Mustafa Destici: "Herkes İşitsin Ki; Etnik Temelli Anayasal Düzen Arayışları Barış Üretmez"

Güncel Haberler

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, anayasanın bir pazarlık unsuru olamayacağını ve etnik temelli anayasal düzen arayışlarının barış üretmeyeceğini ifade etti. Devletin varlığının tartışmaya açılmasının kabul edilemez olduğunu belirten Destici, Türkiye'nin terörle müzakere eden değil, terörü tasfiye eden bir devlet olduğunu vurguladı.

(ANKARA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Anayasa, bir pazarlık belgesi değildir. Devletin kurucu iradesini, milletin ortak kader anlayışını ve hukuki sürekliliğini güvence altına alan temel metindir. Bu nedenle 'silah bırakma karşılığında' anayasal ve siyasal taviz talep etmek, hukukla müzakere değil, hukuku rehin almaya yönelik bir girişimdir. Herkes işitsin ki; Etnik temelli anayasal düzen arayışları barış üretmez; aksine toplumsal bütünlüğü zedeler ve devleti ayrıştırır" dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, sosyal medya hesabından anayasa değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulundu. Destici, anayasanın bir pazarlık unsuru olamayacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Anayasa, bir pazarlık belgesi değildir. Devletin kurucu iradesini, milletin ortak kader anlayışını ve hukuki sürekliliğini güvence altına alan temel metindir. Bu nedenle anayasal düzen, silahların gölgesinde, terörle iltisaklı talepler doğrultusunda veya 'barış' söylemiyle meşrulaştırılmaya çalışılan dayatmalarla değiştirilemez. Hukuk devleti, niyet beyanlarına değil, bu taleplerin doğuracağı sonuçlara bakar. Bu talepler, dış güçlerin desteğiyle (Tom Barrack'ın Osmanlı millet sistemi övgüsü gibi) Sevr hayallerini diriltme girişimidir. Güçlü üniter devletimizi 'çok kimlikli' federasyona dönüştürme tezgahıdır. Bu nedenle 'silah bırakma karşılığında' anayasal ve siyasal taviz talep etmek, hukukla müzakere değil, hukuku rehin almaya yönelik bir girişimdir.
"Etnik temelli anayasal düzen arayışları barış üretmez"
Herkes işitsin ki; Etnik temelli anayasal düzen arayışları barış üretmez; aksine toplumsal bütünlüğü zedeler ve devleti ayrıştırır. Üniter ulus devlet modeli, farklı kökenlerden gelen vatandaşları eşit yurttaşlık paydasında buluşturan Cumhuriyet'in temel kazanımıdır. Binaenaleyh, Devletin dili, kimliği, yapısı ve egemenliği tartışmaya açıldığında mesele artık demokrasi değil, 'devletin varlığı' meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti, terörle müzakere eden değil; terörü hukuk ve meşru müdafaa sınırları içinde tasfiye eden bir devlettir. Bu gerçek; hiçbir bölücü söylemle ve barış ambalajlı sahte girişimlerle örtülemez."