Prof. Dr. İbrahim Hanifi Özercan: Patolojik Olarak Alınan Her Doku Örneği Kanser Anlamına Gelmiyor

Yerel Haberler

Fırat Üniversitesi Hastanesi Patoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hanifi Özercan, patoloji biriminin çalışmaları hakkında bilgi vererek, patolojik incelemelerin sadece kanser tanısı koymadığını, birçok hastalığın teşhisinde önemli rol oynadığını vurguladı.

(ELAZIĞ) - Fırat Üniversitesi Hastanesi Patoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hanifi Özercan, "Patolojik olarak alınan her doku örneği kanser anlamına gelmiyor. Patoloji sadece kanser tanısı koymaz. Tüberküloz gibi enfeksiyon hastalıkları, lupus gibi bağışıklık sistemi hastalıkları ve deride oluşan lezyonlar da doku incelemesiyle teşhis edilebilir. Laboratuvarda işlenen tüm örneklerin tanısı mikroskop altında netleştirilmektedir" dedi.

Fırat Üniversitesi Hastanesi Hastanesi Patoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hanifi Özercan, patoloji biriminin çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. 1987 yılında kurulan birimin, kurulduğu günden bu yana bölgeye hizmet sunduğunu belirten Özercan, tüm doku, sıvı ve biyopsi örneklerinin rutin şekilde incelendiğini ve raporlandığını, patolojinin hastalık tanısında kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.

Özercan, patolojiye gönderilen örneklerin önce kayıt işlemlerinden geçtiğini, ardından laboratuvarda uygun şekilde işlendiğini belirtti. Doku örneklerinin önce formalin ile tespit edildiğini, daha sonra çeşitli sıvılardan geçirilerek parafine gömüldüğünü aktaran Özercan, "Hazırlanan dokulardan 4 mikron kalınlığında kesitler alınarak camlara yerleştiriliyor, boyama işlemlerinin ardından mikroskop altında inceleniyor" dedi.

Anabilim dalında yılda 27–28 bin biyopsi değerlendirildiğini kaydeden Özercan, patolojiye başvuran birçok hastanın "kanser miyim" endişesi taşıdığını ifade ederek, "Patolojik olarak alınan her doku örneği kanser anlamına gelmiyor. Patoloji sadece kanser tanısı koymaz. Tüberküloz gibi enfeksiyon hastalıkları, lupus gibi bağışıklık sistemi hastalıkları ve deride oluşan lezyonlar da doku incelemesiyle teşhis edilebilir. Laboratuvarda işlenen tüm örneklerin tanısı mikroskop altında netleştirilmektedir" diye konuştu.

Laboratuvarda kanser tanısının doğruluğunu artıran immünohistokimya, histokimya ve in situ hibridizasyon gibi ileri yöntemler kullandıklarını söyleyen Özercan, bölgede özellikle gastrointestinal sistem, meme ve akciğer kanserlerinin daha sık görüldüğünü belirtti. Erken tanının tedavi başarısını büyük ölçüde artırdığını vurgulayan Özercan, vatandaşları şüpheli durumlarda sağlık merkezine başvurarak biyopsi örneğinin değerlendirilmesini sağlamaya çağırdı.

Rahim ağzı (serviks) kanserlerinin erken tanısında kullanılan smear testi ve HPV değerlendirmesinin büyük önem taşıdığını aktaran Özercan, bu yöntemlerin hastalığın erken evrede tespit edilmesini ve tedavinin başarılı şekilde uygulanmasını sağladığını söyledi. Özercan, HPV testinin, Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği tarafından laboratuvara gönderilen smear örneklerinde, belirli yaş aralığındaki kadınlarda rutin olarak uygulandığını da ifade etti.