Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali
Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, tartışmalar, söyleşiler ve dünya sinemasından çarpıcı yapımlarla geçen bir haftanın ardından kapanışa hazırlanırken; sansür, işgal hukuku, doğa krizi ve insan hakları eksenli filmler öne çıktı.
(İSTANBUL) - Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, tartışmalar, söyleşiler ve dünya sinemasından çarpıcı yapımlarla geçen bir haftanın ardından kapanışa hazırlanırken; sansür, işgal hukuku, doğa krizi ve insan hakları eksenli filmler öne çıktı.
Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, bir hafta boyunca 35 ülkeden 40 filmi izleyiciyle buluşturduğu yoğun programını bu akşam yapılacak kapanış ve ödül töreniyle tamamlamaya hazırlanıyor. Uluslararası Uzun ve Kısa Metraj Film Yarışmalarının kazananları da gecede açıklanacak.
Adalet ve Sinema Derneği tarafından düzenlenen; başkanlığını Prof. Dr. Adem Sözüer'in, direktörlüğünü Prof. Dr. Bengi Semerci'nin yürüttüğü festival, adalet, vicdan ve insan haklarını merkeze alan geniş bir seçki sundu. Film gösterimlerine, VisionIST kapsamında gerçekleştirilen panel ve söyleşilerle "Yaşam Hakkı" teması etrafında Türkiye'den ve dünyadan hukukçuları buluşturan Akademik Program eşlik etti.
Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali bu akşam yapılacak kapanış ve ödül töreninin ardından sona ererken, festivalin son etkinliklerinden biri Beyoğlu Sineması'nda gerçekleşecek. Saat 21.30'da Tomas Elsik imzalı Dayanma Gücü / Resilience belgeseli izleyiciyle buluşacak. Çevre felaketlerinin eşiğine gelen gezegende insanın doğayla ilişkisini yeniden düşünmeye çağıran film, görsel gücü yüksek bir anlatımla "Uykuda kalan duyularımızı yeniden uyandırıp dünyayı birbirine bağlı bir bütün olarak görebilir miyiz?" ve "İnsanın doğa üzerindeki üstünlük tutumunu değiştirmesi mümkün mü?" sorularını gündeme taşıyor.
Festivalin akademik ayağı VisionIST kapsamında saat 12.30'da "Post-Devrim İran Sinemasının Aynasında Yaşam Hakkı: Romantik Anlardan Gerçekçi Yorumlara" başlıklı bir konuşma yapılacak. Moderatörlüğünü Dr. Yalım Yarkın Özbalcı'nın üstlendiği etkinlikte Dr. Hadi Salehi, İran sineması üzerinden yaşam hakkı tartışmalarını ele alacak.
Anadolu yakasında ise son günün öne çıkan yapımlarından İlahi Komedya / Divine Comedy izleyiciyle buluşacak. Venedik Film Festivali'nin Orizzonti bölümünde dünya prömiyerini yapan film, saat 19.00'da Caddebostan Kültür Merkezi Sineması'nda gösterilecek. Gösterimin ardından İranlı yönetmen Ali Asgari izleyicilerin sorularını yanıtlayacak.
İşgal, hukuk ve sinemanın tanıklığı
Festival kapsamında düzenlenen "İşgalin Hukuku mu, Hukukun İşgali mi?" panelinde yönetmen Gözde Kural ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Arş. Gör. Deniz Baran kapsamlı bir tartışma gerçekleştirdi. Panelin moderatörlüğünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü'nden Prof. Dr. Aslı Tunç üstlendi. Baran, uluslararası hukuk, insancıl hukuk ve insan haklarının savaş dönemlerindeki geçerliliğini Gazze, Afganistan, Ukrayna ve Sudan örnekleriyle anlattı. BM Güvenlik Konseyi'nin kilitlenmesi ve yaptırım eksikliğinin altını çizerken, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yavaş işleyen süreçlerinin dahi küresel kamuoyu açısından önemli etkiler yarattığını vurguladı.
Gözde Kural ise Afganistan'da ağır yıkım alanlarında film üretmenin koşullarını aktarırken, savaşın görünmez tahribatına, kadın haklarının yok oluşuna, radikal ideolojilerin etkisine ve ev fikrinin kaybına dikkat çekti. Kural, sinemanın "kayıt tutma" ve kolektif hafızayı diri tutma işlevinin altını çizdi.
Panel boyunca sinemanın yalnızca bir sanat formu değil, aynı zamanda işgal ve kriz bölgelerinde belgeleme ve tanıklık aracı olduğunun altı çizildi. Sanatın ve hukukun birlikte var olmasının, işgal altındaki halkların uzun vadeli adalet arayışında vazgeçilmez rol oynadığı vurgulandı.
Sansürle mücadele eden bir kuşağın tanığı: Wang Xiaoshuai
Festivalin açılışında Sinema Onur Ödülü alan ve uzun metraj yarışmasının jüri başkanı olan Çinli yönetmen Wang Xiaoshuai, Beijing Bisikleti / Beijing Bicycle filminin gösterimi öncesinde izleyicilerle buluştu. Xiaoshuai, filmin Çin'de sansürden geçememe gerekçelerini aktarırken, 2000'lerin başında Beijing'in modern bir şehir olarak yansıtılmasının devlet tarafından önemsendiğini, kendisinin ise filmde modern binaları göstermediği için sorun yaşadığını söyledi. Film Berlin Film Festivali'nde ödül kazansa da Çin basınında sansürlendiğini belirten Xiaoshuai, "Bizim kuşağımız sansüre karşı mücadele eden bir kuşaktı. Önemli olan, istediğini yapabilmek ve seyircinin filmi özgürce izleyebilmesi" dedi.
Kayıp manzaraların peşinde: Reedland
1998'den bu yana Cannes Eleştirmenler Haftası'na seçilen ilk Hollanda yapımı olma özelliğini taşıyan Sazlıkta Cinayet / Reedlandin gösterimi sonrasında yönetmen Sven Bresser seyirciyle buluştu. Doğduğu yerde artık var olmayan bir manzaranın izini sürerek filmi ortaya çıkardığını söyleyen Bresser, "Asıl mesele şu: Suça ortak mısın, yoksa sadece tanık mı?" diyerek filmin temel sorusunu özetledi. Yönetmen, şiddetin karakterin iç dünyasına sızmasını merkeze aldığını belirtti.
Uluslararası Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması gösterimleri kapsamında Dilan Toftik'in ilk kısa filmi Sitav seyirciyle buluştu. Büyüme, göç ve hafıza temalarını iç içe geçiren film hakkında konuşan Toftik, "Bu coğrafyada savaş gerçekliğinin çocuklara nasıl etki ettiğini göstermek istedim… Hepimiz bu savaş gerçekliğinde büyüdük" ifadesini kullandı.
"Benim Adım Umut": Bir Tutsağın Gözünden Şiddet Rejimi
Suriye istihbaratının kullandığı bir hapishanede geçen Benim Adım Umut / My Name Is Hope filminin gösterimi sonrasında yönetmen Sherwan Haji, oyunculuktan yönetmenliğe geçiş sürecini aktardı. Finlandiya'da yaşasa da "Nerelisin?" sorusunun her zaman Suriye'ye döndüğünü söyleyen Haji, "Bu soruya cevap vermek zor. Beni bu filmi yapmaya iten de buydu" dedi.
Locarno'dan Ödülle dönen "Temel Eğitim"
2025 Locarno Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazanan Temel Eğitim / Primary Education filminin gösterimi sonrasında yapımcı Julia Marco izleyicilerle buluştu. Marco, filmde sembolik bir dil kurulduğunu belirterek, "Yönetmenler gizemli ve bu dünyaya ait olmayan bir atmosfer kurmak istediler. Kadınların çocukluktan itibaren nasıl susturulduğunu göstermekti amaçları" diye konuştu..
Kırıkuzakçalar: "İtaat ve isyanın kesişimi"
Batınay Ünsür'ün distopik bir evrende geçen filmi Kırıkuzakçalar gösterimin ardından yönetmen, filmin çıkış noktasının 2023 depremleri sonrası yaşanan toplumsal ruh hali olduğuna işaret etti. Ünsür, "Birçok kişi kalmak ya da gitmek arasında sıkışmıştı. O duygunun baba-kız ilişkisine nasıl yansıdığını anlatmak istedim dedi.
Film Festivali, İnsan Hakları, Belgesel, Sinema, Kültür, Dünya, Yerel, Sanat, İşgal, Dünya, Film Festivali, İnsan Hakları, Belgesel, Sinema, Sanat, Kültür, Yerel, Haberler
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA