Özgür Özel: "Karanlığın Panzehri Yanan Bir Tek Işıktır. Kötüler Hiçbir Zaman Kazanmaz. Karanlık Yerine Aydınlık Kazanır"

Güncel Haberler

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Eskişehir’de partisinin Gölge Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen “Her Gencin Hakkı: Nitelikli, Özerk, Demokratik ve Yaşanabilir Üniversite” panelinde, “Bu sabah kalktık, dünya kadar gazeteci yine gözaltına alınmış. Her sabah bir korkuya gark etmeye çalışıyorlar. Ama taktik bu. Umudu örgütleyemeyenler, sevgiyi büyütemeyenler, korkuyu örgütlemeyi, tehdidi büyütmeyi kendilerine yol seçmişler. Böyle kalabileceklerini düşünüyorlar iktidarda. Oysaki karanlığın panzehri yanan bir tek ışıktır. Hiçbir zaman sonunda kötüler kazanmaz. Karanlık yerine aydınlık kazanır. Hurafe yerine bilim kazanır. Tembele karşı çalışkan kazanır. Korkağa karşı cesur olanlar kazanır” dedi.

Haber: Ogün AKKAYA / Kamera: Dursun ALKAYA
(ESKİŞEHİR) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'da 6 gazeteci hakkında gözaltı kararı verilmesine ilişkin olarak, "Bu sabah kalktık, dünya kadar gazeteci yine gözaltına alınmış. Her sabah bir korkuya gark etmeye çalışıyorlar. Ama taktik bu. Umudu örgütleyemeyenler, sevgiyi büyütemeyenler, korkuyu örgütlemeyi, tehdidi büyütmeyi kendilerine yol seçmişler. Böyle kalabileceklerini düşünüyorlar iktidarda. Oysaki karanlığın panzehri yanan bir tek ışıktır. Hiçbir zaman sonunda kötüler kazanmaz. Karanlık yerine aydınlık kazanır. Hurafe yerine bilim kazanır. Tembele karşı çalışkan kazanır. Korkağa karşı cesur olanlar kazanır" dedi.
CHP Gölge Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) YÖK'ün kuruluş yıl dönümünde Eskişehir'de, "Her Gencin Hakkı: Nitelikli, Özerk, Demokratik ve Yaşanabilir Üniversite" başlıklı panel düzenledi. Panele CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı. Özel, şunları kaydetti:
"Bu yıl açıklanan Akademik Özgürlükler Endeksi'nde, Türkiye en alttaki yüzde 10'luk dilimde yer aldı. Türkiye'de akademinin özgürlüğü, yani rektör böyle seçildiği, böyle atandıği, üniversiteye sorulmadığı, sandık en lazım olduğu yerden ilk kaldırıldığı için Türkiye'nin bulunduğu dilimdeki ülkeler Kuzey Kore, Güney Sudan, Katar, İran. Bu seviyedeyiz. Geçtiğimiz grup toplantısında Avrupa'da enflasyonda birinciyiz, genç işsizliğinde birinciyiz, bir sürü rakamı verdim. İşte üniversite özerkliğindeki yerimiz Kuzey Kore'yle, Güney Sudan'la, Katar'la, İran'la aynı noktadayız. Her bir endeks bir kez daha ürpermemizi, bir kez daha ne durumda olduğumuzu bize gösteren bir noktaya geliyor. Peki 'Siz ne yapacaksınız?' Çünkü ne kötülük yaptılar, 23 senede biriken bir şey var. Ama bundan sonraki 23 yılda, 25 yılda AK Parti yok. Ama önümüzdeki seçimlerden sonra Türkiye'yi bu cendereden çıkaracak bir cumhuriyet hükümetini kurmaya talibiz. Onun için ne yapacağımızı anlatmak durumundayım.
"K iralık sosyal konutun adımlarını atsınlar , a nahtarlarını da biz teslim ederiz "
Geçen sene 4-9 Eylül tarihlerinde tüzüğümüzü değiştirmiştik. 'Bir yıl içinde programımızı da yenileyeceğiz ve bu bir iktidar programı olacak' demiştik. Verdiğimiz sözü tüm zorluklara rağmen tuttuk. 81 ilde il danışma kurullarıyla, 923 ilçede ilçe danışma kurullarıyla, meslek örgütleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, akademiyle, yapılan karşılıklı ziyaretlerle 600 örgüt temsilcisi, 600 akademisyen, Türkiye'deki gençliği temsil eden 250 temsilciyle bir yıl boyunca program çalıştık. Bu sene 4-9 Eylül'de detaylarını çalıştık. Önümüzdeki kurultayımızda oylanarak resmiyet kazanacak. Şu anda artık hem son yazımlarının yapılacağı ve kurultayımızda önerge işlemlerine tabi tutulacağı halde. O programa baktığınızda neler göreceksiniz? Birkaç tane oradan önem verdiğim başlıktan bahsedeceğim ama çok daha kapsamlısını CHP'nin programında göreceksiniz. Ümit ediyorum, kopya çekerler. Biz programımıza barınma sorununu aşmak için kiralık sosyal konutu yazdık. Dünyadaki sosyal demokratların en başarılı uyguladıkları işlerden biri. Apar topar kiralık sosyal konut projesi gelince bizim arkadaşlar dedi ki, 'Erken söyledik, çaldırdık.' Dedim ki, 'Çaldırmış olmuyorsun ki. Çalındığında bir şey hırsızın işine yarar. Milletin işine yarayan bir şeyi çalıyorlarsa ben buna 'hırsızlık' demem, 'İyiyi örnek almışlar' derim, memnun olmuş olurum. Nasılsa 1-1,5 yıl sonra gelip de kiralık sosyal konutların temelini biz atacaktık, bunlar birtakım eksiklikleri, birtakım hatalarına rağmen bu projeleriyle kiralık sosyal konutun adımlarını atsınlar, anahtarlarını biz teslim ederiz' diye söyledik. Ümit ediyoruz; bunları da alsınlar, aynıyla yapsınlar da görelim.
"YÖK'ü yok edeceğiz"
Herkes gelirken 'YÖK'ü kaldıracağız' dedi. Kimse kaldırmadı. O yüzden biz, 'YÖK'ü kaldıracağız' demiyoruz. 'YÖK'ü kaldıracağız' dersek yalan, kaldıramayız. Biz YÖK'ü yok etmeye geliyoruz. YÖK'ü yok edeceğiz. Çünkü bir şeyi kaldırınca başka bir yere kondurmak lazım. Orada da birtakım mahsurlar var. YÖK'ü yok edip akademinin özerkliğinin ve özgürlüğünün önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Nitelikli, özerk, demokratik ve yaşanılabilir üniversitenin her gencin hakkı olduğuna inanıyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Rektörlerin liyakatli, şeffaflığı esas alan kriterlerle başvurmasını, yani rektör adayının başvuracağı zaman hangi kriterleri yerine getirmesi gerektiği, hangi liyakat sisteminin içinden bir şeyleri ispat etmiş olarak gelmesinin şeffaf ölçütlerini görmek istiyoruz. Sonrasında o adaylar içinden sandık kurulacak. Kim oy kullanacak? Belli katsayılarla üniversitenin akademisyenleri oy kullanacak, üniversitenin öğrencileri ve emekçileri oy kullanacak, üniversiteyle bağını koparmamış mezunlar oy kullanacak. Rektör adayı olmaya layık adaylar içinden sandıkla kim seçiliyorsa o seçilecek. Cumhurbaşkanı sadece ve sadece onu atayabilecek.
"Sadece Türkiye'de üniversite mezunlarının işsizlik oranı genel işsizlik oranından fazla "
Eğitimi, öğretimi, eleştirel düşünceyi, üretkenliği, inovasyonu teşvik eden, disiplinler arası yaklaşıma sahip, dijital ve yapay zeka teknolojileriyle desteklenen şekilde yepyeni bir eğitim-öğretim tasarımı hazırladık. Onu hepinizin takdirlerinize sunacağız. Akademisyenlerin akademik özgürlüğe, akademik etiğie ve liyakata sahip olacakları bir çalışma ortamı ve özlük koşulları oluşturacağız. Bugün TÜİK'e göre her üç üniversite mezunu gençten bir tanesi işsiz. 2024 Eurostat raporu yayınlandı. İnanılmaz bir veri var. 33 ülkeye bakıyorlar. Bu 33 ülkeden sadece Türkiye'de üniversite mezunlarının işsizlik oranı genel işsizlik oranından fazla. Yanlış duymadınız. Bir tek bu ülkede okursan işsiz kalıyorsun. Millet iş bulmak için okuyor, meslek sahibi oluyor. Bu ülkede okuyan, okumayandan daha işsiz. Sanayiye gidiyorsun, diyorsun ki 'Eleman', 'Eleman ihtiyacı çok. Bu kadar bize mühendis lazım değil. Ara eleman lazım, aranan eleman lazım. Bir mühendis lazım, 10 tekniker lazım. Mühendisin sürüsüne bereket. Aradığımız eleman yok.' Niye yok? Doğru zamanda, doğru yerde, doğru yönlendirme yapılmadığı için yok, doğru eğitim tasarımı yapılmadığı için yok. Üniversiteyle sanayinin doğru teması olmadığı için yok. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kaldırıldığı, yerine kurulan, görevlendirilen yapılar bile kaldırıldığı, yok sayıldığı için yok.
" 1 milyon 35 bin öğretmen mezun edilmiş ve atanmamış durumda "
Ülkenin geleceği için ülkenin iktidarının bir tasarımı yok. Böyle olunca da böyle sorunlarla karşılaşıyoruz, utanç verici şeylerle. 18 yaşında doğru alana yönlendirilse 22-23 yaşında mesleğinin sahibi, güvenceli çalışan birisi olabilecekler aynı alanda yanlış yönlendirmeyle asla iş bulamayacakları, atanamayacakları duruma geliyorlar. Bugün 1 milyon 35 bin öğretmen mezun edilmiş ve atanmamış durumda. Öyle bir noktadayız ki artık işin içinden nasıl çıkılacak; bu yönetim anlayışıyla asla çıkılmayacak. O yüzden bambaşka bir bakış açısına, bambaşka bir yola, bir yöne ihtiyaç var. 129 devlet üniversitemiz var. Bunlara ayrılan ödeneğin toplamı, faize ayrılanın dörtte biri. Böyle bir ödenekle üniversitede ne bilim olur ne eğitim olur ne temizlik olur ne özerklik; hiçbir şey olmaz. Bu yüzden bunun mutlaka arttırılması lazım. Örneğin örgün eğitimde olan 4 milyon üniversitelimiz var. Ama devlet yurdumuz bir milim. Toplam üniversitelilerin yüzde 15'ine -ama hadi açık öğretimi bunun dışına alalım- örgün eğitimdekilerin yüzde 25'ine yurt sağlayabilir durumdayız sadece. Dört öğrenciden üçünün babasının-annesinin ekonomik durumu yerinde değilse barınma sorunu var.
ktidara geldikten bir yıl sonra öğrenci bursları 11 bin 500 liraya çıkarılacak "
Yine Erdoğan'dan konuşacağız. Hiç gözünün yaşına bakmadan hatırlatacağız. Dediği lafa bakın: 'Biz geldiğimizde Ecevit'in verdiği burs 45 liracıktı. Biz onu şimdi 3 bin lira yaptık' diyor. Gençler bana en çok kızdığı şey: 'Çıkmış bütün Türkiye'yi geziyor. Sarraf sarraf dolaşıyor. Altın hesabı yapıyor' diyor. Bir altın hesabı da sizin için yaptım. Ecevit'in son verdiği, yani Ekim 2002'de 45 liracık üniversite bursu, 30 liracık olan çeyrek altından bir buçuk tane alıyormuş. Bugün çeyrek altın 11 bin lira. Ecevit'in verdiği bir buçuk çeyrek altını versen üniversite bursunun 16 bin 500 lira olması lazım. 'Üç bin lira yaptım' diye övünüyor. CHP'nin programında kademeli olarak bir buçuk çeyrek altın hedeftir. Ancak iktidara geldikten bir yıl sonra öğrenci bursları bugünkü kurla 11 bin 500 liraya, bir çeyrek altın düzeyine çıkarılacak. Sonra kademeli olarak bir buçuk çeyrek altın hedefine ulaşılacaktır.
ktidarımızda belediyelerin yurt yapmasına ihtiyaç kalmayacak ; devlet her öğrenciye yur t sağlayacaktır "
Bizim gençliğimizde devlet tiyatrolarından bizi yormayacak öğrenci bilet ücretleriyle oyun izlerdik. Geçen yıla kadar da bilet fiyatları uygundu ve salon açısından tek fiyat vardı. Ama şimdi Erdoğan'ın atadığı genel müdür bir kast sistemi getirmiş tiyatrolarda. Biletler önde pahalı, arkada ucuz. ve 115 lira olan bileti 450 liraya çıkarmışlar; yüzde 290, bire üç arttırmışlar. Geçen sene 115 liraya en önden izlediğin oyunu, şimdi 490 lira verirsen arka sıralardan izleyebiliyorsun. CHP'nin belediyelerinde 77'nci yurdu geçen hafta Şişli'de açtım. İstanbul'daki yurt sayısı sıfırdı, 16'ya çıkardık. Türkiye'de de yurt sayımızı 77'ye çıkardık. Bu dönemin sonunda hedefimiz 100'dür. İktidarımızda belediyelerin yurt yapmasına dahi ihtiyaç kalmayacak; devlet, KYK ihtiyacı olan her öğrenciye bu yurdu sağlayacaktır. Nitelikli eğitimi sınıfsal bir imkan, bir ayrım olmaktan en kısa sürede çıkaracağız. Gençlerin nitelikli eğitim aldığı, ekonomik güvenceye sahip olabildiği, barınma imkanlarına erişebildiği bir ğniversite ortamına hep birlikte oluşturacağız.
"G elecek dönem, CHP 300'ün üzerinde milletvekiliyle temsil edilecek. O parlamentonun koltukları gençleri beklemektedir"
Buradan salondaki genç arkadaşlarımıza şunu söylemek isterim: Sizi hangi siyasi partide olursa olsun siyasete davet ediyorum. Çünkü siyaset kendi dışında olan, sözünü içeriden kurmayan, mekanizmalarına etki etmeyenlerin sesini duymuyor. Türkiye'de ilk gençlik kotasını önceki Genel Başkanlarımızdan Murat Karayalçın hayata geçirmiştir. Partimizle birleşen SHP'nin tüzüğüne yüzde 20 gençlik kotası koymuştur. Arkadaşlarımız, CHP'nin gençlerle ilgili bütün süreçlerinde, çok güçlü bir gençlik kollarıyla... Üye sayımız 2 milyona ulaştı. Son yedi ayda 600 binden fazla üye kazandık. Bunların çok önemli bir kısmı, yarıdan fazlası genç ve kadın üyelerden oluşuyor. Parti zaten gençlere önem veren bir parti. Partimizde gençlik kotası kademeli olarak yüzde 25'e kadar arttırılmıştır. Pencere uygulaması getirdik. Her ilk üçten biri kadın, ikinci üçten biri kadın, ilk beşten biri genç, ikinci beşten üçüncü beşten biri genç, bu sayede belediye meclislerimiz gençleşti, Parti Meclisimiz zaten gençleşti. Göreceksiniz gelecek dönem, CHP ümit ediyorum 300'ün üzerinde bir milletvekiliyle temsil edilecek parlamentoda. O parlamentonun koltukları gençlere açıktır, gençleri beklemektedir CHP'nin sıraları. Bakanlık koltukları gençleri beklemektedir. CHP gençlerin partisi olarak gençler için hayal kuran bir partidir. Gençlere diyorum ki biliyorum zor, katlanmak zor ama sandık da geliyor. Lütfen 31 Mart gecesi kalmakla ilgili verdiğiniz karardan vazgeçmeyin.
" YÖK'ün defin töreninde de iktidarımızda bir 6 Kasım'da Eskişehir'de buluşmak üzere"
Bu sabah kalktık, dünya kadar gazeteci yine gözaltına alınmış. Her sabah bir korkuya gark etmeye çalışıyorlar. Ama taktik bu. Umudu örgütleyemeyenler, sevgiyi büyütemeyenler, korkuyu örgütlemeyi, tehdidi büyütmeyi kendilerine yol seçmişler. Böyle kalabileceklerini düşünüyorlar iktidarda. Oysaki karanlığın panzehri yanan bir tek ışıktır. Günün en karanlık zamanı, sabahın en yakın olduğu zamandır. Hiçbir zaman sonunda kötüler kazanmaz. Kötüler kaybeder, iyiler kazanır. Gece kazanmaz, güneş doğar, gündüz kazanır. Karanlık yerine aydınlık kazanır. Hurafe yerine bilim kazanır. Tembele karşı çalışkan kazanır. Korkağa karşı cesur olanlar kazanır. Ben hepinize inanıyorum ve güveniyorum. Bu darbe kurumunun kuruluşunun 44'ncü yılında inşallah YÖK'ün yok oluşunun, YÖK'ün defin töreninde de iktidarımızda bir 6 Kasım'da Eskişehir'de buluşmak üzere."
(SON)