Siemens Araştırması: Enerji Bağımsızlığı İklim Hedeflerini Gölgede Bıraktı

Ekonomi Haberleri

Siemens'in Infrastructure Transition Monitor 2025 araştırması, enerji bağımsızlığının iklim değişikliğiyle mücadeleye olan güveni azalttığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, gelecek yıllarda fosil yakıt yatırımlarının artması bekleniyor.

Siemens'in Infrastructure Transition Monitor 2025 (Altyapı Geçiş Monitörü) araştırması, enerji bağımsızlığının iklim değişikliğiyle mücadele eylemlerine duyulan güvenin önüne geçtiğini ortaya koydu.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, 19 ülkeden 1400 küresel yöneticiyle 2 yılda bir gerçekleştirilen araştırma, enerji, sanayi ve inşaat sektörlerinde altyapı dönüşümünün durumunu değerlendirdi.
Araştırma, ulusal enerji bağımsızlığının fosil yakıtların kullanımının azaltılmasının önüne geçerek önem kazandığını ortaya koyarken, 2023'te yöneticilerin yüzde 44'ü 2030 karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşılacağını öngörürken bu oranın 2025'te yüzde 37'ye düşmesi, iklim değişikliğiyle mücadeleye duyulan güvenin azaldığını gösterdi.
Dünya liderlerinin Taraflar Konferansı (COP30) öncesi Brezilya'da bir araya gelmeye hazırlandığı dönemde, Siemens'in Infrastructure Transition Monitor 2025 araştırması, jeopolitik gelişmelerin altyapı stratejilerini yeniden şekillendirdiğini ve ulusal enerji güvenliğinin, enerji dönüşümünde küresel iklim işbirliğinin önüne geçtiğini ortaya koydu.
Araştırmaya göre, üst düzey liderler esnek enerji arzını hükümetlerin altyapı geçişindeki en öncelikli hedef olarak görürken, ulusal enerji bağımsızlığı ve iklim risklerinin proaktif yönetimi öncelik sıralamasında en büyük artışı gösterdi.
Çok yönlü temiz enerji vizyonundan, giderek artan ulusal dayanıklılık ve bölgesel üretime odaklanan vizyona geçişi vurgulayan araştırma, birbiri ardına gelen iklimsel, jeopolitik ve piyasa zorluklarıyla enerji sistemleri üzerindeki baskının artması sonucu, enerji dayanıklılığının temiz enerjiye geçişte artık denge unsuru olarak değil, kritik bir destek unsuru olarak görüldüğünü ortaya koydu.
Küresel geçişten ulusal dayanıklılığa
Araştırmada, yenilenebilir enerji entegrasyonu, depolama konusunda hazırlıklı olma ve gelişmiş şebeke sistemleri gibi unsurlar kolaylaştırıcı faktörler arasında bulunurken, katılımcıların yüzde 62'si gelecekteki enerji sistemlerinin küresel ticaretten ziyade yerel veya bölgesel üretime dayanacağına inandığını ifade etti.
Katılımcıların yüzde 53'ü dayanıklılığın, yüzde 52'si ise enerji bağımsızlığının ülkelerinde olgunlaştığını veya gelişmiş durumda olduğunu belirtirken, bu durum altyapı önceliklerinde yaşanan değişimin sürdüğüne işaret etti.
Dayanıklılık ve enerji güvenliğinin öncelik kazanmasıyla, küresel iklim hedeflerine duyulan güven azalırken, yöneticilerin yüzde 57'si gelecek 2 yılda fosil yakıt yatırımlarının artacağını öngördü.
İklim hedeflerine duyulan güvenin azaldığı ve 2026 stratejilerinin geliştirilmekte olduğu dönemde rapor, dayanıklılığın enerji planlamasına dahil edilmemesinin hem ekonomik hem de çevresel açıdan risk oluşturduğunu vurguladı.
Enerji depolama kapasitesinin artırılmasının ardından, dijitalleşme farklı sektörlerde temiz enerjiye geçişi hızlandıran en önemli ikinci unsur olarak dikkati çekti.
Katılımcıların yüzde 66'sı yapay zekanın kritik altyapının dayanıklılığını artırmaya yardımcı olduğuna inanırken, yüzde 59'u faaliyetlerini karbonsuzlaştırmak amacıyla kuruluşlarında yapay zekayı kullandıklarını belirtti.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Siemens AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Akıllı Altyapı Üst Yöneticisi (CEO) Matthias Rebellius, altyapı dönüşümünün ulusal enerji güvenliği hedeflerinin, karbonsuzlaşma konusundaki küresel işbirliğinin önüne geçtiği yeni döneme girdiğini vurguladı.
Sistemlerin artan iklim sorunları ve enerji kesintileriyle karşı karşıya kaldıkça, dayanıklılığın isteğe bağlı olmadan giderek uzaklaştığını aktaran Rebellius, şöyle devam etti:
"Bu değişimde yapay zeka, teknoloji ve dijitalleşme artık kritik öneme sahip. Yenilenebilir enerjiye dayalı sistemlerin karmaşık yapısını yönetmek, güvenilirliği sağlamak ve temiz enerjiye geçişi daha akıllı ve sürdürülebilir şekilde hızlandırmak için kurumların elini güçlendirebilirler."