Sahra Altı Afrika'da 2025'in izleri: Krizler ve fırsatlar

Güncel Haberler

Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Volkan İpek, 2025'te Sahra Altı Afrika'nın genel siyasal, ekonomik ve güvenlik görünümü ve 2026'ya devredilen kırılganlıkları, AA Analiz için kaleme aldı.

Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Volkan İpek, 2025'te Sahra Altı Afrika'nın genel siyasal, ekonomik ve güvenlik görünümü ve 2026'ya devredilen kırılganlıkları, AA Analiz için kaleme aldı.
***
49 ülkeden oluşan Sahra Altı Afrika için 2025, ekonomik, güvenlik ve siyaset ekseninde oldukça hareketli geçti.
2025'te Sahra Altı Afrika'da ekonomik görünüm
Ekonomik eksende ortalama enflasyonda ve büyüme oranında 2024'e göre gelişmeler görmek olanaklı. Uluslararası Para Fonunun (IMF) verileriyle 2024'te ortalama yüzde 20,2 olan enflasyon oranının 2025 sonunda yüzde 13,1'e gerilemesi ve yine 2024'te ortalama yüzde 3,6 olan reel gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme oranının da 2025'te yüzde 4,1'e çıkması dikkat çekiyor. Afrika Kalkınma Bankasının ve Dünya Bankasının da verilerinin IMF verileriyle neredeyse aynı oranda kalması da oranların güncel konumlarındaki iddiasını destekliyor.
Ne var ki iki alanda da görülen iyileşmelerin Sahra Altı Afrika'da günde 2,15 Amerikan dolarının altında harcama yapabilen aşırı yoksul nüfusu olumlu şekilde etkilemediği göze çarpıyor. 2000'den 2024'e kadar olan zaman diliminde Sahra Altı Afrika'nın yüzde 20'lik aşırı yoksul nüfusunda 2025'te de azalma olmadığı görülüyor. 2025'teki yüzde 4,1'lik büyüme oranının Dünya Bankasına göre aşırı yoksulluğu azaltmaya başlayacak olan yüzde 7,2'lik büyüme oranından oldukça geride olduğu da gözlemleniyor.
Aynı zamanda bu iki orandaki gelişmelerin doğrudan yabancı yatırıma da olumlu yansımadığı anlaşılıyor. BM Ticaret ve Kalkınma Kuruluşu (UNCTAD), 2024'te 90 milyar dolarlık dış yatırım çeken Sahra Altı Afrika ülkelerine gelen yabancı yatırımı, 2025'te 72 milyar dolar olarak yansıtıyor. Bunların yanında, büyüme hızındaki ve enflasyondaki gelişmelerin dış borç oranına olumlu etkisinin olduğu anlaşılıyor. IMF'ye göre 2024'te dış borca 4,5 milyar dolar ödeyen Sahra Altı Afrika ülkelerinin 2025'te yüzde 7'lik düşüşle 4,2 milyar dolarlık ödeme yaptığı görülüyor.
Öte yandan, 2025'te Etiyopya'nın Büyük Rönesans Barajı'nı hizmete alması ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin G20 Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapması, Sahra Altı Afrika ekonomisinin diğer ilgi çekici noktaları durumunda. Buna karşın borç yükü, yoksulluğu bitirecek büyüme oranının altında kalan büyüme oranları ve gıda krizi Uganda'da, Kenya'da ve Tanzanya'da geniş halk protestolarına sahne oldu. Sahra Altı Afrika'daki sivil toplum, artık uzun dönemli cumhurbaşkanlarına hoşgörü göstermekten uzak. Bu noktada da Arap Baharı'nın etkileri hala hissediliyor.
Sahra Altı Afrika'nın güvenlik riskleri
Güvenlik ekseninde ise terörle mücadele, iç savaş ve savaş hazırlığı karşımıza çıkıyor. 2024'te kristalleşmeye başlayan Mali'deki, Burkina Faso'daki ve Nijer'deki cihatçı terörle mücadelenin 2025'te yumuşamaya başladığı görülüyor. Bu üç ülkede yeniden etkili olmaya başlayan birçok cihatçı örgütün eylemlerini artırmasının yanında Benin'in, Fildişi Sahili'nin ve Gana'nın kuzey bölgelerinden güney bölgelerine inmeye başladıkları biliniyor. Öte yandan, The Economist'e göre Nijerya'daki Boko Haram'ın insan kaçırma eylemlerini 2024'te ayda 60'tan 2025'te ayda 101'e çıkarması, azımsanmayacak bir sorun olarak değerlendiriliyor. Somali'deki Eş-Şebab'ın ve Mozambik'in Cabo Delgado bölgesindeki cihatçı teröristlerin de 2025'te eylemlerine devam ettikleri gerçeğini de unutmamak gerek.
İç savaş bağlamında Sudan'da 2023'te Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında başlayan çatışmaların devam etmesi dikkati çekiyor. İç savaşın başından beri 12 milyon kişinin yerinden olduğu iç savaşın 2026'da da devam etmesi bekleniyor.
Sahra Altı Afrika'da savaş hazırlığı bağlamında ise Ruanda'nın desteklediği 23 Mart Hareketi'nin (M23) Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin (KDC) kuzeyindeki ve doğusundaki bölgelerdeki etkinliğini artırmasının iki ülkeyi 3. Kongo Savaşı'nın eşiğine getirebilir. Bu konuda ilginç gelişmeler de yaşanıyor. Şubat 2025'te M23'ün Goma şehrini ele geçirmesinden sonra yaz aylarında ABD Başkanı Donald Trump'ın müdahalesiyle ateşkes imzalanmıştı. Ne var ki bir hafta önce M23'ün Uvira şehrini ele geçirmesi, ülke halkını endişeye sevk etmiş durumda. Ruanda-Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile M23 arasındaki bu sorunun kısa vadede çözülmesi beklenmiyor.
Cumhurbaşkanı seçimleri, darbeler ve istikrar arayışları
Siyaset ekseninde bakıldığında Sahra Altı Afrika'daki cumhurbaşkanı seçimleri ve askeri darbeler, 2025'e izlerini bırakmış görünüyor. Burundi, Kamerun, Gabon, Fildişi Sahili, Malavi, Seyşeller, Tanzanya ve Togo 2025'te cumhurbaşkanı seçimi oldu. Bunların arasında Burundi'de, Kamerun'da, Fildişi Sahili'nde ve Tanzanya'da mevcut iktidar göreve devam ederken 2023'teki darbeden sonra ilk kez seçim düzenlenen Gabon'da bağımsız bir aday seçimi kazandı. Malavi'de ve Seyşeller'de yapılan seçimlerde iktidar partisi ve de doğal olarak cumhurbaşkanı değişti. Togo'da ise 1967'den beri iktidarda kalan Eyadema ailesinin yerine aynı partiden de olsa yeni bir ismin geçtiği görüldü.
2025, aynı zamanda Madagaskar'da ve Gine Bissau'da askeri darbe girişimlerinin başarıyla Benin'de ise başarısızlıkla sonuçlanan bir yıl oldu. Bunun yanında askerler tarafından yönetilen ülkelerden Mali'nin, Burkina Faso'nun ve Nijer'in 2024'te kurdukları Sahel Devletleri İttifakı'nın (AES) 2025'te daha kurumsallaştığını izledik. Bu kurumsallaşma, askeri rejimin üç ülkede de bir süre daha devam edeceği yönünde belirti veriyor. Terörle mücadelede kendilerinden önceki sivil yönetimleri başarısız bulan rejimler, bu mücadelede bir başarı sağlayana kadar iktidarda kalmaya devam edecekler gibi görünüyor. Darbe günlerinden günümüze kadar olan süreçte ortalama 2-3 kez olağanüstü durum ilan eden bu ülkelerde şu anda önemli olan demokrasi ya da hukukun üstünlüğünden çok bir işgalci olarak gördükleri teröristleri etkisiz duruma getirmek.
Ayrıca atlanmaması gereken başka bir nokta da Sahra Altı Afrika tarihinde ilk kez darbe yönetimlerinin bir araya gelip -Her ne kadar herkes tarafından resmi olarak tanınmasa da - bir uluslararası örgüt kurmuş olmaları. Sahel Devletleri İttifakı, üç ülkenin askeri rejimlerinin çok ciddi ve oturmuş bir yapıya sahip olduğunun göstergesi sayılabilir.
Küresel güçlerin Sahra Altı Afrika'ya ilgisi, 2026'da da devam edecek
Mali, Burkina Faso ve Nijer devlet başkanları, her ne kadar son üç yıldır Rusya ile işbirliği içinde olsalar da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 2025'in sonlarında Mauritius, Güney Afrika, Gabon ve Angola'ya gerçekleştirdiği ziyaretler sırasında yaptığı "Fransa, Rusya'nın Afrika'da etkin olmasına izin vermeyecek" açıklaması, bölgedeki Rus-Fransız rekabetinin boyutunu ve gelecekte daha da büyük boyuta geleceğinin sinyallerini verdi. Bu bağlamda, Afrika ülkelerine bakışı sadece ekonomi temelli olan Rusya'nın, Afrika'da siyasi, ekonomik ve kültürel olarak derin etkilere sahip Fransa'nın yerini alması oldukça zor. Zaten Wagner Grubu'nun özellikle Orta Afrika Cumhuriyeti'nde ve Burkina Faso'da işlediği iddia edilen insan hakları suçlarının açıklanmasıyla bir dönem sonra bu üç ülkenin yeniden yüzlerini Fransa'ya dönmesi işten bile değil.
2025'i ekonomik, güvenlik ve siyasi eksenlerdeki yoğun gündemle geçiren Sahra Altı Afrika'da küresel rekabet, uzun zamandır sadece kıta içinden değil kıta dışından da sürüyor??????? ancak 2025 rekabeti içinde hiç beklenmedik bir şekilde ABD'nin olmak istemediği görüldü. Trump'ın Somali ile ilgili yaptığı küçümser bakışlı açıklamaları, Nijerya'ya yönelttiği tehdit, Güney Afrika tarihiyle ilgili bilimsellikten uzak açıklamaları ve G20 Liderler Zirvesi'ne katılmaması ve ABD'nin 2025'te ciddi bir Afrika planının olmadığını gösterdi. Bu durumun yakın zamanda değişmesi de beklenmiyor.
ABD'nin olmadığı bu rekabette 1998'den beri Sahra Altı Afrika ile yakından ilgilenen Türkiye, avantaj sağlayabilir ancak Türkiye'nin Sahra Altı Afrika ülkeleri için Brezilya, Fas, Japonya ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) yaptığı gibi bir mega proje yapmasında yarar var. Türkiye, sadece ithalat, ihracatla değil aynı zamanda sendikasyon kredisi gerektirebilecek büyük yatırımlarla ve projelerle Sahra Altı Afrika ülkelerinin dikkatini çekebilir.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2022'de gerçekleştirdiği üç ülkeli Afrika turlarına yeniden başlaması, Türkiye'nin kıtadaki prestijini güçlendirecektir.
[Doç. Dr. Volkan İpek, Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.