2026 Bütçesi, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda… Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: "Adaletin Her Alanda Hissedilmesi İçin Hak Arama Yollarını Genişlettik"

Güncel Haberler

Adalet Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde sunum yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Adaletin, her alanda hissedilmesi için hak arama yollarını genişlettik ve yeni mekanizmalar oluşturduk. Ceza mahkemelerinde ortalama görülme süresi ülkemizde 228 gündür. Bu süre İspanya’da 203, İtalya’da 355 gündür" dedi. Bütçe görüşmesinde Bakan Tunç'un Türkiye'nin pek çok ilinde yeni adliye binaları inşa ettiklerini anlattığı sırada muhalefet sıralarından “Adalet binaları inşa ediyorsunuz ama içinde adalet yok” tepkisi geldi.

Haber: Esra TOKAT - Erva GÜN
(TBMM) - Adalet Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde sunum yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Adaletin, her alanda hissedilmesi için hak arama yollarını genişlettik ve yeni mekanizmalar oluşturduk. Ceza mahkemelerinde ortalama görülme süresi ülkemizde 228 gündür. Bu süre İspanya'da 203, İtalya'da 355 gündür" dedi. Bütçe görüşmesinde Bakan Tunç'un Türkiye'nin pek çok ilinde yeni adliye binaları inşa ettiklerini anlattığı sırada muhalefet sıralarından "Adalet binaları inşa ediyorsunuz ama içinde adalet yok" tepkisi geldi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş'un başkanlığında toplandı. Komisyonda Adalet Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesabı görüşülüyor.
Komisyonda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sunum yaptı. Tunç'un sunumu sırasında muhalefet vekilleri, "Adalet binaları inşa ediyorsunuz ama içinde adalet yok" diye seslendi. Bakan Tunç ise "Yargıyı milletin bahçesine çevirdik" şeklinde yanıt verdi.
Bütçe görüşmelerini, adalet sisteminin geleceğine dair ortak bir vizyon oluşturmak açısından son derece kıymetli bir istişare zemini olarak gördüklerini ifade eden Bakan Tunç, "Mülkün temeli olan adaletin hakkıyla tecellisi için son yirmi üç yılda, hukuk devleti ilkesini tahkim eden, temel hak ve özgürlükleri güçlendiren, hak arama yollarını genişleten, yargının ihtiyaç duyduğu fiziki ve teknolojik imkanları geliştiren, insan kaynağı kapasitesini artıran, mevzuatı çağın gereklerine ve milletimizin ihtiyaçlarına uyarlayan köklü reformlara imza attık. Adaletin olmazsa olmaz şartı olan hukuk devletinin bir gereği olarak; sistemi vesayetçi anlayıştan arındırmak, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendirmek, hukukun üstünlüğünü hakim kılmak için Anayasamızda önemli reformları milletimizin desteğiyle hayata geçirmeyi başardık" dedi.
"Ülkemizin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmasının mücadelesini verdik"
Bakan Tunç, son 23 yılda hukuk alanında yapılanları anlatarak, şöyle konuştu:
"Milli Güvenlik Kurulu'ndan Yüksek Askeri Şura'ya, Hakimler ve Savcılar Kurulu'ndan Anayasa Mahkemesi'ne kadar birçok kurumu yeniden yapılandırarak ülkemizin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmasının mücadelesini verdik. Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve özel yetkili mahkemeleri kaldırarak, sivillerin dahi askeri mahkemelerde yargılandığı dönemleri geride bıraktık. Adaletin, her alanda hissedilmesi için hak arama yollarını genişlettik ve yeni mekanizmalar oluşturduk. Bu kapsamda Kamu Denetçiliği Kurumu'nu kurarak vatandaşlarımızın idareye karşı sesini duyurabileceği bir mekanizma getirdik. Bilgi edinme hakkını anayasal güvenceye kavuşturarak kamu yönetiminde şeffaflık kültürünü yerleştirdik. Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını teminat altına alarak, vatandaşlarımızın mahremiyetini ve özel hayatın dokunulmazlığını koruduk. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru imkanıyla insan hakları alanında etkili bir iç hukuk yolu oluşturduk. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda faaliyet göstermek üzere Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nu kurduk. Kadınlara, çocuklara, engellilere, yaşlılara, şehit yakınlarına ve gazilerimize pozitif ayrımcılık sağlayarak toplumsal adaleti pekiştirdik."
"Hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi' vizyonu"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, son 23 üç yılda, Anayasa'da gerçekleştirdikleri köklü değişikliklerin yanı sıra mevzuatı çağın gereklerine uygun olarak yenilediklerini, hukuk güvenliğini artıran düzenlemeleri hayata geçirdiklerini anlattı.
"Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisi" ile de reform iradelerini devam ettirdiklerini, hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonuyla hazırlanan belgenin 5 temel amaç, 45 hedef ve 264 faaliyetle geleceğe dönük bir yol haritası olduğunu ifade eden Tunç, şunları kaydetti:
"Bu reform belgesi; özgürlüğün, güvenin ve hakkın adaletle buluştuğu bir Türkiye vizyonunun ifadesidir. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde milletimize taahhüt ettiğimiz hedefleri hayata geçiriyoruz. Haziran ayında kabul edilen 7550 sayılı 'Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a yürürlüğe giren 10. Yargı Paketiyle; infaz sürecinde adalet ve orantılılık ilkelerini güçlendirdik. Tüm hükümlülerin denetimli serbestlik uygulamasından yararlanabilmeleri için aldıkları cezayla orantılı bir süreyi ceza infaz kurumunda geçirmelerini sağladık. Hafta sonu veya geceleyin infaz uygulamasının kapsamını genişleterek hükümlülerin topluma uyum sürecini destekledik. Kadınlar, çocuklar ve yaşlı hükümlüler için konutta infaz uygulamasının kapsamını genişlettik. Ağır hasta ve engelli hükümlüler ile doğum yapmış kadın hükümlüler için cezaların infazında esneklik sağlayan özel infaz usulünün kapsamını yeniden belirledik. Uyuşturucu veya alkol etkisiyle trafik güvenliğini tehlikeye atma, kasten yaralama, basit ve nitelikli tehdit suçlarında yaptığımız düzenlemelerle caydırıcılığı sağladık. Ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda, suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde, verilecek cezanın alt ve üst sınırlarını artırdık.
Hazırlık çalışmalarını tamamladığımız 11 ve 12. Yargı Paketleriyle adalet sistemimizin etkinliğini artırmayı ve yargı süreçlerini hızlandırmayı hedefliyoruz. 11. Yargı Paketiyle; ceza adaleti sistemini güçlendirmeye, yaptırım sisteminin caydırıcılığını artırmaya ve bilişim suçlarıyla daha etkin mücadeleye yönelik bazı önemli değişiklik önerilerini Meclisimizin gündemine arz etmeyi planlıyoruz. 12. Yargı Paketiyle de; hukuk yargılamalarının makul sürede tamamlanması, mülkiyet hakkının daha etkin korunması, avukatların bilgi ve belge temin etmelerinin kolaylaştırılması ve noter yardımcılığı kurumunun ihdas edilmesi gibi konularda düzenlemeler yapılmasını amaçlıyoruz. Bunların yanında Bakanlığımızca oluşturulan Bilim Kurulu tarafından 'Cebri İcra Kanunu Taslağı' hazırlanmış ve kamuoyunun görüşüne arz edilmiştir. Ayrıca tebligat işlemlerinde hataların azaltılmasına ve tebligatların hızlı yapılabilmesine yönelik önerilerimize ilişkin çalışmalarımızı da tamamlamış bulunmaktayız."
"Yıl sonu itibarıyla yaklaşık 14 milyonun üzerinde karar verileceğini öngörüyoruz"
Yılmaz Tunç, adaletin tecellisinin, yalnızca kanunlarla değil, kanunları doğru yorumlayıp eksiksiz uygulayacak güçlü bir yargı teşkilatının varlığıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Tunç, bu yıl kasım ayı itibarıyla; Cumhuriyet başsavcılıklarında 6 milyon 68 bin 751, ilk derece mahkemelerinde 3 milyon 935 bin, İstinaf mahkemelerinde 1 milyon 536 bin 865, temyiz mahkemelerinde ise 469 bin 466 olmak üzere toplam 12 milyon 10 bin 82 derdest dosya bulunduğunu bildirerek, "2024 yılının Kasım ayı itibarıyla yargı teşkilatımız ilk derece, istinaf ve temyiz aşamalarında 10 milyon 960 bin 177 karar vermişti. 2025 yılının aynı döneminde ise yargı teşkilatımız yüzde dört artışla toplam 11 milyon 397 bin 74 dosyada karar vermiştir. Bu rakam her sene yargı teşkilatımızca bir önceki yıldan daha fazla karar verildiğini göstermektedir. Öte yandan yıl sonu itibarıyla yaklaşık 14 milyonun üzerinde karar verileceğini değerlendirdiğimizde, derdest dosya sayısından daha fazla yıl içinde karar verileceğini öngörüyoruz. Bu başarının sağlanmasında 2002 yılında 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımızın 25 bin 452'ye yükseltilmesi etkili olmuştur" diye konuştu.
"Hakim savcı sayımızı yüzde 431 artırdık"
Adelet Bakanı Tunç, 2002'de bin 847 olan kadın hakim savcı sayısını yüzde 431 artırarak 9 bin 813'e yükselttiklerini, OECD Raporunda Türkiye'nin 2014 'ten bu yana kadın hakim oranını en çok artıran ülke olduğunun ifade edildiğini aktardı. Bu yıl içerisinde bin 75 hakim ve savcının mesleğe başlamasını sağladıklarını, adaylık dönemini tamamlayan bin 545 hakim ve savcı adayının ise önümüzdeki günlerde görevine başlayacağını bildiren Tunç, ayrıca 2002 yılında 51 bin 681 olan personel sayısını 179 bin 440'a yükselttiklerini, önümüzdeki dönem için alımı planlanlanan 20 bin yeni personelin, ilk 5 binlik kısmının sınav sürecinin devam ettiğini kaydetti.
Yargının insan kaynağının hukuk fakültelerinden yetiştiğini, fakültelerdeki eğitim kalitesinin artırılmasına yönelik son zamanlarda önemli adımlar atıldığını dile getiren Bakan Tunç, şöyle devam etti:
"Yüksek Öğretim Kurulumuzca ikinci öğretimlerin kaldırılması, adalet meslek yüksekokullarından dikey geçiş uygulamasına son verilmesi, hukuk fakültelerine girişte ilk 100 bine girme şartı getirilmesi ve kontenjanların 14 bin 164'ten 10 bin 300'e düşürülmesi bu alanda hukuk eğitimindeki kaliteyi artıracak adımlardır. Geçen yıl uygulamasına başladığımız, şu ana kadar 3 kez yaptığımız Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'yla birlikte artık hukuk mesleklerinin kapısı yalnızca bir diplomaya değil; bilgiye, yetkinliğe ve liyakate açılmaktadır. Bir yandan insan kaynağımızın nitelik ve niceliğini artırırken diğer yandan mahkemeler teşkilatımızı daha da güçlendiriyoruz. 2002 yılında adli yargıda 3 bin 581 mahkeme faaliyet gösterirken, bugün itibarıyla bu sayıyı 8 bin 681'e yükselttik. İdari yargıda da faal mahkeme sayısını 146'dan 239'a yükselttik. Ayrıca adli ve idari yargıda son iki buçuk yılda 3 bin 470 mahkeme ve istinaf dairesi kurduk.
Yargının adil ve etkin işleyebilmesinin önemli unsurlarından biri de ihtisaslaşmadır. Bu kapsamda 2002 yılında 986 olan ihtisas mahkemesi sayısını yeni kurduğumuz bin 827 ihtisas mahkemesiyle 2 bin 813'e yükselttik. 2025 yılında kurduğumuz ihtisas mahkemesi sayısı ise 142'dir. İstinafta bazı dava türlerinde artan iş yüküne uygun olarak ve ihtisaslaşmayı sağlayacak şekilde daire ve hakim sayılarını artırmaya devam ediyoruz. Son iki buçuk yılda adli ve idari yargı istinafta 143 yeni daire kurarak toplam kurulu daire sayısını 829'a yükselttik. Aynı şekilde 3 bin 7 olan hakim ve savcı sayısını da 3 bin 835'e çıkardık. Kadastro uyuşmazlıklarının çözümü amacıyla başlattığımız "Sıfır Kadastro Dosyası Projesi" adalet hizmetlerinde önemli bir adım olmuştur. Adli Tıp Kurumunu da geliştirmeye devam ediyoruz. Bu hizmet 2002 yılında 25 ilde, 6 grup başkanlığı ve 18 şube müdürlüğünde verilebiliyordu. Bugün itibarıyla 81 ilimizin tamamında 16 grup başkanlığı ve 147 şube müdürlüğüyle ilçelere kadar uzanan ve teknolojinin en üst düzeyde kullanıldığı bir hizmet ağı oluşturduk. Adalet hizmetlerinin nitelikli sunulmasında önemli unsurlardan biri de bilirkişiliktir. Bu kurumun daha etkin işlemesi için geçtiğimiz süreçte gerekli kanuni ve kurumsal altyapıyı oluşturduk. Yargı süreçlerinin etkinliğini artırmak amacıyla bilirkişilik kurumunu geliştirmeye yönelik çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında yaptığımız yönetmelik değişikliğiyle bilirkişilik temel eğitimleri Adalet Bakanlığı'nın izniyle; üniversiteler, Türkiye Adalet Akademisi ve kamu kurumu niteliğindeki meslek üst kuruluşları tarafından verilecektir. Mahkemeler teşkilatı, adli tıp, bilirkişilik ve insan kaynakları kapasitemizin artırılması başta olmak üzere tüm bu çalışmalarımızla makul sürede yargılanma hakkının daha etkin korunmasını amaçlıyoruz."
"Ceza mahkemelerinde ortalama görülme süresi ülkemizde 228 gündür"
Bu konudaki bazı uluslararası verileri paylaşan Tunç, "Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonuna (CEPEJ) göre; idari yargı ilk derece mahkemelerinde ortalama görülme süresi ülkemizde 168 gündür. Bu süre Fransa'da 314, Almanya'da 408, İtalya'da 574 gündür. İstinafta ortalama görülme süremiz 136 gün iken İspanya'da 325, Fransa'da 329, Almanya'da 460 gündür. Hukuk mahkemelerinde (çekişmeli davalar) ortalama görülme süresi ülkemizde 397 gündür. Bu süre Fransa'da 333, İspanya'da 359, İtalya'da 540 gündür. İstinafta ortalama görülme süremiz 373 gün iken İspanya'da 343, Almanya'da 391, Fransa'da 489, İtalya'da 753 gündür. Ceza mahkemelerinde ortalama görülme süresi ülkemizde 228 gündür. Bu süre İspanya'da 203, İtalya'da 355 gündür. İstinafta ortalama görülme süremiz 226 gün iken Hollanda'da 295, Fransa'da 366, İtalya'da 750 gündür. Görüldüğü üzere nüfus veya iş yükü dikkate alındığında, bize yakın Avrupa ülkelerinden daha olumlu bir tabloya sahip olduğumuzu söyleyebilirim" dedi.
Yılmaz Tunç, 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunuyla ceza adaletini çağın gereklerine uygun şekilde yeniden yapılandırdıklarını, süreç içerisinde ayrıca, ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeler yaptıklarını ve sisteme yeni müesseseler kazandırdıklarını anlattı. Tunç, lekelenmeme hakkı kapsamında; haksız, temelsiz ve yersiz suçlamaları engellemek için soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilebilmesi imkanını getirdiklerini, 2017'den itibaren 1 milyon 413 bin 398 soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini bildirdi.
Hükümlülerin yeniden topluma kazandırılmasına yönelik önemli uygulamaları hayata geçirdiklerini, ceza infaz kurumlarında ve denetimli serbestlik müdürlüklerinde sosyal ve kültürel alanlar ile mesleki eğitim alanlarında kurslar düzenlediklerini aktaran Tunç, 2025 yılı içerisinde verilen 470 mesleki eğitim kursu kapsamında, 2 bin 447 denetimli serbestlik yükümlüsü meslek sertifikası almaya hak kazandığını, bunun yanında 2 bin 26 kişinin ceza infaz kurumuna girdikten sonra okuryazar hale geldiğini anlattı.
Bakan Tunç, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin, adalet sisteminde gerçekleştirdikleri en yenilikçi ve dönüştürücü adımlardan biri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Ceza hukukunda uzlaşma kurumunu, özel hukukta ise arabuluculuk sistemini hayata geçirdik. Dava şartı arabuluculuk kapsamında anlaşma oranı yüzde 40 olmuştur. Yargının kurucu unsurlarından biri olan savunma ve avukatlık mesleğine yönelik birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Adaletin tecellisi için gerekli olan insan kaynağı ve mevzuat altyapısının yanı sıra yirmi üç yıldan bu yana gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla adaletin vakarına uygun, modern, erişilebilir, insan odaklı ve teknolojinin tüm imkanlarıyla donatılmış adliye binaları inşa ettik ve etmeye devam ediyoruz. 2002'de 78 olan müstakil adliye sayımızı 391'e yükselttik. 569 bin 59 metrekare olan kapalı alanı ise 6 milyon metrekareye yaklaştırdık. 2025 yılı yatırım programında inşaat karakteristiğinde toplam 116 projemiz yer almaktadır. Bu yıl içerisinde 43 hizmet binasının yapım ihalesini gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar ayrıca, Aydın, Bilecik ve Sinop illeriyle Balıkesir Marmara, Manisa Alaşehir, Sakarya Hendek ve Şanlıurfa Birecik Adalet Binaları; Bursa Orhaneli ve Kırıkkale Karakeçili Ceza İnfaz Kurumları olmak üzere 9 hizmet binasının da ihalesini gerçekleştireceğiz. Yine yıl sonuna kadar 10 yer hizmet binasının projelerinin hazırlanması için etüt-proje ihalelerini de gerçekleştireceğiz."
"Ülkemiz, dijitalleşmede en proaktif 5. ülke olmuştur"
Yargının teknolojik altyapısını daha da geliştirmek için attıkları adımları da anlatan Bakan Tunç, Yargı, dijital sistemlerin desteğiyle daha hızlı ve erişilebilir bir yapıya kavuştu. Bilişimde uluslararası alanda örnek uygulamaları hayata geçirdik. CEPEJ'in hazırladığı endekse göre ülkemiz yargıda bilişim teknolojileri konusunda birçok Avrupa ülkesinin ilerisindedir. Ülkemiz bu alanda Avrupa ülkeleri arasında hukuk yargılamalarında 2. ceza yargılamasında 4. ve idari yargıda ise 3. sıradadır. Almanya, İngiltere ve Fransa'nın önündedir. Yine OECD Raporu'nda ülkemiz, dijitalleşmede en proaktif 5. ülke olmuştur. Bu alanda gelişmiş birçok Avrupa ülkesi ülkemizin gerisindedir" dedi.
Adalet hizmetlerine tahsis edilen bütçeyi yıllar içerisinde artırdıklarını ifade eden Tunç, şu rakamları paylaştı:
"2002 yılında Bakanlığımız bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içerisindeki payı yüzde 0,83 iken bu oran 2026 yılı teklifinde yüzde 1,90'a yükselmiştir. 2002 yılında bütçemiz 808 milyon 141 bin TL iken bu rakam 2025 yılında 280 milyar 275 milyon 802 bin TL olmuştur. 2026 yılı Teklifinde tahsisi öngörülen miktar ise 389 milyar 560 milyon 443 bin TL'dir. 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunuyla Bakanlığımıza 198 milyar 703 milyon 54 bin TL ödenek tahsis edilmiştir. Yıl içinde eklenen ve düşülenlerle birlikte toplam ödenek 204 milyar 556 milyon 975 bin 938,48 TL olmuştur. Yıl sonu itibarıyla bütçe giderleri; personel ve sosyal güvenlik giderlerinde 144 milyar 956 milyon 140 bin 566,63; mal ve hizmet alımlarında 37 milyar 539 milyon 695 bin 851,03; cari transferlerde 4 milyar 829 milyon 965 bin 410,89; sermaye giderlerinde 8 milyar 607 milyon 655 bin 263,14; sermaye transferlerinde 4 milyar 498 milyon 445 bin olmak üzere toplamda 200 milyar 431 milyon 902 bin 91,69 TL olmuştur."
"Sayıştay Raporu'nda Bakanlığımız hakkında kamu zararına sebebiyet veren bir tespit yok"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Sayıştay tarafından tespit edilen hususlarla ilgili olarak kurumlarla iletişim halinde çalışmalarımızı sürdürdüklerini, Sayıştay Raporu'nda, kamu zararına sebebiyet veren bir tespit bulunmadığını bildirdi.
Tunç, "Adalet politikalarımızın başarılı bir şekilde hayata geçirilmesinde, bizlere her zaman güçlü liderliği ve vizyonuyla rehberlik eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımı arz ediyorum. Bakanlığımızın 2026 Yılı Bütçesini Komisyonunuzun takdirlerine arz ediyor, bütçemizin Aziz Milletimiz ve adalet teşkilatımız için hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.
Bakan Tunç'ta Asu Kaya'ya: "Mektup gönderenlerin ismini belirtin, iletişim kurarız"
Sunumunun ardından CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya'nın kendisine verdiği mektupları hatırlatan Tunç, "Sayın vekilimiz mektup vermişti bize. Saydık, 53 mektup var. Hiçbiri de el yazısı ile yazılmamış. Hepsi bilgisayar çıktısı. 51 adetinde de isim belirtilmemiş. Eğer isim belirtirse milletvekilimiz biz iletişim kurarız" dedi. Komisyondaki muhalefet vekilleri ise "Korkuyorlar da ondan isimlerini yazmıyorlar" şeklinde yanıt verdi.