Uzmanlara göre, Lübnan'ın ateşkes için sivil temsilci adımı İsrail karşısında diplomasiye alan açabilir

Güncel Haberler

Uzmanlar, Lübnan'ın İsrail ile ateşkes görüşmelerine sivil temsilci gönderme kararını kritik bir diplomatik adım olarak değerlendiriyor. Bu karar, bölgedeki tansiyonu düşürebilir ve olası savaşların önüne geçebilir.

VESİM SEYFEDDİN - Uzmanlar, Lübnan'ın İsrail ile ateşkes görüşmelerine sivil temsilci gönderme kararını, sınırdaki tansiyonu düşürerek olası bir savaşın önüne geçebilecek, "kritik bir diplomatik adım" olarak değerlendirdi.
Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo'nun Lübnan ziyaretini tamamlamasının ardından 3 Aralık'ta İsrail ve Lübnan'ın ateşkes görüşmelerine karşılıklı sivil temsilci gönderme kararı alması dikkati çekti.
Karardan saatler sonra Ateşkesi Denetleme Komitesi, Lübnan'ın güneyindeki Nakura beldesinde bir araya geldi.
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus'un da hazır bulunduğu toplantıya, Lübnan'ın eski Washington Büyükelçisi Simon Kerem ile İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi'nden Uri Raznik'in "sivil temsilciler" olarak katıldığı açıklandı.
İsrail Başbakanlık Ofisi Nakura'daki toplantının " olumlu bir atmosferde" gerçekleştiğini duyurdu.
Lübnanlı uzmanlar, Lübnan'ın sivil temsilci hamlesini, AA muhabirine değerlendirdi.
"Tansiyonu düşürme konusunda önemli bir adım"
Araştırmacı yazar Munir Rabi, bu adımın, İsrail'in geniş çaplı bir saldırısının ve yeni bir savaş ihtimalinin önüne geçmek için yürütülen Lübnanlı ve uluslararası çabaların parçası olduğunu söyledi.
Rabi, "Sivil isimlerin Ateşkesi Denetleme Komitesi'nin toplantılarına dahil edilmesi tansiyonu düşürme konusunda önemli bir adım." dedi.
ABD ve İsrail baskılarının Lübnan'daki siyasi, askeri ve saha dengelerini değiştirmeyi amaçladığını vurgulayan Rabi, taraflar arasındaki olası müzakerelerin uzun ve karmaşık olacağını, bu görüşmelerde sınırların belirlenmesi, güney bölgenin yönetim mekanizmaları ve buradaki güvenlik sorumluluğunu kimin üstleneceği gibi başlıkların öne çıkacağını kaydetti.
İsrail'in saldırıları durdurmak için bir dizi şart öne sürdüğünü belirten Rabi, bunların başında, mevcut müzakerelerin başlatılması, ardından Lübnan topraklarındaki silahların toplanmasına yönelik bir takvim oluşturulması ve ayrıca Hizbullah'ın hükümet kararlarına itiraz etmemesi şartlarının geldiğini aktardı.
Rabi, müzakere sürecinin henüz başında olunduğunu, masaya gelecek dosyalara bağlı olarak gelecek aşamada Lübnan heyetine ilave sivil isimlerin de katılabileceğini ifade etti.
ABD baskısı
Siyasi uzman Kasım Kasir ise Lübnan'ın Ateşkesi Denetleme Komitesi'nde yer alan heyetin başına sivil bir ismi atama kararının, ABD baskısı sonucu alındığını ve bu adımın, mevcut aşamada İsrail'in olası saldırılarını tırmandırmasının önüne geçmeyi hedeflediğini kaydetti.
Kasir, İsrailli yetkililerin bu adımı siyasi ya da ekonomik müzakerelere hazırlık gibi göstermeye çalıştığını ancak bunun şu aşamada mümkün olmadığını belirterek, önceliğin İsrail saldırılarının durdurulması, güçlerin çekilmesi, esirlerin serbest bırakılması ve yeniden imar sürecinin başlatılması olduğunu vurguladı.
Lübnan'ın attığı bu adımın öncelikle olası bir tırmanışı sınırlamayı hedeflediğinin altını çizen Kasir, İsrail'in buna nasıl karşılık vereceğinin belirsizliği nedeniyle bölgenin daha fazla gerilime de sürüklenebileceği konusunda uyardı.
Kasir, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Washington'da tanınan bir sivil diplomatı görevlendirerek ABD ve İsrail'in baskılarını boşa çıkarmayı amaçladığını, bundan sonraki sürecin ise büyük ölçüde bu iki tarafın tutumuna bağlı olduğunu söyledi.
Savaşı uzaklaştıran olumlu adım
Siyasi analist Tony Bouloss de Lübnan'ın İsrail ile "sivil müzakerelere" başlama kararını, "Lübnan'ın çıkarları için son derece olumlu bir adım" olarak değerlendirdi.
Onlarca yıldır süren gerginliğin çözümü için iki taraf arasında doğrudan görüşmelere başlanması gerektiğini vurgulayan Bouloss, "Bu açıklamanın tam da savaş ihtimalinin arttığı bir dönemde yapılması, çatışma riskini azaltarak, askeri gidişatın yerine diplomasiye dayalı alternatif bir sürecin kapısını açabilir." dedi.
Müzakerelerin ilerleyen aşamalarda bakanlık düzeyine taşınması gerektiğini savunan Bouloss, uygun koşullar oluşması halinde Lübnan Başbakanı ile İsrail Başbakanı arasında doğrudan temasın dahi gündeme gelebileceğini, böyle bir adımın sürece sağlam bir zemin oluşturabileceğini kaydetti.