Paris Unesco'da Basın Özgürlüğü ve Gazeteci Güvenliği Tartışıldı

Paris UNESCO ' Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü' Merkezi'nde İletişimin Geliştirilmesi Uluslararası Programı (IPCD) Konseyi 28. toplantısı gerçekleşti.

Türkiye 2011 Ekim ayında Paris'te yapılan UNESCO 36.Genel Konferansı sırasında yapılan seçimlerde İletişimin Geliştirilmesi Uluslararası Programı'na (IPDC) seçilmişti. IPDC, Basın özgürlüğü, gazeteci güvenliği, gelişmekte olan ülkelerde çoğulcu medya projelerinin desteklenmesi gibi güncel konuları ele almaktadır

Türkiye'den UNESCO Türkiye Milli Komisyonu İletişim İhtisas Komitesi Başkan Vekili ve Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Deniz Bayraktar 'iki günlük toplantı sonrasında UNESCO'nun IPDC Uluslararsı iletişimle ilgili olan konuların tartışıldığı toplantının ana konuları gazeteciler, gazetecilerin güvenliği, cezalar, cezasızlık konuları, toplumsal cinsiyet, eşitlik ve eşitliğin olmadığı durumlar bunların indikatörleri üzerineydi' dedi.

Bayraktar 'Özellikle gazetecilerin güvenliği konusu sadece savaş bölgelerinde değil, günlük hayatta da gazeteci güvenliği konusu dikkatle üzerine eğinilen bir konu oldu. Ülkeler adına kaybedilen ve dramatik gazeteci kayıpları. Cezaların ülkeler tarafından bildirilmesi gibi bir konvansiyon var. O ülkelerin raporları üzerine görüşüldü ve bu takip aslında bir saptama UNESCO'nun burada yaptığı ilginç ve güzel bir biçimde STK'ları ve profesyolel örgütleri harekete geçirerek bu konuya bir bilinçlilik getirmek. Daha önce UNESCO Genel Başkanının yapyığı bu tür ölümleri ve katliamları lanetlemesi dile getirildi. Toplumsal cinsiyet bölümünde farklı ülkelerden, bölgelerden kadın ve erkek konuşmacılar yapılan örnek çalışmaları gösterdiler.Eşitliği sağlayacak bunu destekleyecek radyo televizyon ve haberler alanındaki çalışmalar.Genelde gazetecilerin fikir hürriyetine sahip olmaları ve görevlerini yapmaları,yapabilmeleri ve buna olanak verilmesi konusunun altının çizildiğini belirtti.

Bayraktar ayrıca 'Gündem dışı gazeteci nedir kavramı ortaya atıldığını belirterek'Sosyal medya ile gelişen, değişen bir gazetecilik fonsiyonunun tartışıldı. Gazetecinin tek bir tarifi yok. Blogunu yazanda bir gazetecilik faaliyetini icra ediyor ama kurumsallaşmış durumlarda da özellikle kadın erkek eşitliği konusunda idarecilik pozisyonunda içerikleri oluşturma imkanları. Burada ki eşitlikler ve eşitsizlikler dile getirildi. Altı en fazla çizilen 'kadın idarecilerin basında hem elektonik basında hemde yazılı medyada üst katmanlarda cam piramidin tepesine çarptığı için yerleri çok fazla yok.'Oralarda olasalar bile maşlları erkekler kadar yüksek değil. Büyük ölçüde haksızlığın yaşandığı bütün ülkelerde aşağı yukarı bu herkesin hem fikir olduğu bir konu idi. Bu konu da hazırlanan rapor incelendi. Bence bu bilgilerle üzerine çalışılacak çok şey var özellikle Türkiye'de. Kadın idareciler içeriği kadınların hazırlayamadığı editör pozisyonlarında olsalar bile erkeklerin erkek egemen bir söylemin hakim olduğu bir söylemin üstü açık ve kapalı olarak delegeler tarafından dile getirildi. Her türlü fikrin rahatlıkla ifade edildiği çok demokratik bir ortamda gerçekleşen toplantıda özellikle aya ülkelerinden bir karşı çıkış oldu. O da UNESCO'nun bazı konularda ülkelerin nerdeyse içişlerine karışacak kadar bazı maddelere gazetecilerin güvenliği konusunda baskı yapmamaları gerkliliğiydi biz bu konuda katılmadık çünkü orada haklı bir gerekçe var' dedi.