KESK Eş Genel Başkanı Koçak: Bütçe Halktan Yana Olmalı
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, bütçenin halktan yana olabilmesi için zenginlerden servet vergisi alınması, dolaylı vergilerin düşürülmesi ve çalışan emekçilerin vergilerinin sabitlenmesi gerektiğini savundu. Koçak, kamu yatırımlarının artırılması ve bütçenin demokratikleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Haber : Mustafa USTA
(SİNOP) - KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, "Bütçenin halktan yana olabilmesi için sermayeden, zenginlerden servet vergisi alınmalı, dolaylı vergiler düşürülmeli ve çalışan emekçilerin yoksulluk sınırına kadar olan vergilendirilmesi yüzde 10'la sabitlenmeli. Bu çalışmalarla, bütçenin oluşturulma sürecinde demokratikleşmeye gidilmeli ve kamu yatırımlarının güçlendirilmesi sağlanmalı; kamu yatırımlarına bütçeden daha fazla pay ayrılmalı" dedi.
Koçak, bir dizi ziyaret kapsamında geldiği Sinop'ta ANKA Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu.
Bütçe metinlerini ülkenin en politik metinleri olarak değerlendirirdiklerini belirten Koçak, şöyle konuştu:
"Çünkü bütçe nasıl şekillendirildiyse, sonraki politik süreçlerde de aslında aynı şekilde devam eder. Yani bu bütçe bu şekilde hazırlandığında, toplu sözleşme süreçlerinde kamu emekçilerinin enflasyona mahkum edilmesi de bundan bağımsız değildir. Bütçeyi değerlendirdiğimizde özellikle son yıllarda sıkça dile getirdiğimiz bazı meseleler var. Birincisi, kamu yatırımları her yıl düşürülüyor; bu bütçede de düşük tutulmuş durumda. Faiz giderleri olabildiğince artmış durumda. Ayrıca sermayeden alınması gereken vergilerde muafiyetler söz konusu ve bu muafiyetler, bütçenin yoksul emekçiler tarafından oluşturulmasını sağlıyor. Dolaylı vergiler, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar ülkemizde gündemde ve bu dolaylı vergiler hem zengin hem de yoksul tarafından eşit şekilde ödeniyor. Yani yaşarken vermek zorunda kaldığımız vergilerle oluşturuluyor bu bütçe.
Peki, biz bu bütçeden hakkımızı alıyor muyuz? Biz bu ülkenin yoksul emekçileri olarak tanımlıyoruz kendimizi. Çalışan işçilerin yüzde 50'si asgari ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Kadın işçilerinse yalnızca yüzde 20'si tam zamanlı ve güvenceli bir işte çalışabiliyor. Kamu emekçileri ise yoksulluk sınırının yarısı düzeyinde ücretlerle yaşamaya çalışıyor. Bir kamu emekçisi artık maaşıyla bir ev alabilme şansını kaybetmiş durumda; hayal dahi edemiyor. Emekli olduğunda aldığı ücret bir ev kirasını karşılayamayacak durumda ve açlık sınırının altında kalıyor. Bu şartlarda yaşam şansı kalmamış durumda. Ülkemizde kapitalizmin en vahşi yüzü açığa çıkmış durumda, insanlar gıdaya ulaşamıyor. Evet, kapitalizm herkese yiyecek bir ekmek, giyecek bir ayakkabı üretiyor mu? Üretiyor. Ama yediğiniz ekmek gerçekten ekmek mi? Giydiğiniz ayakkabı gerçekten bir ayakkabı mı? Ülkemizde yaşayan insanların büyük kısmı sağlıksız gıdayla beslenmek zorunda kalıyor.
"Dolaylı vergilerin düşürülmesi gerektiğini düşünüyoruz"
Halktan yana bir bütçe çalışması yürütülebilir. Temsil demokrasisi de kendi içerisinde sorunlu. Halk çeşitli siyasi partilere oy veriyor ama bu bütçeye onayı var mı? Çıkarttıkları yasalara onayları var mı? Bu sorulmuyor. Şimdi bütçenin onaylanması gerekiyor ve teknoloji sayesinde halka sorulabilme şansı da var. Biz bütçenin halktan yana olması gerektiğini düşünüyoruz.
Bütçenin halktan yana olabilmesi için sermayeden, zenginlerden servet vergisi alınmalı, dolaylı vergiler düşürülmeli ve çalışan emekçilerin yoksulluk sınırına kadar olan vergilendirilmesi yüzde 10'la sabitlenmeli. Bu çalışmalarla, bütçenin oluşturulma sürecinde demokratikleşmeye gidilmeli ve kamu yatırımlarının güçlendirilmesi sağlanmalı, kamu yatırımlarına bütçeden daha fazla pay ayrılmalı."
(SİNOP) - KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, "Bütçenin halktan yana olabilmesi için sermayeden, zenginlerden servet vergisi alınmalı, dolaylı vergiler düşürülmeli ve çalışan emekçilerin yoksulluk sınırına kadar olan vergilendirilmesi yüzde 10'la sabitlenmeli. Bu çalışmalarla, bütçenin oluşturulma sürecinde demokratikleşmeye gidilmeli ve kamu yatırımlarının güçlendirilmesi sağlanmalı; kamu yatırımlarına bütçeden daha fazla pay ayrılmalı" dedi.
Koçak, bir dizi ziyaret kapsamında geldiği Sinop'ta ANKA Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu.
Bütçe metinlerini ülkenin en politik metinleri olarak değerlendirirdiklerini belirten Koçak, şöyle konuştu:
"Çünkü bütçe nasıl şekillendirildiyse, sonraki politik süreçlerde de aslında aynı şekilde devam eder. Yani bu bütçe bu şekilde hazırlandığında, toplu sözleşme süreçlerinde kamu emekçilerinin enflasyona mahkum edilmesi de bundan bağımsız değildir. Bütçeyi değerlendirdiğimizde özellikle son yıllarda sıkça dile getirdiğimiz bazı meseleler var. Birincisi, kamu yatırımları her yıl düşürülüyor; bu bütçede de düşük tutulmuş durumda. Faiz giderleri olabildiğince artmış durumda. Ayrıca sermayeden alınması gereken vergilerde muafiyetler söz konusu ve bu muafiyetler, bütçenin yoksul emekçiler tarafından oluşturulmasını sağlıyor. Dolaylı vergiler, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar ülkemizde gündemde ve bu dolaylı vergiler hem zengin hem de yoksul tarafından eşit şekilde ödeniyor. Yani yaşarken vermek zorunda kaldığımız vergilerle oluşturuluyor bu bütçe.
Peki, biz bu bütçeden hakkımızı alıyor muyuz? Biz bu ülkenin yoksul emekçileri olarak tanımlıyoruz kendimizi. Çalışan işçilerin yüzde 50'si asgari ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Kadın işçilerinse yalnızca yüzde 20'si tam zamanlı ve güvenceli bir işte çalışabiliyor. Kamu emekçileri ise yoksulluk sınırının yarısı düzeyinde ücretlerle yaşamaya çalışıyor. Bir kamu emekçisi artık maaşıyla bir ev alabilme şansını kaybetmiş durumda; hayal dahi edemiyor. Emekli olduğunda aldığı ücret bir ev kirasını karşılayamayacak durumda ve açlık sınırının altında kalıyor. Bu şartlarda yaşam şansı kalmamış durumda. Ülkemizde kapitalizmin en vahşi yüzü açığa çıkmış durumda, insanlar gıdaya ulaşamıyor. Evet, kapitalizm herkese yiyecek bir ekmek, giyecek bir ayakkabı üretiyor mu? Üretiyor. Ama yediğiniz ekmek gerçekten ekmek mi? Giydiğiniz ayakkabı gerçekten bir ayakkabı mı? Ülkemizde yaşayan insanların büyük kısmı sağlıksız gıdayla beslenmek zorunda kalıyor.
"Dolaylı vergilerin düşürülmesi gerektiğini düşünüyoruz"
Halktan yana bir bütçe çalışması yürütülebilir. Temsil demokrasisi de kendi içerisinde sorunlu. Halk çeşitli siyasi partilere oy veriyor ama bu bütçeye onayı var mı? Çıkarttıkları yasalara onayları var mı? Bu sorulmuyor. Şimdi bütçenin onaylanması gerekiyor ve teknoloji sayesinde halka sorulabilme şansı da var. Biz bütçenin halktan yana olması gerektiğini düşünüyoruz.
Bütçenin halktan yana olabilmesi için sermayeden, zenginlerden servet vergisi alınmalı, dolaylı vergiler düşürülmeli ve çalışan emekçilerin yoksulluk sınırına kadar olan vergilendirilmesi yüzde 10'la sabitlenmeli. Bu çalışmalarla, bütçenin oluşturulma sürecinde demokratikleşmeye gidilmeli ve kamu yatırımlarının güçlendirilmesi sağlanmalı, kamu yatırımlarına bütçeden daha fazla pay ayrılmalı."
Kaynak: ANKA / Yerel
Ayfer Koçak, Ekonomi, Yerel, Kamu, Kamu, Ayfer Koçak, Ekonomi, Yerel, Haberler
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA