ABD'li Senatör'den "Karayipler'deki tekne saldırılarına ilişkin görüntülerin açıklanması" çağrısı

ABD'de Senato Azınlık Lideri Demokrat Chuck Schumer, Savunma Bakanı Pete Hegseth'in Karayipler'de düzenlenen tekne saldırılarının görüntülerini kamuoyuna sunması gerektiğini belirtti.
Senato Genel Kurulunda konuşan Schumer, Hegseth'in 2 Eylül'de Karayipler'de düzenlenen tekne saldırılarının görüntülerini kamuoyuna sunması ve Kongre'de halka açık ifade vermesi gerektiğini söyledi.
Schumer, Savunma Bakanlığı yönetiminin son dönemde aldığı kararların "ulusal utanç kaynağına dönüştüğünü" savunarak, Hegseth'in göreve getiriliş biçiminin kurumun işleyişini olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Son birkaç günde, Hegseth'in Venezuela açıklarında uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen teknelere yönelik saldırı emri vermesine ilişkin daha fazla soru ortaya çıktığını belirten Schumer, Savunma Bakanı'nın bu teknelerdeki "herkesi öldürün" şeklindeki emrinin yasayı ihlal etmiş olabileceğini vurguladı.
Schumer, "Pete Hegseth, gerçeği söylemeyi reddettiği için ABD halkı hala tam olarak ne olduğunu bilmiyor. Aylar önce, saldırıların hemen ardından, Pete Hegseth, Fox News'e çıkıp operasyonun her anında orada olduğunu övünerek anlattı. Fox'ta, saldırıları canlı olarak izlediğini söyledi. Bize de yüz yüzeyken aynı şeyi söyledi. Ancak dün gece, tüm savaş kararlarını aslında amirinin verdiğini tweetledi. Bu çok korkakça bir davranış." ifadelerini kullandı.
Hegseth'in yanlış bir şey yapmadığını söylüyorsa bunu kanıtlaması gerektiğini vurgulayan Schumer, "ABD halkının gerçeği öğrenmesinin çok kolay bir yolu var. Pete Hegseth, 2 Eylül saldırısının tüm kayıtlarını yayınlamalıdır. Hem birinci hem de ikinci saldırının. Bir klip değil, düzenlenmiş veya sansürlenmiş bir parça değil, her iki saldırının da düzenlenmemiş tam kayıtları yayınlanmalı. Böylece ABD halkı, olan biteni kendi gözleriyle görebilir." diye konuştu.
Schumer, ABD Savunma Bakanlığından operasyonlara ilişkin gizli ve ayrıntılı brifing vermesini talep ederek, "Belgelere ihtiyacımız var. Kayıtlara ihtiyacımız var ama bir adım daha ileri gitmeliyiz. Bakan Hegseth, Amerikan halkının gerçekleri duyabilmesi için Komite önünde yeminli olarak kamuya açık şekilde ifade vermelidir." dedi.
Schumer'dan Trump'ın Hernandez'i affetmesine tepki
ABD Başkan Donald Trump'ın "uyuşturucu kaçakçılığından" hüküm giymiş eski Honduras Devlet Başkanı Juan Orlando Hernandez'ı affetmesini "tehlikeli bir çelişki" olarak nitelendiren Schumer, söz konusu kararı sert dille eleştirdi.
Schumer, şunları söyledi:
"Donald Trump'ın az önce affettiği kişi, 400 ton kokainin ABD'ye taşınmasına yardım etmekten suçlu bulunmuştu. Trump ise uyuşturucunun ABD'ye girmesini önlemek için uyuşturucu kaçakçılarının teknelerini havaya uçuruyor ve ABD'yi Venezuela ile savaşa sürükleme riskini göze alıyor. İki şeyi birden yapamazsınız Sayın Başkan. Uyuşturucu kaçakçılarını yakalamaktan ve sokaklarımızdan uyuşturucuyu temizlemekten bahsedip, sonra tehlikeli ve hüküm giymiş bir uyuşturucu baronunu serbest bırakamazsınız."
ABD ordusunun Karayipler'de uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle konuşlandırıldığını hatırlatan Schumer, Trump'ın affının suçlulara yanlış bir mesaj verdiğini belirtti.
Karayipler'deki hareketlilik
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı kararname kapsamında Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatı vermişti.
ABD, bu bağlamda ağustos sonlarında Venezuela açıklarına denizaltı ile savaş gemilerinden oluşan deniz gücü göndermiş, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de ABD ordusunun Venezuela'da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söylemişti.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro da buna karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıklamıştı.
ABD'nin Venezuela açıklarında bazı tekneleri uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle hedef almaya devam etmesi hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda eleştirilere neden olmuş, saldırıların "uluslararası hukuka aykırı olduğu" savunulmuştu.
ABD'nin, "uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele" gerekçesiyle gönderdiği dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford ve saldırı grubunun, Latin Amerika bölgesine ulaştığı belirtilmişti.