TÜM KATEGORİLER
Hindistan'da protestolar sonucunda Müslüman mahallesindeki yıkım engellendi
YENİ Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de yüzlerce kişinin protestosu sonucu, Müslümanların çoğunlukta olduğu bir mahalledeki binaların yıkımı engellendi.
YENİ Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de yüzlerce kişinin protestosu sonucu, Müslümanların çoğunlukta olduğu bir mahalledeki binaların yıkımı engellendi.
Shaheen Bagh Mahallesi'nde yaşayanlar ve muhalefetten çok sayıda kişinin katıldığı protestolar sonucunda buldozerler herhangi bir binanın yıkımını gerçekleştiremeden mahalleden ayrıldı.
Yetkililer, binaların yıkımının belirli bir dini gruba yönelik olmadığını ifade ederek, yasa dışı binaların hedef alındığını söyledi.
Ancak muhalifler, bu tür hareketlerin Hindistan'ın 1,4 milyar nüfusunun yüzde 14'ünü oluşturan Müslümanları rahatsız etme yönündeki en son girişim olduğunu belirtti.
Mahkeme kararına rağmen yıkım sürmüştü
Yeni Delhi'de 16 Nisan'da düzenlenen Hanuman Jayanti Festivali'nde başkente bağlı Jahangirpuri bölgesindeki geçit töreni sırasında Hindu gruplarla Müslümanların taş fırlatmasıyla gerginlik başlamıştı.
Hindu gruplarla Müslümanlar arasında çıkan çatışmaların ardından, Madya Pradeş Eyaleti Başbakanı Shivraj Singh Chauhan, isyancıların kimliğinin belirlenemediğini bildirirken, Madya Pradeş İçişleri Bakanı, şiddetten Müslümanları sorumlu tutmuştu.
Yetkililer, şiddete teşvik etmekle suçlanan Müslümanlara ait yaklaşık 50 mülkü buldozerle yıkmıştı.
Polis, yıkılan mülklerin yasa dışı yollarla inşa edildiğini savunurken hukuk uzmanları yıkımların yasal olmadığını belirtmişti.
Hindistan'da Yüksek Mahkeme, 20 Nisan'da başkent Yeni Delhi'deki Hanuman Jayanti Festivali sırasında Hindu gruplarla Müslümanlar arasında çıkan gerilimin ardından Müslümanlara ait olan mülklerin buldozerlerle yıkılmasının durdurulmasına karar vermişti.
Mahkemenin kararına rağmen Hindistan parlamentosuna 25 kilometre uzaklıkta Müslümanlara ait mülklerin yıkımı bir saat daha devam etmişti.
Uluslararası Af Örgütünden yapılan açıklamada, yıkımların azınlıklar için "toplu ceza anlamına geldiği" ifade edilerek, "kapsamlı, tarafsız ve şeffaf bir soruşturma" çağrısında bulunulmuştu.
