2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda... Sadullah Kısacık: Bu Milletin Emeğini, Alın Terini Yurt Dışı Tefeci Faiz Fonlarına Peşkeş Çekene, Yazıklar Olsun

Güncel Haberler

Yeni Yol Grubu Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, 2026 yılı toplam bütçesinin 18 trilyon 928 milyar lira olduğunu, faiz giderlerinin ise 2 trilyon 742 milyar liraya ulaştığını, bunun da bütçenin yüzde 14,5’ine karşılık geldiğini söyledi. Kısacık, "Bu bir sömürge değil de nedir? Siz milletin emeğini, alın terini, işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin, esnafın hakkından kesip yurt dışı faizcilere, tefeci fonlarına peşkeş çekeceksiniz. Bu milletin emeğini, alın terini yurt dışı tefeci faiz fonlarına peşkeş çekene, yazıklar olsun" dedi.

(TBMM) - Yeni Yol Grubu Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, 2026 yılı toplam bütçesinin 18 trilyon 928 milyar lira olduğunu, faiz giderlerinin ise 2 trilyon 742 milyar liraya ulaştığını, bunun da bütçenin yüzde 14,5'ine karşılık geldiğini söyledi. Kısacık, "Bu bir sömürge değil de nedir? Siz milletin emeğini, alın terini, işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin, esnafın hakkından kesip yurt dışı faizcilere, tefeci fonlarına peşkeş çekeceksiniz. Bu milletin emeğini, alın terini yurt dışı tefeci faiz fonlarına peşkeş çekene, yazıklar olsun" dedi.
TBMM Başkanvekili Pervin Buldan'ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu'nda İçişleri Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.
Yeni Yol Grubu Ankara Milletvekili İdris Şahin, uyuşturucuyla mücadele ve güvenlik politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Uyuşturucuyla mücadelenin millet olarak büyük önem verilmesi gereken bir konu olduğunu belirten Şahin, İçişleri Bakanlığı'nın konuya hassasiyetle yaklaştığını gördüklerini ve bundan memnuniyet duyduklarını söyledi. Kolluk kuvvetlerinin emeğinin teslim edilmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, güvenlik güçlerinin canla başla, ülkenin huzuru için gece gündüz görev yaptıklarını ve her birine minnettar olduklarını ifade etti.
Şahin, güvenlik güçlerinin mücadele azmi ve samimiyetinden şüphe duymadıklarını belirterek, bu kadar operasyon ve gözaltı olmasına rağmen uyuşturucu bataklığının büyümeye devam ettiğini, sokakların suç örgütlerinin gölgesinde olduğunu dile getirdi. Şahin, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Sayın Bakanım, bu meselenin üstüne bu kadar ciddiyetle gidiliyorsa neden bu bataklık her geçen gün büyüyor ve toplumu içine çekiyor? Bu kadar gözaltı varsa neden sokaklarımız hala suç örgütlerinin gölgesinde? İktidarınız gerçek bir mücadele içindeyse neden kamuoyuna mal olmuş ve iktidarınıza yakın isimler bir bir bu pisliklerle anılır hale gelmiş? Her gün sosyal medyada sistematik operasyon videoları izliyoruz. Ama gerçek hayatta gençlerimizin elimizden kaydığı bir ülke gerçeğiyle karşı karşıyayız. Aileler çaresiz, toplum tedirgin.
Unutmayalım ki bir diğer husus adalet zedelenirse güvenlik delinir. Gerçek güvenlik insan onuruna saygılı, şovanist söylemlerden uzak, hukuka dayalı bir devlet aklıyla mümkündür. Biz Sayın Bakan'ın göreve geldiği gün itibariyle gerçekten umutlanmıştık. İlk başlangıçta, 'Hukuk devletine saygılıyız. Attığımız her adımda hukuku önceleyeceğiz' demişti. Karakollardaki durumu bir şöyle bir tetkik etmesini istiyoruz. Vatan Emniyeti'ne bir gidip insan haklarının nasıl ihlal edildiğini, gözleriyle o kolluğun ne tür yanlışlıklar içerisinde olduğunu yaşayarak görmesini Sayın Bakandan talep ediyoruz."
Aydın: Uyuşturucu trafiğine birkaç medya yüzü girmiş ama uyuşturucunun dağıtımını yapanlar belli değil
Yeni Yol Grubu İstanbul Milletvekili Birol Aydın, İçişleri Bakanlığı'nın sorumluluk alanları ve ülkedeki temel haklara ilişkin konuştu. İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşların, insanın en temel haklarını korumakla görevli olduğunu belirten Aydın, yaşama hakkı, mülkiyet hakkı, aklın korunması, neslin korunması ile inanç, düşünce ve fikir hürriyetinin doğuştan kazanılan haklar olduğunu ifade etti. Aydın, bugün Türkiye'de bu hakların tamamının saldırı altında olduğunu belirterek, yaşama hakkının tehdit altında olduğunu dile getirdi. Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mafya, ticaret ve siyaset üçgeni var mı, yok mu? Kumar ve uyuşturucunun medya ve sponsor, spor ayağı var mı, yok mu? İyi de siyasi ayağında kimler var? Geçmiş dönemlerde Ergenekon, Balyoz, 17-25, KCK, 15 Temmuz ve sonrasında olduğu gibi bu dönemde de aynı taktikle yol alınıyor, bir mikser çalışıyor, akıllar karışıyor. İçeriye giren niye giriyor, çıkan niye çıkıyor belli değil; her şey birbirine karışmış. Magazin işin içerisine giriyor, ciddiyet kayboluyor, dikkatler dağılıyor. Ben ne olup bittiğine dair iktidardaki arkadaşların da sağlıklı bir okuma yaptıkları kanaatinde değilim. Kamuoyu çimlerle oyalanıyor, peki ama tepişen filler kimler? Kamuoyu çimlerle oyalanıyor, ama tepişen filler kimler? Bir türlü sıra onlara gelmiyor.
'Herkese dokunuluyor artık kimse dokunulmaz değil' algısıyla olguların üzeri örtülüyor. Bu kumar işine sadece birkaç hakem ve bazı futbolcular girmiş, başka kimse yok. İşte uyuşturucu trafiğine birkaç medya yüzü girmiş ama uyuşturucuyu gemilerle, tırlarla ülkemize getirenler, sokak sokak dağıtımını yapanlar kimler belli değil. Kimse bizden bunlara inanmamızı beklemesin. Örümcek ağı mekanizmasına artık bir son verilmelidir. Küçük sineklerin takılıp kaldığı, büyük balıkların ağı delip geçtiği bu sistemin ülkemizde ve insanımızda ortaya çıkardığı travmayı, sonuçları, faturayı her gün ağırlaştığını görmemiz gerekiyor. Gece 'tweet' atanı şafak vakti evinden alan mekanizma, söz konusu siyasetle içli dışlı olan mafyaya, çetelere gelince tıkanıp kalıyor."
Kısacık: Japonyalı ev hanımları günde toplanan paraları Türkiye'deki tahvil içeren fonlara yatırıyorlar
Yeni Yol Grubu Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, devlet bütçesinin en önemli işlevinin ülke kaynaklarını doğru ve ihtiyaç duyulan alanlara tahsis etmek, kalkınmayı sağlamak ve yoksulluğu gidermek olduğunu belirtti. Kısacık, yıllardır hazırlanan bütçelerin faiz odaklı olduğunu kaydederek, 2026 yılı toplam bütçesinin 18 trilyon 928 milyar lira olduğunu, faiz giderlerinin ise 2 trilyon 742 milyar liraya ulaştığını, bunun da bütçenin yüzde 14,5'ine karşılık geldiğini söyledi.

Faiz giderlerinin büyüklüğüne dikkati çeken Kısacık, bu tutarın Cumhurbaşkanlığı bütçesinin 128 katı, TBMM bütçesinin 100 katı, Dışişleri Bakanlığı bütçesinin 58 katı, Ticaret Bakanlığı bütçesinin 35 katı ve İçişleri Bakanlığı bütçesinin 22 katı olduğunu ifade etti. Kısacık, 2026 yılında çiftçilere verilen toplam 168 milyar liralık desteğin 16,5 katının faize ödendiğini dile getirdi. Kısacık, şu ifadeleri kullandı:

"Maalesef bu faizler emperyalist ülkelerin uluslararası yatırım fonlarına gidiyor. Artık emperyalist ülkeler diğer ülkeleri işgal edip sömürmüyorlar, yatırım fonları kuruyorlar; gidiyorlar, orada faize para veriyorlar; kendi ülkelerinde on yılda, belki yüz yılda alamayacağı faizi geliyorlar, burada bizim ülkemizde bir yılda alıyorlar. Japonyalı ev hanımları bile işi öğrenmişler; Japonyalı ev hanımları aralarında gün yapıyorlar, günde toplanan paraları Türkiye'deki tahvil içeren fonlara yatırıyorlar ve bu şekilde buradan bir rant elde ediyorlar. Japonya'da faiz kaç? Yüzde 0,5. Türkiye'de kaçtı geçen yıl? Yüzde 50. Ne demek? Japonya'daki bir ev hanımı kendi ülkesinde yüz yılda alamadığı faizi geliyor bizim ülkemizde bir yılda alıyor. Böyle güzel, böyle tatlı bir para var mı?

Ülkemizin düştüğü duruma bakın; yani bu bir sömürge değil de nedir? Bizim kadınlarımız çarşıya, pazara, markete giderken kuruşun hesabını yapacak, 100 gram kıyma alırken eli titreyecek, ucuza sebze ve meyve alabilmek için pazarın sonunu bekleyecek, çoluğu çocuğu doysun diye sofrada kendi lokmasından vazgeçecek. Siz milletin emeğini, alın terini, işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin, esnafın hakkından kesip yurt dışı faizcilere, tefeci fonlarına peşkeş çekeceksiniz. Böyle bir ülke olmaz, böyle bir ekonomi yönetilmez. Bu milletin emeğini, alın terini yurt dışı tefeci faiz fonlarına peşkeş çekene, yazıklar olsun."




Kaya: SPK'nın tarafsız bir inceleme yapması hukuken mümkün değildir


Yeni Yol Grubu İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) SPK'nın kuruluş amacının 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 1'inci maddesinde açıkça düzenlendiğini hatırlatarak, kanunda sermaye piyasalarının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı ve adil bir ortamda işlemesinin sağlanmasının, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunmasının ve tasarrufların sermaye piyasası araçlarına yönlendirilmesinin hedeflendiğini söyledi.




Halkın tasarruflarının menkul kıymetlere yönelmesinin beklenemeyeceğini ifade eden Kaya, devletin güven vermediği bir piyasada vatandaşların birikimlerini riske atmasının mümkün olmadığını dile getirdi. Kaya, SPK'ya ilişkin şöyle konuştu:
"Yatırım fonlarında geçerli olan sistem inançlı mülkiyet esasıdır. Bu ilkeye göre, fon mal varlığı kurucuya ya da yöneticiye ait, yönetici şirkete ait değildir. Kurucu bu varlıkları 'emanetçi' sıfatıyla ve yatırımcı yararına yönetmekle yükümlüdür. İnançlı mülkiyet inanan yani yatırımcı ile inanılan fon yönetici yöneticisi arasında kurulan güvene dayalı hukuki bir ilişkidir. Bu ilişkinin özü şudur: Mülkiyetin kötüye kullanılmaması borcu yükümlülük altındadır.
Bugün sermaye piyasasında yaşadığımız mesele, millete ait olan, millete emanet edilen varlıkların yetki kullanan kişiler tarafından korunamadığı, hatta korunmak istenmediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Sözün özü şudur: Son yaşanan olaylara ilişkin SPK Başkanı tarafından yapılan açıklama başta kendisi için ihbar niteliği taşımaktadır. Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere işin içinde doğrudan bu süreçlerden sorumlu olan kişiler bulunmaktadır. Bu nedenle, Sermaye Piyasası Kurulunun kendi yöneticilerinin ve denetim zaaflarının söz konusu olduğu bir konuda tarafsız bir inceleme yapması hukuken mümkün değildir. Bu mesele artık idari denetimin değil yasama denetiminin ve siyasi sorumluluğun bir konusudur."