“Yunanistan Sorunu Çözüldü mü?”

Sermet Doğan
Sermet Doğan
Analist / GCM Menkul Kıymetler
25 Şub 2015 Çarşamba

Özellikle Ocak ayının sonlarından itibaren Avrupa’nın sorunlu ülkesi Yunanistan, küresel piyasaların gündemindeki en önemli başlıklar arasında oldukça sıklıkla yer aldı diyebiliriz. Euro Bölgesi üyesinin parasal birlikten çıkışına kadar ilerleyebileceği düşünülen süreç içerisinde, Avrupa’da risklerin arttığı yönündeki kaygılar, global varlık fiyatlarında da etkili olmuştu. Ancak Şubat ayı sonlarında Yunanistan’ın yeni hükümeti, Avrupalı ortakları ile kredi programının uzatılması konusunda bir uzlaşma zemini sağlamayı başardı. Yine de piyasalarda söz konusu ülkeye ilişkin endişelerin tamamen ortadan kalktığını söylemek zor gözüküyor. Bu nedenle de “Yunanistan sorunu çözüldü mü?” sorusuna “Evet” yanıtını verebileceklerin sayısı da oldukça az. Dolayısı ile borç problemi ile boğuşmaya devam eden Yunanistan’ın, ilerleyen dönemlerde de Avrupa’nın konuşulan ülkeleri arasında yer almayı sürdüreceğini ifade etmek yanlış olmayacaktır.


“Syriza ve Avrupa”


Global ekonominin, 1929 ekonomik buhranından bu yana yaşadığı en büyük kriz olarak tanımlanan 2008 ABD mortgage krizi, tüm dünyayı farklı derecelerde de olsa olumsuz etkilemişti. Avrupa’da da ilgili kriz sonrasında kamu borcunu çevirmekte zorlanan ülkeler sorun teşkil etmeye başlarken, 2010 yılında Yunanistan batmanın eşiğine kadar gelmişti. İlgili tarihten bu yana da sorunlu ülke, Avrupa Merkez Bankası (ECB), Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) temin ettiği kurtarma kredileri ile borç sürdürülebilirliğini korumaya çalıştı. Ancak 2015’e gelindiğinde, yılın ilk aylarında Yunanistan’ın yine küresel piyasalarında gündemine oturduğunu gördük.Alınan kredilerin bir şartı olarak hükümetin 2010’dan bu yana uyguladığı kemer sıkma önlemleri Yunan halkını oldukça güç durumda bıraktı diyebiliriz. Fakirleşen halk, 25 Ocak 2015’de yapılan genel seçimlerde, kemer sıkma önlemlerini sonlandıracağını ve Avrupa’ya başkaldıracağını vaat eden radikal sol koalisyon Syriza’yı iktidara taşıdı. Partinin lideri ve artık yeni Başbakan Çipras vakit kaybetmeden, devletin harcamalarını artırma yolu ile halkın refahını yükseltme çalışmalarına başladı. Ancak işler tam olarak planlandığı gibi gitmedi diyebiliriz. Çiprası’ın, ülkenin mali durumunun, Avrupalı ortaklarından gelecek yardım paralarına muhtaç olduğunu fark etmesi uzun sürmedi. 2015 Şubat ayı sonunda kurtarma programı sona erecek Yunanistan’ın, Mart ayındaki borçlarını ödeyebilmek, likidite sıkışıklığı yaşamamak ve hatta temerrüde düşmemek için Eurogroup’a mevcut kurtarma programının uzatılması için başvuruda bulundu. Syriza’yı iktidara getiren birçok vaatten de, kurtarma programının uzatılması konusunda Avrupalı ülkelerin ikna edilmesi sırasında geri adım atılmak zorunda kalındı. Yunanistan ve Avrupalı kreditörleri, sorunlu ülkenin reform listesinin uygun bulunması sonrasında uzlaşma sağladılar ve Yunanistan’ın mevcut kredi programı 4 aylığına uzatıldı.


“Daha yeni başlıyoruz mesajı”


Seçim öncesinde IMF ve Troyka heyetini ülkeden çıkaracağını söyleyen Çipras, sonrasında ise yardım programının devam etmesi adına ilgili birimlerin Yunanistan’ın mali durumunu incelemesine izin verdi. Henüz bir aylık bir hükümet iken oldukça güç süreçler ile mücadele etmek zorunda kalan Syriza bakanlarına AB tarafından ise “Daha yeni başlıyoruz” mesajı iletildi. Atina, başlamış ve tamamlanmış özelleştirmeleri geri çevirmeyeceği ve daha fazla vergi toplanması adına çalışmalarını hızlandıracağı taahhütlerini verirken, IMF tarafından ise aksiyon almanın verilen sözlerden daha önemli olduğunun altını çizdi.  Kurtarma programının uzatılması için gerekli Yunanistan tarafından sunulan reform listesinin, ülke için önemli bir başlangıç olacağı düşüncesi diğer Avrupalı kreditörler tarafından dile getirildi. Her ne kadar Yunanistan şimdilik Euro Bölgesi ile bir uzlaşma sağlamış gibi görülse de, ülkeyi önümüzdeki süreçte zorlu bir 
dönemin beklediğini söyleyebiliriz.


“Yunanistan kurtuldu mu?”


Son sağlanan anlaşma ile Yunanistan’ın sorunlarının aşıldığını söyleyebilmek imkansız diyebiliriz. Zaten sağlanan uzlaşma ile sadece mevcut kredi programının 4 aylık süre için uzatıldığını görüyoruz. Yunanistan için mevcut tutum içerisinde geçici bir çözüm. Ancak ilgili kredi programı tamamlandıktan sonra Yunanistan’ın yeni bir kurtarma planına ihtiyaç duyma olasılığı çok yüksek. Çünkü devletin borçlarını ödeyebilmesi için Yunanistan’ın paraya ihtiyacı olmaya devam etmekte ve serbest piyasada halen daha görece çok yüksek maliyetler ile borç bulabilmektedir.



Yukarıda kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya olan oranlarını gösteren grafikler yer alıyor. Sol tarafta Yunanistan için bu oran yüzde  175, sağ tarafta ise Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisine sahip olan Almanya için ise yüzde 77 olarak dikkat çekiyor. Yani Yunanistan’ın borçları, ülkenin ürettiğinden çok daha fazla ve Almanya ile arasında da ciddi bir fark var.


“Yunanistan, Euro Bölgesi’nden çıkar mı?”


Daha uzunca bir süre Avrupa’nın başını ağrıtacağa benzeyen Yunanistan’ın, içinde bulunduğu durumdan biran önce çıkabilmesi için, farklı senaryolar ortaya atılıyor. Bu seçeneklerden bir tanesi de Yunanistan’ın Euro Birliği’nden çıkarak kendi para birimini basmaya başlaması ve para politikasını Almanya’dan değil, kendi merkez bankası ile yönetmesi olarak ifade edilebilir. 


Tabi ki Risk Açıklaması:


Yunanistan’ın parasal birlikten ayrılma kararı alması halinde bunun hem ilgili ülke, hem de Euro Bölgesi için yıkıcı etkileri olabilir. Euro Bölgesi için bu durumun tersini düşünenler yok değil, yani Euro Birliği’nin çok da fazla zarar görmeyeceğini öngörenler de mevcut. Peki, gerçekten Yunanistan Euro Birliği’nden ayrılabilir mi? Aleksis Çipras hükümeti ile Yunanistan’ın parasal birlikten çıkmaya yaklaşma ihtimali belki bir miktar daha fazla diyebiliriz. Bunun yanında, Avrupa’nın ilk kez parasal bir birlik kurma girişiminin Euro olmadığını da biliyoruz. (1999’da kabul edilen ve 2002’de tedavüle alınan Avrupa’nın ortak para birimi Euro için denemeler daha önce de yapılmıştı.) 1865’te kurulan ve “Latin Para Birliği” olarak isimlendirilen daha önceki ortak para kullanımı girişimi, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve İsviçre ile başlamıştı. Temellerinin ise Fransız Kral l. Napolyon tarafından atıldığını söyleyebiliriz. Napolyon Bonaparte, kardeşi olan Hollanda Kralı Louis’in de, kendisinin bastırdığı gibi, Louis’in portresinin ve krallığının armasının bulunduğu standartta bir altın para bastırmasını söyler. Sonrasında tahta geçen krallar da ilgili standarda 
uyarak, her paranın içerisinde eşit miktarda altının kullanıldığı bir sistem uygularlar. 1865’te tek tip para kullanımı, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve İsviçre arasında imzalanan anlaşma ile hayata geçirilir. Birliğin avantajlarını gören birçok ülke, sonrasında tek tip para kullanımı için başvuruda bulunur ve birlik giderek genişler. Anlaşma için ilk imzayı atan ülkelerin dışında, birliğe “sonradan ilk” katılan ülke ise 1868’de Yunanistan olur. Ardından ise 25 ülke daha 61 yıl süren ilgili anlaşmaya katılır. Ancak birinci dünya savaşı ile ülkelerin altın ihtiyaçlarının oldukça artması, Latin Para Birliği’nin 1927’de dağılmasına ve resmen feshedilmesine neden olmuştur. Birliği ilk terk eden ülke ise 1926 yılının ortalarında Yunanistan olmuştur. Savaş ile mali durumu bozulan Yunanistan, paralarının içerisinde, olması gereken standart altın gramından daha düşük miktarlarda altın ekleyerek para basmaya başlayınca, birlik otoritelerinden de önce ikazlar almıştır. Yani daha önceleri de Avrupa’da uygulanan ortak para birimi sistemi, benzer uygulamasında tam 61 yıl hayatta kalabilmiş. Euro Bölgesi ise şimdilik, 1999’u başlangıç yılı olarak kabul edersek, 16 yıllık bir birlik. Ancak tarihteki bazı benzerliklerin dikkat çektiğini ifade etmek yanlış olmayacaktır.


“Yunanistan çıkarsa neler olabilir?”


Önceki denemesinden sonra Avrupa 2000’li yıllarda Almanya liderliğinde Euro’yu ortak para birimi olarak kabul etti. Bu kez de, tarihin gördüğü en büyük finansal krizlerden biri sonrasında çalkalanan Euro Birliği için sorun yine Yunanistan. Birçok politika yapıcıya göre Yunanistan para birliğinden ayrılma gibi bir karar almayacak. Ancak Yunanistan ya halkının bir neslinin refahını, ilerleyen kuşaklar için feda edecek,  ya da daha kısa sürede bir çözüm için radikal kararlar almak zorunda kalacak. Söz konusu radikal kararlardan biri ise, ülkenin Euro Bölgesi’nden ayrılması olabilir. Yunanistan’ın parasal birlikten ayrılması, kuşkusuz ilk etapta hem Euro Bölgesi, hem de Yunanistan için olumlu bir etki yaratmayacaktır. Kaybedilebilecek “güveni” geri kazanmak, uluslararası piyasalarda oldukça zor ve zaman alıcı olabilir. Bu noktada önce Yunanistan’ı değerlendirmek gerekirse, ülke politikacılarının bazılarını kendi paralarını basarak borçları ödemek, maaşları artırmak gibi unsurların cezbettiğini ifade edebiliriz. Ancak her ne kadar bu faktör kısa vadede çözüm gibi görülse de, Yunanistan ekonomisi için bir yıkıma neden olabilir. Bu tutum Yunanistan’ı piyasalarda güvenin ve fiyat istikrarının sağlanmasını imkansızlaştıracak bir döneme itebilir. Dolayısı ile aslında Yunanistan için Euro Birliği içerisinde kalıp, reformalar ile ekonomisini yavaş da olsa rayına oturtmaya çalışmak daha mantıklı görülüyor.Euro Bölgesi için ise Yunanistan’ın olası bir çıkışı halinde korkulan en büyük faktör, bunun bulaşıcı bir etki yaratabilecek olmasıdır. Balkan ülkesinin Euro Birliği’nden ayrılması sonrasında kendi parasını basarak borçlarını ödemesi kısa vadede etkili olabilecekken, bunu görecek diğer yüksek borçlu birlik üyeleri de aynı yolu kullanmayı tercih edebilir. Euro Bölgesi ekonomisinin küçülmesine neden olabilecek bu süreç ise birliğin tamamen dağılmasına yol açabilir. Grafikte görüldüğü gibi, Almanya ve Fransa ekonomilerinin büyüklükleri, Euro Bölgesi toplamının yaklaşık yarısını oluştururken, Yunanistan ise yalnızca yüzde 3’lük bir paya sahip. Yani Yunanistan’ın tek başına Euro Bölgesi’ni terk etmesinin, birlik ekonomisi için büyük bir olumsuz etki yaratmayacağını ifade edebiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken hususun, Yunanistan’ın ayrılması değil, olası bir ayrılık kararında bu durumun bulaşıcı bir etki yapıp yapmayacağı olduğunu ifade edebiliriz.Kimilerine göre, Yunanistan’ın parasal birlikten ayrılması, hem ilgili ülke hem de Euro Bölgesi için daha olumlu bir gelişme olarak görülebilir. Borç sorunu ile Euro Bölgesi’ne olan güven adına sürekli bir tehdit oluşturan ülkenin dışarıda bırakılması, daha sağlıklı bir Euro için önemli bir adım olabilir düşüncesi, bu görüşün temel dayanak noktasıdır. Yunanistan ise bu gibi bir durumda bol bol para basıp ekonomiyi olumsuz etkilemek yerine, AB’nin direttiği kemer sıkma önlemlerini bir miktar yumuşatarak çözüm arayabilir. Ancak Yunanistan, Euro Bölgesi’nin uzun vadede getirdiği avantajları bu gibi bir durumda kaybetmiş olabilir. Ayrıca Euro’nun prestijinin sarsılma ihtimali de göz ardı edilmemeli. 


“Sonuç olarak; zorlu süreç devam ediyor”


Tüm bu değerlendirmelerin sonrasında, Avrupa için en yüksek ihtimale sahip yol haritasının, her ne kadar radikal bir parti tarafından yönetilse de, Yunanistan’ın Euro kullanmaya devam etmesi şekilde öne çıktığını söyleyebiliriz. Kimi zaman kıta basınında “Avrupa’nın şımarık çocuğu” olarak tanımlanan Yunanistan ve Euro Birliği için, ne kadar zorlu olsa da, yola birlikte devam etmek akılcı bir yaklaşım gibi görünüyor. Başta Almanya olmak üzere, hem Euro Birliği yetkilileri, hem de Yunanistan yönetimi şimdilik bunu görüyor. Ancak ilerleyen dönemlerde, iktidar koltuğunu bırakmak istemeyebilecek Syriza’nın, oy almak için yeni vaatler ile işi yokuşa sürmesi, sorunları yeninden tetikleyebilir. Bu süreci her iki tarafın da nasıl yöneteceğini, bu arada kıtadaki finansal araçların değerinin nasıl şekilleneceğini bekleyip göreceğiz.


Yazarın Diğer Yazıları
Piyasa
Hisse Yön Son Fark Saat
Dolar Dolar 32,5373 0,08 04:41
Euro Euro 34,8655 -0,11 04:41
İngiliz Sterlini İngiliz Sterlini 40,6200 -0,24 04:41
BIST 100 BIST 100 9.717 0,00 18:10
BIST 50 BIST 50 8.569 0,00 18:10
BIST 30 BIST 30 10.481 0,00 18:10
Gram Altın Gram Altın 2438,1 0,02 04:41
Çeyrek Altın Çeyrek Altın 3892 -0,08 04:41
Yarım Altın Yarım Altın 7784 -0,08 04:41
Cumhuriyet A. Cumhuriyet Altını 16550 -0,05 17:00
Altın Çevirici
Türü
TL Miktarı
Altın Türü
Döviz Çevirici
Türk Lirası
Amerikan Doları
Euro
İsviçre Frangı
Yen
İngiliz Sterlini
Serbest piyasa verileri kullanılarak hesaplanmaktadır. Tüm Değerler
BİST endeksleri, haberler, Kapalıçarşı, uluslararası parite verileri eşanlı olarak verilmektedir. BİST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.

SPK’nın 22 Nisan 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliği uyarınca yayımlanması istenen uyarı;
"Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir"