İzmir'de 'Roboski' Anması... Kesk İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Başak Edge Gürkan: "Geriye Metrelerce Uzunluktaki Cenaze Görüntüleri Kaldı"

Güncel Haberler

İzmir’de Roboski Katliamı’nın 14. yılı dolayısıyla yapılan anmada konuşan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Başak Edge Gürkan, Maraş katliamı, 19 Aralık Hayata Dönüş Operasyonu ve Roboski katliamına ilişkin, “Her katliamda olduğu gibi bunda da sorumlular ya yargı önüne çıkarılmamış ya da takipsizlik kararlarıyla süreçler kapatılmıştır. Roboski’den geriye hâlâ aranan adalet ve metrelerce uzunluktaki cenaze görüntüleri kalmıştır dedi.

(İZMİR) - İzmir'de Roboski Katliamı'nın 14. yılı dolayısıyla yapılan anmada konuşan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Başak Edge Gürkan, Maraş katliamı, 19 Aralık Hayata Dönüş Operasyonu ve Roboski katliamına ilişkin, "Her katliamda olduğu gibi bunda da sorumlular ya yargı önüne çıkarılmamış ya da takipsizlik kararlarıyla süreçler kapatılmıştır. Roboski'den geriye hala aranan adalet ve metrelerce uzunluktaki cenaze görüntüleri kalmıştır dedi.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri ile DEM Parti İzmir İl Örgütü, Roboski katliamının 14. yılı dolayısıyla anma programı gerçekleştirdi.
Alsancak ÖSYM Binası önünden Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyen DEM Parti İzmir İl Örgütü, burada Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri ile bir araya geldi ve ortak basın açıklaması yapıldı.
KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Başak Edge Gürkan, yaptığı ortak açıklamada, Maraş katliamı, 19 Aralık Hayata Dönüş Operasyonu ve Roboski katliamını hatırlatarak, cezasızlık politikalarına tepki gösterdi.
"En kanlı ve en acı olaylarından birinin sorumlusu oldular"
Maraş katliamının barış karşıtı eylemler olduğunu belirten Gürkan, şunları söyledi:
"Aralık ayı, Türkiye tarihinin en karanlık aylarından biri. 1978 yılında yaşanan Maraş katliamı, 2000 yılında cezaevlerine dönük gerçekleştirilen ve adına Hayata Dönüş denilen operasyon ve 2011 yılında Roboski katliamı, ülkemiz hafızasında yer alan en kanlı, en trajik olaylar arasında yer almaktadır. Halkımız, barış içinde bir arada yaşama konusunda öz itibariyle hiçbir soruna sahip değildir. Ancak egemen sınıflar halkın bir kısmını tarih boyunca dinsel, mezhepsel, etnik veya siyasi görüşleri sebepleriyle hedef haline getirmiş, provokasyonlar ve örgütlü suç şebekeleri eliyle katliamlarla kırmak istemiştir. Bunun en temel örneklerinden birisi 1978 yılında yaklaşık bir hafta süren Maraş katliamıdır. Maraş'ta Alevi yurttaşlarımızın evlerine kırmızı renkli çarpılar konulması ve katledilmelerinin vacip olduğu yönündeki çağrılar ile başlayan saldırılarda resmi rakamlara göre 111 kişi öldürülmüş, 559 ev yakılmış, 300'e yakın iş yeri tahrip edilmiştir. Dün sokakta selam verdikleri arkadaşlarının evlerinin önüne silahlarla dikilerek Alevileri öldürenlerin cennete gidecekleri haykırışlarıyla katliam yapanlar ve onları örgütleyenler, silahlandıranlar, bu katliamı programlayıp yürütenler Türkiye tarihinin en kanlı ve en acı olaylarından birinin sorumlusu oldular."
"Etkin bir soruşturma ve kovuşturmanın yürütülmedi"
Maraş katliamının faillerinin bazılarının bulunamadığınıhatırlatan Gürkan, "Maraş'ta 7 gün boyunca evler yakılıp insanlar öldürülürken, hamile kadınlar palalarla parçalanıp anne karnındaki bebekler bıçaklanırken, olaya müdahale etmesi gereken görevliler ancak olayların sonuna doğru sokaklara çıkabilmiş 111 kişi vahşice katledildikten sonra müdahalede bulunmuşlardır. Maraş katliamı, insanlığa karşı işlenen bir suç olarak etkin bir soruşturma ve kovuşturmanın yürütülmediği, katliamın faillerinden 68 kişiye hiç ulaşılmadığı, yakalanan faillerin duruşmalarının 23 yıl sürdüğü ve 1991 yılındaki yasal düzenlemeyle tamamen serbest kaldığı bir hukuki süreçle noktalanmıştır" dedi.
"Toplumun hafızasından hiçbir zaman silinmemiştir"
"Hayata Dönüş" operasyonu döneminde yaşananlara da değinen Gürkan, şu ifadeleri kullandı:
"19 Aralık 2000'de insanlık dışı koşullara sahip F Tipi hapishanelere nakledilmeyi reddeden siyasi mahpusların bu iradesini ve ölüm orucu eylemlerini sonlandırmak amacıyla kolluk kuvvetlerince ağır silahlar ve gaz bombalarıyla 20 farklı hapishanede eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirilmiştir. Operasyonda, 30 siyasi mahpus, 2 asker olmak üzere toplam 32 insanın hayattan koparıldığı bir gün olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. Bu operasyonun hangi yönünün 'hayata dönüş' olduğu halen anlaşılmış değildir. Televizyonlarda izletilen operasyon görüntülerine, tanıklara ve delillere rağmen bu operasyonun sorumluları ve uygulayıcıları hakkında hiçbir etkin soruşturma yürütülmemiş; hatta aralarında devlet üstün hizmet madalyasına layık görülenler bile olmuştur. Yoğun kamuoyu baskısının da etkisiyle açılan davaların tümünde ya zaman aşımıyla düşme kararı verilmiş ya da sanıkların beraatine hükmedilmiştir. Ne var ki insanları hayattan koparan Hayata Dönüş Operasyonu toplumun hafızasından hiçbir zaman silinmemiştir."
"Roboski'den geriye metrelerce uzunluktaki cenaze görüntüleri kaldı"
Roboski katliamına değinen Gürkan, barış çağrısı yaparak şöyle konuştu:
"Ülkemizin acı dolu tarihi bununla sınırlı değildir. Yine 2011 yılının Aralık ayında Roboski'de 17'si çocuk 34 yoksul köylü, uçaklarla bombalanarak katledilmiş; her katliamda olduğu gibi bunda da sorumlular ya yargı önüne çıkarılmamış ya da takipsizlik kararlarıyla süreçler kapatılmıştır. Roboski'den geriye hala aranan adalet ve metrelerce uzunluktaki cenaze görüntüleri kalmıştır.
"İnsanlık mücadelesinin kazanacağını biliyoruz"
Bizler bu ülkenin emek ve demokrasi güçleri olarak aydınlıktan, kardeşlikten, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana örgütler olarak ülkemizde katliam, savaş, silah ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Kadınların katledilmediği, çocukların istismar edilmediği, emeğin hiçe sayılmadığı, insanca yaşama koşullarının herkes için sağlanabildiği, en temel demokratik haklarını kullananların dahi hapishanelerde yıllarını geçirmek zorunda bırakılmadığı; dini, dili, inancı, kökeni ne olursa olsun herkesin eşit ve özgür şekilde yaşayabildiği bir ülke istiyoruz. Eşitlik, özgürlük, barış, kardeşlik ve demokrasi idealleri için mücadeleyi büyüterek tüm insanların ortak kazanımı haline getirmek halkların elindedir. Biz bu demokrasi ve insanlık mücadelesinin kazanacağını biliyoruz. ve tüm halkımızın da bu gerçekten ayrılmamasını, bu temelde en barışçıl ve demokratik yöntemlerle mücadelesini sürdürmesini istiyoruz. Yeni Maraşlara, Sivaslara, Çorumlara, 19 Aralıklara, Roboskilere karşı yaşasın insanlık, yaşasın barış, yaşasın eşitlik, yaşasın demokrasi."
Açıklamanın ardından DEM Parti İl Örgütü, katliamlarda hayatını kaybedenler anısına Gündoğdu Meydanı'na yürüyerek buradan denize kırmızı karanfiller bıraktı.