TBMM Engellilerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu toplandı

Politika Haberleri

Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı, görme engelli Lokman Ayva, "Engellilerde statükoların değişmesi konusunda müthiş bir hareketlilik var Türkiye'de.

Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı, görme engelli Lokman Ayva, "Engellilerde statükoların değişmesi konusunda müthiş bir hareketlilik var Türkiye'de. Mesela şu anda on binlerce engelli üniversite öğrencisi var. Çok büyük bir başarı bizim ülkemiz için. 83 bin civarında memurumuz var." dedi.
TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Muharrem Kasapoğlu başkanlığında toplandı.
Kasapoğlu, Komisyon olarak hiçbir şekilde boşluk bırakmamaya çalıştıklarını, tüm alanlara dokunmaya, tüm paydaşlarla mümkün olduğunca direkt iletişim kurmaya gayret gösterdiklerini söyledi.
Tüm paydaşların bilgi, birikim, tecrübesinden azami derecede istifade etmeye çalıştıklarını vurgulayan Kasapoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Öğrenme güçlüğü toplumda en çok yanlış anlaşılan alanlardan biri ve bu noktada da daha çok bilgilenmeye, daha çok aydınlanmaya ihtiyaç var. Engellilik yalnızca bir sonuç üzerinden konuşulamaz. Engelliliğe giden yollar, riskler, önleyici mekanizmalar, erken tanı imkanları, eğitim süreci ve sosyal politikalar, bunların hepsini birlikte değerlendirmek lazım."
Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Ayva, derneğin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Engelliliğin bir "marka" olduğunu dile getiren Ayva, bu markayla ilgili algıların ciddi anlamda negatif olduğunu ve bu markanın algısının değişmesi gerektiğini söyledi.
Ayva, engellilikle ilgili mevcut algının "işe yaramaz, aciz ve sürekli şikayet eden" şeklinde olduğunu belirtti.
Lokman Ayva, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beni çocukken lise müdürü okula almadı. 'Kör biri nasıl okuyacak' diyor. Benim okuyamayacağımı zannetti. Başka bir lisede okudum. Bu algının değişmesi ve ideal bir engellilik algısının topluma anlatılması lazım. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile protokol yaptık ayrı ayrı. MEB ile yaptığımız protokol, öğrencilerin bir arada yaşama kültürüne sahibi olmalarına yönelik bir şey. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile el ele verdik. Farklı toplum kesimlerine yönelik algı değişikliği çalışması yapıyoruz. Noter çalışanları, hava hostesleri, market çalışanları gibi algısının değişmesi konusunda.
Engelliler, sürekli 'yapamazsın' mesajı aldıkları için kanıksamışlar ve yapamayacaklarına inanmışlar. Soruyorum, körlerle ilgili toplantılarda 'sizce körler pilot olabilir mi?' Körler karşı çıkıyor, 'nasıl gider, gelir, çarpar' diyorlar. Gökyüzünde kaldırım mı var? 'Hiç kokpite girdiniz mi?' diyorum. Yok. Nereden biliyorsunuz? Kör pilot var halbuki. Mike Newman diye birisi uçak kullanıyor dünyada. Bu algıya körler de sahipler. Engellilerde statükoların değişmesi konusunda müthiş bir hareketlilik var Türkiye'de. Mesela şu anda on binlerce engelli üniversite öğrencisi var. Çok büyük bir başarı bizim ülkemiz için. 83 bin civarında memurumuz var."
Ayva, çözüm önerilerinden biri olarak "çamaşır makinası modeli" önerdiklerini vurgulayarak, "Kirliyi attıktan sonra deterjan döküyoruz, kapatıyoruz, düğmeye basıyoruz. Makina, suyu çekerken bizden ilave bir dilekçe istemiyor. Suyu ısıtırken 'yeni bir dilekçe daha yaz' demiyor. Sıkarken 'filan kuruma git başvur' demiyor. Dolayısıyla baştaki düğme her şeyi yapıyor. Adamın engelli olduğu raporla belli ise raporu aldıktan sonra sistemde çamaşır makinasının düğmesine basılmış olsun." dedi.
Çözüm modeli engelli 3.0 modeline ve ihtiyaçlara göre hizmet verilmesi gerektiğine işaret eden Ayva, "Ekonomik durumum iyiyse, tren bileti bana bedava olmasın. İhtiyacım neyse ona göre kurgulansın." ifadelerini kullandı.
"Öğrenme güçlüğü öğretim programı hazırlamalıyız"
Ankara Üniversitesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Birkan Güldenoğlu, "öğrenme güçlüğü" kavramının çok karıştırıldığını, bu çocukların öğrenemeyen değil, farklı öğrenen çocuklar olduğunu ve bunun kalıcı nörogelişimsel bir durum olduğunu belirtti.
Türkiye'de yaklaşık olarak 1,5 milyon öğrencinin öğrenme güçlüğü çektiğine yönelik çıkarımları bulunduğunu söyleyen Güldenoğlu, kapsamlı öğrenme güçlüğü değerlendirme setine ihtiyaç duyduklarını ifade etti.
Güldenoğlu, çocuk psikiyatristleriyle eğitimcilerin birlikte çalışmadığını, birlikte çalışacak bir sistem yaratmaları gerektiğini belirtti.
Özel eğitim bölümünden mezun öğretmenlerin öğrenme güçlüğü çeken öğrencileri görmediğini ifade eden Güldenoğlu, şöyle konuştu:
"Çünkü öğrenme güçlüğü olan öğrenciler, genel eğitim sınıfındalar. Normal okul dediğimiz okuldalar. Mentörlük sistemi istiyoruz. Öğrenme güçlüğü öğretim programı hazırlamalıyız. Özel eğitimin temel eğitimle çalışması gerekiyor. Her rehber öğretmenin yanına bir özel eğitimci gerekiyor. Rehber öğretmenler, özel eğitimle ilgili çok sınırlı bilgi ve donanıma sahip."
Toplantıda, Türkiye Disleksili Çocuklar Vakfı Başkanı Mustafa Ural, Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Atıf Tokar, Özel Eğitim Uzmanı Nazlı Deniz Sarı, öğrenme güçlüğü alanında RAM Uzmanı İbrahim Gül, Türkiye Disleksi Vakfı Başkan Yardımcısı uzman psikolog Su Yavuz, Disleksi Aileleri Tanı Eğitim ve Dayanışma Derneği Başkanı Zeynep Orgeler de konuşma yaptı.
Katılımcılar, daha sonra milletvekillerinin sorularını yanıtladı.