Savunma Sanayi Başkanı Görgün: "Savunma Sanayii Yatırım Programı Kapsamında 37 Firmaya 25 Milyar Dolarlık Kredi Desteği Sağlanacak"
Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün, “Savunma Sanayi Yatırım ve Geliştirme faaliyetlerini destekleme programı kapsamında Savunma Sanayi İcra Komitesi'nden aldığımız yetki ile her 25 milyar dolarlık bir kredi desteğimiz oluyor. Bu yıl, henüz açıklamadık, belki önümüzdeki hafta açıklarız. 37 firma bu kapsamda destek alacak” dedi.
(İSTANBUL) - Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün, "Savunma Sanayi Yatırım ve Geliştirme faaliyetlerini destekleme programı kapsamında Savunma Sanayi İcra Komitesi'nden aldığımız yetki ile her 25 milyar dolarlık bir kredi desteğimiz oluyor. Bu yıl, henüz açıklamadık, belki önümüzdeki hafta açıklarız. 37 firma bu kapsamda destek alacak" dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve SAHA İstanbul koordinasyonunda sanayicilerle savunma sanayi temsilcilerinin bir araya geldiği "Savunma Sanayii Buluşmaları"nın 7'ncisi düzenlendi. Etkinliğin ev sahipliğini İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve SAHA İstanbul Başkanı Haluk Bayraktar üstlendi. Etkinlik kapsamında; savunma sanayiinin önde gelen temsilcilerinin katılımıyla "Savunma Sanayisinde Tedarik Zinciri ve Sürdürülebilirlik" başlıklı panel gerçekleştirildi.
Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün yaptığı konuşmada, "Savunma sanayi ekosistemimizde, geliştirdiğimiz sistemler, ürünlerimiz, sahada test ettiklerimiz, teslim ettiklerimiz, ihraç ettiklerimiz, sadece son bir ayda yaptığımız denemeleri, testleri, atışları, kamuoyuyla paylaştığımız kısmını değerlendirdiğinizde, geldiğimiz nokta çok kıymetli" dedi. Görgün, şunları kaydetti:
"Ama biz sektör olarak biliyoruz ki daha yapacak çok işimiz, daha üretecek, geliştirecek çok ürünümüz ve teknolojimiz var. Bir aile ortamı içinde en iyilerini, en güzeliyle, en hızlı geliştireceğimizden de hiç endişemiz yok. Bugün kara, deniz, hava, uzay artık ürün geliştirmenin ötesinde ihraç eden konumdayız. Kazanımlarımız yalnızca sayısal büyüklüklerle ölçülen sonuçlar değildir; aynı zamanda stratejik bağımsızlığımızın da bir göstergesidir. Savunma Sanayi Başkanlığı olarak temel görevimiz, sadece ihtiyaç duyulan tedarik süreçlerini yürütmekle sınırlı değildir. Bunun yanında stratejik yönlendirme yapmak, kapasite geliştirmek ve teknoloji transferini sağlamak da görev alanımızdadır.
Başkanlığımız tarafından yürütülen sanayileşme faaliyetleriyle; özgün tasarım ve geliştirme yeteneğine sahip, uluslararası alanda rekabet edebilen, küresel tedarik zincirine entegre olabilen ve müttefik sistemlerle yüksek düzeyde birlikte çalışabilirlik sağlayan nitelikli bir yan sanayi yapısının oluşturulması temel hedeflerimiz arasındadır. Bu doğrultuda, projelerimiz kapsamında yüklenici firmalarımıza sözleşme bedelinin en az yüzde 21'ine karşılık gelen kısmının yan sanayi ve kobilerimizde, nitelikli ve katma değerli işler olarak verilmesini ve bu firmalarda yürütülecek tasarım, üretim, entegrasyon, test ve sertifikasyon süreçlerinin doğrudan desteklenmesini Savunma Sanayi Başkanlığı olarak zorunlu buluyoruz.
"9 binden fazla ürün, 4 binden fazla firma, şu anda envantere dahil"
Savunma Sanayi Başkanlığı olarak, finansal altyapının yeniden yapılandırılması hususunda önemli adımlar attık. 2024-2025 döneminde Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın değerli koordinasyonu sayesinde sektörümüzün özel ihtiyaçlarına yanıt veren çok boyutlu finansal düzenlemeleri hayata geçirdik.
9 binden fazla ürün, 4 binden fazla firma, şu anda envantere dahil. Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı (EYDEP) ile bin 600'den fazla firma değerlendirildi, 400'ün üzerinde firma hibe ve mentörlük desteği aldı. 85 firmamızda çeşitli organizasyonlarda kendine yer ve stand desteği imkanı sunulmuş oldu. Toplamda 5.7 milyar TL'lik finansman desteği sağlayan çeşitli kredi ve leasing modelleri de aktif olarak yürütülmektedir. Firmalarımıza verdiğimiz toplam 25 milyon dolar kredi desteğimiz, finansal destek modellerinin sahadaki etkisinin bir göstergesidir. Savunma Sanayi Yatırım ve Geliştirme faaliyetlerini destekleme programı kapsamında Savunma Sanayi İcra Komitesi'nden aldığımız yetki ile her 25 milyar dolarlık bir kredi desteğimiz oluyor. Geçtiğimiz yıl, bu kapsamdan 24 firma faydalanmıştır. Bu yıl, henüz açıklamadık, belki önümüzdeki hafta açıklarız. 37 firma bu kapsamda destek alacak.
Sanayi katılım ve ofis uygulamaları ile yan sanayi ve kobi iş faydalarının artırılması, teknoloji ve ürün kazanımının süreçlere entegre edilmesi süreklilik arz edecek şekilde devam etmektedir. Düzenlediğimiz çalıştaylar ile sektörel talepler analiz edilerek politika gelişimi sürekli beslenmektedir. Kobilerimizin, yan sanayimizin, üniversitelerimizin ve teknoloji geliştirme merkezlerimizin bu süreçlere entegre edilmesine yönelik çağrı ve programlarımızda hız kesmeden devam etmektedir.
"İstanbul'un savunma ve havacılık ihracatı 2 milyar 328 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır"
İstanbul sanayileşmenin hafızası, teknolojik dönüşümün merkezi ve savunma sanayimizin de ana damarlarından birisidir. 2025 yılı itibariyle İstanbul'un savunma ve havacılık ihracatı 2 milyar 328 milyon dolar seviyesine bugün itibariyle ulaşmıştır. YETEN projesi kapsamında 789; EYDEP programı kapsamında 206 firma, İstanbul ilimizde kayıtlıdır. Bugüne değin İstanbul'da yerleşik 42 firmamıza toplam yatırım bedeli bir milyar 800 milyon TL'lik bir yatırım teşvik belgesi düzenlediğimizi buradan paylaşmak isterim. Ayrıca, İstanbul'da yapılacak yatırımlar kapsamında 20 firmamıza arazi irtifak hakkı verilmesi için uygunluk yazısı düzenledik. Savunma sanayi yatırım ve geliştirme faaliyetlerini destekleme programı kapsamında, 13 firmamıza toplam 181 milyon 685 bin TL'de kredi tahsis edildi.
Bu güçlü ekonomik etki yalnızca üretimle sınırlı kalmamakta aynı zamanda nitelikli insan kaynağı ve ileri teknoloji ekosistemlerinin gelişimini de desteklemektedir. Bu bağlamda, 2 milyon 500 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren Teknopark İstanbul, savunma ve yüksek teknoloji odaklı 500'ün üzerinde firma ve 10 bin'i aşkın nitelikli personele istihdam sağlayarak, ülkemizin en büyük ve en stratejik teknoloji geliştirme bölgelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Böylesine güçlü bir ekosistemin varlığı, şehrimizin sahip olduğu sanayi altyapısını daha da anlamlı kılmakta, bu yılki etkinlik kapsamında sektörün lider firmalarının gerçekleştireceği ikili görüşmelerle birlikte İstanbul'un savunma sanayi içindeki merkezi ve belirleyici rolünü de daha da pekiştirecektir.
Bugün gelinen noktada milli savunma sanayimiz yalnızca bir üretim üstü değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde etkili bir diplomasi enstrümanı, stratejik bir güç çarpanı haline gelmiştir. Ürünlerimiz yüksek teknoloji, güvenilirlik ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle dost ve müttefik ülkelere sunulmakta. Türkiye bu eksende stratejik bir Teknoloji partneri olarak konumlanmaktadır. Ancak bu diplomasi sadece ürünlerle sınırlı kalmamaktadır. Yapay zeka, siber güvenlik, otonom sistemler ve ileri veri işleme kabiliyetlerimiz yeni nesil savunma vizyonumuzun temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu kapsamda, yapay zeka temelli komuta kontrol sistemlerinden sürü zekasına tehdit analitiğinden karar destek altyapılarına kadar birçok alanda altı yeni proje başladı.
"Hedefimizi artık sadece ürün bazlı değil, sistemsel kapasite bazlı tanımlamalıyız"
Bugünün ötesine uzanan bir perspektifle küresel teknoloji öngörü raporlarını dikkate aldığımızda hem sahadaki hem de karar merkezlerindeki dönüşümün hızı savunma sanayini baştan aşağı yeniden şekillendirmektedir. Hedefimizi artık sadece ürün bazlı değil sistemsel kapasite bazlı tanımlamalıyız. Yerli işçi tasarımları, yapay zeka mimarileri ve eş bilişim tabanlı platformlara yönelik yatırımlarımızı ulusal güvenlik ve teknolojik bağımsızlık hedeflerimizle uyumlu stratejik planlamalarla bütünleştirmeliyiz. Hiçbir algoritma stratejik aklı yerini tutamaz. Bu yüzden yüksek teknolojiyi yüksek yeteneklerle beslemek ikinci önceliğimiz olmalıdır.
Dijital harp ortamına uygun güvenlik protokolleri geliştirmeli, kuantum sonrası kriptografi, dezenformasyon karşıtı yazılım çözümleri ve otonom siber savunma merkezlerini bir devlet refleksi olarak konumlandırmalıyız. Bu teknolojik dönüşüm sürecin, vizyoner bir güvenlik stratejisiyle uyumlu hale getirmeliyiz. İşte bu dönüşüm vizyonu teknolojik bir hazırlık olmanın ötesinde aynı zamanda stratejik öngörüyle örülmüş bir gelecek mimarisidir diye değerlendirilir. Bu vizyonla hareket ettiğimizde Türkiye yalnızca bir savunma sanayi ülkesi değil küresel ölçekte oyun kuran bir teknoloji lideri olarak da yükselecektir.
Bizler, büyük hedeflerin ancak güçlü bir vizyon ve inançla hayata geçirileceğini biliyoruz. Savunma sanayimiz, sektör ünitesine geçen bir vizyonla tam bağımsızlık hedefimizin taşıyıcısı, yüksek teknolojide liderlik iddiamızın simgesi ve küresel etki kapasitemizin somut bir yansımasıdır.İnançla, azimle ve yüksek motivasyonla, 'Türkiye Yüzyılı'nda yalnızca savunma sanayinde değil; yapay zekadan uçak teknolojilerine kadar her alanda, küresel bir güç olmaya kararlıyız."
İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve SAHA İstanbul koordinasyonunda sanayicilerle savunma sanayi temsilcilerinin bir araya geldiği "Savunma Sanayii Buluşmaları"nın 7'ncisi düzenlendi. Etkinliğin ev sahipliğini İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve SAHA İstanbul Başkanı Haluk Bayraktar üstlendi. Etkinlik kapsamında; savunma sanayiinin önde gelen temsilcilerinin katılımıyla "Savunma Sanayisinde Tedarik Zinciri ve Sürdürülebilirlik" başlıklı panel gerçekleştirildi.
Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün yaptığı konuşmada, "Savunma sanayi ekosistemimizde, geliştirdiğimiz sistemler, ürünlerimiz, sahada test ettiklerimiz, teslim ettiklerimiz, ihraç ettiklerimiz, sadece son bir ayda yaptığımız denemeleri, testleri, atışları, kamuoyuyla paylaştığımız kısmını değerlendirdiğinizde, geldiğimiz nokta çok kıymetli" dedi. Görgün, şunları kaydetti:
"Ama biz sektör olarak biliyoruz ki daha yapacak çok işimiz, daha üretecek, geliştirecek çok ürünümüz ve teknolojimiz var. Bir aile ortamı içinde en iyilerini, en güzeliyle, en hızlı geliştireceğimizden de hiç endişemiz yok. Bugün kara, deniz, hava, uzay artık ürün geliştirmenin ötesinde ihraç eden konumdayız. Kazanımlarımız yalnızca sayısal büyüklüklerle ölçülen sonuçlar değildir; aynı zamanda stratejik bağımsızlığımızın da bir göstergesidir. Savunma Sanayi Başkanlığı olarak temel görevimiz, sadece ihtiyaç duyulan tedarik süreçlerini yürütmekle sınırlı değildir. Bunun yanında stratejik yönlendirme yapmak, kapasite geliştirmek ve teknoloji transferini sağlamak da görev alanımızdadır.
Başkanlığımız tarafından yürütülen sanayileşme faaliyetleriyle; özgün tasarım ve geliştirme yeteneğine sahip, uluslararası alanda rekabet edebilen, küresel tedarik zincirine entegre olabilen ve müttefik sistemlerle yüksek düzeyde birlikte çalışabilirlik sağlayan nitelikli bir yan sanayi yapısının oluşturulması temel hedeflerimiz arasındadır. Bu doğrultuda, projelerimiz kapsamında yüklenici firmalarımıza sözleşme bedelinin en az yüzde 21'ine karşılık gelen kısmının yan sanayi ve kobilerimizde, nitelikli ve katma değerli işler olarak verilmesini ve bu firmalarda yürütülecek tasarım, üretim, entegrasyon, test ve sertifikasyon süreçlerinin doğrudan desteklenmesini Savunma Sanayi Başkanlığı olarak zorunlu buluyoruz.
"9 binden fazla ürün, 4 binden fazla firma, şu anda envantere dahil"
Savunma Sanayi Başkanlığı olarak, finansal altyapının yeniden yapılandırılması hususunda önemli adımlar attık. 2024-2025 döneminde Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın değerli koordinasyonu sayesinde sektörümüzün özel ihtiyaçlarına yanıt veren çok boyutlu finansal düzenlemeleri hayata geçirdik.
9 binden fazla ürün, 4 binden fazla firma, şu anda envantere dahil. Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı (EYDEP) ile bin 600'den fazla firma değerlendirildi, 400'ün üzerinde firma hibe ve mentörlük desteği aldı. 85 firmamızda çeşitli organizasyonlarda kendine yer ve stand desteği imkanı sunulmuş oldu. Toplamda 5.7 milyar TL'lik finansman desteği sağlayan çeşitli kredi ve leasing modelleri de aktif olarak yürütülmektedir. Firmalarımıza verdiğimiz toplam 25 milyon dolar kredi desteğimiz, finansal destek modellerinin sahadaki etkisinin bir göstergesidir. Savunma Sanayi Yatırım ve Geliştirme faaliyetlerini destekleme programı kapsamında Savunma Sanayi İcra Komitesi'nden aldığımız yetki ile her 25 milyar dolarlık bir kredi desteğimiz oluyor. Geçtiğimiz yıl, bu kapsamdan 24 firma faydalanmıştır. Bu yıl, henüz açıklamadık, belki önümüzdeki hafta açıklarız. 37 firma bu kapsamda destek alacak.
Sanayi katılım ve ofis uygulamaları ile yan sanayi ve kobi iş faydalarının artırılması, teknoloji ve ürün kazanımının süreçlere entegre edilmesi süreklilik arz edecek şekilde devam etmektedir. Düzenlediğimiz çalıştaylar ile sektörel talepler analiz edilerek politika gelişimi sürekli beslenmektedir. Kobilerimizin, yan sanayimizin, üniversitelerimizin ve teknoloji geliştirme merkezlerimizin bu süreçlere entegre edilmesine yönelik çağrı ve programlarımızda hız kesmeden devam etmektedir.
"İstanbul'un savunma ve havacılık ihracatı 2 milyar 328 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır"
İstanbul sanayileşmenin hafızası, teknolojik dönüşümün merkezi ve savunma sanayimizin de ana damarlarından birisidir. 2025 yılı itibariyle İstanbul'un savunma ve havacılık ihracatı 2 milyar 328 milyon dolar seviyesine bugün itibariyle ulaşmıştır. YETEN projesi kapsamında 789; EYDEP programı kapsamında 206 firma, İstanbul ilimizde kayıtlıdır. Bugüne değin İstanbul'da yerleşik 42 firmamıza toplam yatırım bedeli bir milyar 800 milyon TL'lik bir yatırım teşvik belgesi düzenlediğimizi buradan paylaşmak isterim. Ayrıca, İstanbul'da yapılacak yatırımlar kapsamında 20 firmamıza arazi irtifak hakkı verilmesi için uygunluk yazısı düzenledik. Savunma sanayi yatırım ve geliştirme faaliyetlerini destekleme programı kapsamında, 13 firmamıza toplam 181 milyon 685 bin TL'de kredi tahsis edildi.
Bu güçlü ekonomik etki yalnızca üretimle sınırlı kalmamakta aynı zamanda nitelikli insan kaynağı ve ileri teknoloji ekosistemlerinin gelişimini de desteklemektedir. Bu bağlamda, 2 milyon 500 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren Teknopark İstanbul, savunma ve yüksek teknoloji odaklı 500'ün üzerinde firma ve 10 bin'i aşkın nitelikli personele istihdam sağlayarak, ülkemizin en büyük ve en stratejik teknoloji geliştirme bölgelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Böylesine güçlü bir ekosistemin varlığı, şehrimizin sahip olduğu sanayi altyapısını daha da anlamlı kılmakta, bu yılki etkinlik kapsamında sektörün lider firmalarının gerçekleştireceği ikili görüşmelerle birlikte İstanbul'un savunma sanayi içindeki merkezi ve belirleyici rolünü de daha da pekiştirecektir.
Bugün gelinen noktada milli savunma sanayimiz yalnızca bir üretim üstü değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde etkili bir diplomasi enstrümanı, stratejik bir güç çarpanı haline gelmiştir. Ürünlerimiz yüksek teknoloji, güvenilirlik ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle dost ve müttefik ülkelere sunulmakta. Türkiye bu eksende stratejik bir Teknoloji partneri olarak konumlanmaktadır. Ancak bu diplomasi sadece ürünlerle sınırlı kalmamaktadır. Yapay zeka, siber güvenlik, otonom sistemler ve ileri veri işleme kabiliyetlerimiz yeni nesil savunma vizyonumuzun temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu kapsamda, yapay zeka temelli komuta kontrol sistemlerinden sürü zekasına tehdit analitiğinden karar destek altyapılarına kadar birçok alanda altı yeni proje başladı.
"Hedefimizi artık sadece ürün bazlı değil, sistemsel kapasite bazlı tanımlamalıyız"
Bugünün ötesine uzanan bir perspektifle küresel teknoloji öngörü raporlarını dikkate aldığımızda hem sahadaki hem de karar merkezlerindeki dönüşümün hızı savunma sanayini baştan aşağı yeniden şekillendirmektedir. Hedefimizi artık sadece ürün bazlı değil sistemsel kapasite bazlı tanımlamalıyız. Yerli işçi tasarımları, yapay zeka mimarileri ve eş bilişim tabanlı platformlara yönelik yatırımlarımızı ulusal güvenlik ve teknolojik bağımsızlık hedeflerimizle uyumlu stratejik planlamalarla bütünleştirmeliyiz. Hiçbir algoritma stratejik aklı yerini tutamaz. Bu yüzden yüksek teknolojiyi yüksek yeteneklerle beslemek ikinci önceliğimiz olmalıdır.
Dijital harp ortamına uygun güvenlik protokolleri geliştirmeli, kuantum sonrası kriptografi, dezenformasyon karşıtı yazılım çözümleri ve otonom siber savunma merkezlerini bir devlet refleksi olarak konumlandırmalıyız. Bu teknolojik dönüşüm sürecin, vizyoner bir güvenlik stratejisiyle uyumlu hale getirmeliyiz. İşte bu dönüşüm vizyonu teknolojik bir hazırlık olmanın ötesinde aynı zamanda stratejik öngörüyle örülmüş bir gelecek mimarisidir diye değerlendirilir. Bu vizyonla hareket ettiğimizde Türkiye yalnızca bir savunma sanayi ülkesi değil küresel ölçekte oyun kuran bir teknoloji lideri olarak da yükselecektir.
Bizler, büyük hedeflerin ancak güçlü bir vizyon ve inançla hayata geçirileceğini biliyoruz. Savunma sanayimiz, sektör ünitesine geçen bir vizyonla tam bağımsızlık hedefimizin taşıyıcısı, yüksek teknolojide liderlik iddiamızın simgesi ve küresel etki kapasitemizin somut bir yansımasıdır.İnançla, azimle ve yüksek motivasyonla, 'Türkiye Yüzyılı'nda yalnızca savunma sanayinde değil; yapay zekadan uçak teknolojilerine kadar her alanda, küresel bir güç olmaya kararlıyız."
Kaynak: ANKA / Güncel
Haluk Görgün, Teknoloji, Ekonomi, Finans, Güncel, İcra, Kredi, Yatırım, Haluk Görgün, Savunma Sanayi, Finans, Teknoloji, Ekonomi, Güncel, Haberler
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA