa'ya sınır dışı edeceğini söylüyor.
Dünyanın gözü kulağı Aşdod'daki aktivistlerde ve Gazze'de yardım bekleyen Filistinlilerdeyken birçok ülke ve ülkenin büyük şehirlerinde halklar sokaklara döküldü.
İsrail'e karşı en somut ve güçlü adımlarla karşı duran İspanya'da, 4 bini Madrid'te olmak üzere 35 şehirde öğrenciler ayaklandı, dersleri boykot ediyor ve "Filistin halkına soykırımı durduralım" çağrısı yapıyor.
"Barış", "Yaşasın Filistin halkının mücadelesi", "Özgür Filistin" ve "Katil İsrail" sloganları sokakları inletirken öğrenciler sadece bununla yetinmiyor. Hükümetin, İsrail ile tüm siyasi, diplomatik, ticari, askeri, sportif ve kültürel ilişkilerini kesme talebinde bulunuyor.
Ya biz? İsrail'in hamisi ABD'nin iltifatlarıyla sırtı sıvazlanıp gönderilenler İspanya hükümetinin somut olarak attığı adımların ne kadarını atabildik de aynı talepte bulunmayı aklımıza getirmiyoruz.
Evet kahrolsun İsrail, evet yaşasın Filistin ama başkası kahretsin başkası yaşatsın..
Ne oldu? Ne oluyor? Yine bir bildiği var mı diyeceğiz? Bugün birlik zamanı, zamanı gelince mi diyeceğiz?
Çocuklar ölüyor. Bir halk soykırıma uğruyor, bir ülke haritadan siliniyor. Şimdi değilse ne zaman?
Şimdi susanlar, gözünü kulağını kapatıp o gelmeyecek zamanı bekleyenler. Buradan istediğimiz kadar İsrail'e bağırıp çağırsak ne olur, kahrolsun desek ne olur? Hala kime bağıracağımızı öğrenemedik.
Elimizde Filistin bayraklarıyla akşam olup da eve döndüğümüzde hiçbir şey değişmiyor. Çünkü değiştirebilecekken değiştirmeyenlere ve yalanlarına inanıyoruz, onlara baskı kurmuyoruz. Okudukları ninnilerle Gazzeli çocuklar uyuyamıyor, ama biz uyuyoruz.
Hadi o zaman şimdi değilse ne zaman?









