2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda... Ayyüce Türkeş Taş: Para Saray'ın Şatafatına Akarken Üretim Yapan Çiftçiye Adeta Sadaka Veriyor Devlet

Güncel Haberler

İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde, "Para; uçak inmeyen havalimanlarına, araba geçmeyen köprülere, şirketlere verilen garanti ödemelerine, faiz lobilerine ve Saray'ın şatafatına akarken üretim yapan çiftçiye, tarlada alın teri döken insana gelince adeta sadaka veriyor devlet. Destek vermiyor devlet, çiftçiyi borca mecbur ediyor" dedi.

(TBMM) - İyi Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, Tbmm Plan Ve Bütçe Komisyonu'ndaki Tarım Ve Orman Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde, "Para; uçak inmeyen havalimanlarına, araba geçmeyen köprülere, şirketlere verilen garanti ödemelerine, faiz lobilerine ve Saray'ın şatafatına akarken üretim yapan çiftçiye, tarlada alın teri döken insana gelince adeta sadaka veriyor devlet. Destek vermiyor devlet, çiftçiyi borca mecbur ediyor" dedi.
Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe teklifi ve kesin hesap görüşmeleri devam ediyor.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya'nın başlıca ihracat ürünlerinden biri olan kayısının reklamının uluslararası alanda yapılması ve kaçak kayısı girişinin engellenmesi için Tarım Bakanlığı ve hükümetten destek istedi. Malatyalı üreticilerin sorunlarına dikkat çeken Ağbaba, TARSİM sisteminin, yaşanan iklim değişikliğine uygun şekilde güncellenmesi gerektiğini söyledi.
Ağbaba'nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Ağbaba: TARSİM sisteminin değiştirilmesini istiyoruz
"Ürün olmadığı için geliri olmayan çiftçilerin 2025 yılında TARSİM tarafından ödenen hasar ödemeleri Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankaları tarafından çiftçi borçlarına karşın mahsup edildi. Millet perişan Sayın Bakan, çiftçi borçlu, kredi çekip makine aldı, traktör aldı ama don parasına hesaptan el koydular. Borçların faizsiz ertelenmesi lazım. Üreticiye faizsiz nefes kredi verilmesi lazım. 34 civarında il dondan etkilendi ama Malatya yüzde 100 kayıp veren tek il yani bizim kayısımız yüzde 100 etkilendi. Kirazımız, cevizimiz, bademimiz yani sert kabuklu bütün ürünlerimiz yüzde 100 etkilendi. Dolayısıyla bu dönem, 2025 yılı üretim sezonu için zirai don, akabinde kuraklık, üretici emeğinin karşılığını alamadı.
TARSİM sisteminin değiştirilmesini istiyoruz, yıllardan beri söylüyoruz, bu sistem bize çok uymuyor. Yaşanan iklim değişikliği nedeniyle TARSİM'de mutlaka yönetmelik değişikliğine gidilmeli. Mevcut sözleşme esasında yer almayan yani yeni zarar türleri ortadayken bu sorunun inatla çözülmemek istenmesini anlamak mümkün değil. TARSİM başta Malatya olmak üzere, talep edilen her bölgede sigorta kapsamı genişletilmeli, bedeli üreticiden alınmalıdır. Primleri yüksek bir hasat tespitindeki anlaşmazlıklar maalesef TARSİM'de sigortalamayı azaltıyor. Bizde bugüne kadar bir ağaç için maksimum 215 kilo ürün yazılıyorken bu yıl sigorta ekranı maksimum 170 kilo olarak açıldı. Dolu vuran vurmayan, don vuran vurmayan tüm Malatya'daki ağaçlar için maksimum 170 kilo yazılacak yani baştan 45 kilo kaybımız var."
Akay: Kuraklıkla mücadeleye çok geç başlamışız
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay da Tarım ve Orman Bakanlığı'nın merkezi bütçe içindeki payının geçtiğimiz yılki payına oranla artmış olmasına rağmen enflasyonun altında kalması nedeniyle bütçeyi yetersiz bulduklarını belirterek, "Tarım gibi kritik bir alan hiçbir şekilde enflasyona ezilmemeli" dedi.
Geçtiğimiz yılın bütçesine ilişkin konuşan Akay, şunları söyledi:
"2024 başlangıç ödeneğiyle yıl sonu harcaması karşılaştırıldığında 22,4 milyarlık bir aşım görülüyor. Başlangıç ödenekleri gerçekçi belirlenmediği için hemen her bakanlıkta bu aşımlar yaşanıyor. Yıl içinde yapılan ara aktarmalarla açıklar kapatılmaya çalışılıyor. Bu konuda düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum. Program dışı giderler var. Alt kaleminde cari transferler, sermaye transferleri, hazine yardımları gibi kalemlerde şeffaf ve detaylı bilgiye ihtiyaç var. Menkul sermaye bakım ve onarım giderleri var, yüksek tutarlı. Gayrimenkul büyük onarım giderleri var, üretim giderleri var. Bazı müdürlüklerde hane halkı ve işletmelere yapılan transferler iki ayrı başlıkta gösterilmiş. Eğer mahiyet aynıysa neden ayrı kalemlerde yer aldığı konusunda bir açıklık getirilmesini rica ediyorum.
Çevre ve iklim değişikliği ile ilgili ödenek ayrılmasına rağmen hiçbir harcama yapılmamış. Ödenekler yetersiz olmasına rağmen hiç harcama yapılmamış. Çevre bizim için önemli değil mi? İklim bizim için önemli değil mi? Kuraklıkla mücadele ediyoruz fakat bir yandan da tarımsal kuraklıkla mücadeleye yönelik izleme ve değerlendirme rapor sayısı 2024'te sıfır, 2025'te sıfır, 2026'da 96 adet rapor hedefi var. Yani kuraklıkla mücadeleye çok geç başlamışız. Madem ödenek konuyor, en azından kullanılmasını talep ediyoruz."
Tanhan:  Tarım Kredi Kooperatifi'nin adı maalesef sürekli yolsuzluklarla, usulsüzlük iddialarıyla gündeme geliyor
DEM Parti Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan, Tarım Kredi Kooperatifi'nde denetimsizlik ve usulsüzlük iddialarının had safhada olduğunu dikkat çekerek, "Tarım Kredi Kooperatifi, çiftçinin en önemli destek kuruluşu olması gerekirken adı maalesef sürekli yolsuzluklarla, usulsüzlük iddialarıyla gündeme geliyor. Usulsüz işlemlerle çiftçilere hayvan verilmiş gibi gösterilerek kredi kullandırıldığı iddiaları var. Ancak tüm süreçlerde sadece Kredi Kooperatifi müdürlerinin sorumluluğu tutulduğu ifade ediliyor. Denetleme yükümlülüğü olan bölge müdürlüğü yetkilileri ve üst kademe isimlerinin sorumluluğu tutulmadığı ifade ediliyor. Bu durum bu kurumun denetim mekanizmalarının işlevsiz olduğunu hatta bilinçli olarak işletilmediğini düşündürmektedir" diye konuştu.
Türkiye ve çevresinde yaşanan orman kıyımları ve yangınlarına ilişkin de konuşan Tanhan, şunları söyledi:
"Afrin'de yaşanan sistematik yağma süreci 2018'den beri bu yağmanın devam ettiğini gösteriyor. Türkiye'nin en önemli zeytinyağı ihracatı kaleminden birine dönüşmüş durumda. Yine yerel kaynaklar en az 2.1 milyondan fazla zeytinin kesildiği yönünde ve Türkiye'ye odun olarak satıldığını ifade ediyor.
Türkiye Biga Yarımadası ve Kuzey Ege bir kaplayan 1 milyon 697 bin 62 hektar alan yani Kazdağları teorisi olarak tanımlanıyor. Bu ormanlık alanın yüzde 80'inde maden sahası olarak ruhsatlandırıldığı ifade ediliyor. Bakanlığınız bu maden sahalarına ruhsat verdi mi, olumlu görüş bildirildi mi? Yine 7 Haziran 2015 sonrası Şırnak, Cizre ve Cudi Dağı'ndaki orman yangınları bir diğer örnektir bakanlığınızın ihmalleri konusunda. Bu süreçte orman yangınlarına göre halkı kendi imkanlarıyla müdahale etmeye çalışmış. Ancak resmi kurumların hem müdahale etmekte geciktiği hem de yurttaşların çabalarını engellediği ifade edilmiştir. Yangınlar ve sistematik ağaç kesimleri nedeniyle sadece 2021 yılının Şubat ve Eylül arasındaki 7 aylık süreçte yüzde 8'lik bir orman kaybı yaşanmıştır."
Türkeş Taş: Üreticiler kaderlerine terk etmiş, tüketici de pahalıya mahkum edilmiş
Tarım desteklerinin her geçen gün milli gelir içindeki payının hızla azaldığını belirten İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, Tarım Kanunu'nu hatırlatarak şöyle konuştu:
"Bütçeden ayrılacak kaynak gayri safi milli hasılanın yüzde 1'inden az olamaz. Bugün çiftçimize verilen destek, kanunda yazan oranın yalnızca 5'te 1'i düzeyinde. Yani devletin 100 lira vermesi gerekirken 22 lira veriyor çiftçiye. AK Parti hükümetlerinin geçmişinde bu oran binde 63 bandında uygulanmıştı. Ancak bugün tarımsal desteklerin milli gelirdeki payı ilk seviyelere gelmiş durumda. Çünkü Türkiye hayvancılıkta öne çıkması gereken bir ülke. Tarımsal desteklerin yalnızca milli gelir için değil, bütçedeki payı da geriliyor."
Çiftçiye verilen desteklere tepki gösteren Taş, şunları söyledi:
"Para; uçak inmeyen havalimanlarına, araba geçmeyen köprülere, şirketlere verilen garanti ödemelerine, faiz lobilerine ve Saray'ın şatafatına akarken üretim yapan çiftçiye, tarlada alın teri döken insana gelince adeta sadaka veriyor devlet. Destek vermiyor devlet, çiftçiyi borca mecbur ediyor. Sonra 'Ziraat Bankası şu kadar borç verdi' övünüyor. 2006 yılında çiftçi 100 TL üretimi yaparken bunun karşılığında yalnızca 15.5 TL borcu vardı. 2025'in ilk 6 ayındaydı çiftçi 100 TL üretim için 37 TL borca mahkum edilmiş durumda. Çiftçi artık maalesef tarlayı ekiyor ama ürün yerine borç biçiyor.
Üretim dağınık, pazarlama istikrarsız, örgütlenme yetersiz, su yönetimi kırılgan ve tarımın stratejik bütünlüğü de maalesef kaybolmuş durumda. Adeta üreticiler kaderlerine terk etmiş, tüketici de pahalıya mahkum edilmiş. Üretim planlaması maalesef hiç yok. Tarımsal üretimimizi yönlendirecek bir ulusal planlama sistemine girmemiz gerekiyor."