Hatay Barosu'ndan İktidara Çağrı: Mücbir Sebep Hali Makul Süreyle Uzatılsın

Güncel Haberler

Hatay Barosu, deprem bölgesinde yaşam koşullarının normale dönmediğini belirterek mücbir sebep halinin "makul bir süreyle yeniden uzatılması" çağrısında bulundu. Açıklamada, "Kamu otoritelerini, anayasal sosyal devlet ilkesinin ve hukuki güvenlik ilkesinin gereği olarak, Hatay ve deprem bölgesine özgü bu olağanüstü koşulları dikkate almaya; mücbir sebep uygulamasının uzatılması ve eş zamanlı destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi yönünde ivedilikle düzenleme yapmaya davet ediyoruz" ifadelerine yer verildi.

(HATAY) - Hatay Barosu, deprem bölgesinde yaşam koşullarının normale dönmediğini belirterek mücbir sebep halinin "makul bir süreyle yeniden uzatılması" çağrısında bulundu. Açıklamada, "Kamu otoritelerini, anayasal sosyal devlet ilkesinin ve hukuki güvenlik ilkesinin gereği olarak, Hatay ve deprem bölgesine özgü bu olağanüstü koşulları dikkate almaya; mücbir sebep uygulamasının uzatılması ve eş zamanlı destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi yönünde ivedilikle düzenleme yapmaya davet ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
Hatay Barosu, deprem bölgesinde 30 Kasım tarihinde sona erecek mücbir sebep halinin uzatılmasını talebiyle yazılı açıklama yaptı. Baro'dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Deprem bölgesinde 30 Kasım 2025 tarihinde sona erecek mücbir sebep halinin uzatılmasını talep ediyoruz. 6 Şubat 2023 depremlerinden en ağır etkilenen illerden biri olan Hatay'da, aradan geçen zamana rağmen barınma, altyapı, eğitim, sağlık ve ekonomik alanlarda temel sorunlar büyük ölçüde devam etmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile meslek örgütlerinin yeniden imar ve gelişme raporları, kalıcı konutların önemli bir kısmının henüz tamamlanamadığını, yüz binlerce kişinin halen geçici barınma birimlerinde yaşadığını, içme suyu, kanalizasyon ve ulaşım altyapısındaki hasarların tümüyle giderilemediğini ortaya koymaktadır.
Bölgenin önemli bir kısmında konteyner yaşamı sürmekte, kalıcı konut ve altyapı projeleri tamamlanamamış olup, birçok okul ve sağlık birimi hala geçici yapılarda hizmet vermektedir. TMMOB, meslek odaları ve akademik çalışmalar, geçici barınma alanlarında barınma, hijyen, eğitim ve psikososyal destek bakımından ciddi güçlüklerin sürdüğünü; konteyner eğitim tesisleri ve geçici sağlık birimlerinin kalıcı çözümlerin yerini alamadığını vurgulamaktadır.
Mevcut koşullar, deprem bölgesinin henüz normal çalışma ve yaşam düzenine ulaşamadığını açıkça göstermektedir. Hatay ve çevresine ilişkin saha değerlendirmeleri, işletmelerin büyük bölümünün tam kapasiteye dönemediğini, üretim ve ticaret hacminin deprem öncesi seviyelerin belirgin biçimde altında kaldığını ve ekonomik toparlanmanın yavaş seyrettiğini göstermektedir.
"Mücbir sebep uygulamasının sona ermesi olumsuz sonuçlara yol açacaktır"
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu düzenlemeleri uyarınca, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya illeri ve Gaziantep'in İslahiye ile Nurdağı ilçelerinde ilan edilen mücbir sebep hali 30.11.2025 (bu tarih dahil) tarihinde sona erecek şekilde uzatılmıştır. Bu tarihten sonra yeni bir uzatma yapılmadığı takdirde, 01.12.2025 itibarıyla vergi, sosyal güvenlik primi ve diğer kamu alacaklarına ilişkin tüm idari, mali ve hukuki yükümlülükler genel hükümlere tabi olarak yeniden işler hale gelecektir.
Düzenlemeler gereği, mücbir sebep dönemine ilişkin ertelenen vergi, prim ve bazı yapılandırma taksitleri, mücbir sebep bitimini izleyen dönemde toplu şekilde devreye girecek; 6 Şubat 2023 – 30 Kasım 2025 tarihleri arasında ödenmesi ertelenen kamu borçları Aralık 2025 ve devamında tahsil edilmek üzere vade kazanacaktır. Cari dönem yükümlülükleriyle birlikte birikmiş borçların aynı anda ödenmesi gereği, özellikle hasar gören işyerleri, cirosu düşen işletmeler ve gelirini kaybetmiş vatandaşlar açısından ciddi ödeme güçlüğü yaratma riski taşımaktadır.
Bu yükün aynı anda ortaya çıkması; icra ve haciz takiplerinin artması, işletmelerin iflas veya tasfiye sürecine girmesi, kayıtlı istihdamın daralması ve bölge halkının ekonomik ve sosyal kırılganlığının derinleşmesi sonucunu doğurabilecektir. Türkiye genelinde meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, deprem bölgesinde mücbir sebep süresinin en az bir yıl daha uzatılmaması halinde vergi ve prim borçları kaynaklı 'ikinci bir yıkım' yaşanacağı uyarısını paylaşmaktadır.
Hukuki çerçeve ve mücbir sebep...
Deprem bölgesinde ilan edilen mücbir sebep hali, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine dayanmakta olup; beyan, ödeme ve takip sürelerinin ertelenmesine, bazı yükümlülüklerin askıya alınmasına ve tecil–taksitlendirme imkanlarının genişletilmesine olanak tanımaktadır. 6183 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri, Maliye Bakanlığına ve idareye, mücbir sebep halleri nedeniyle ödeme güçlüğü yaşayan amme borçlularının borçlarını faizsiz veya indirimli faizle tecil ve taksitlendirme yetkisi tanımaktadır.
Mücbir sebep kurumu, hukukun genel ilkeleri ve içtihatlarla da uyumlu şekilde, olağanüstü ve öngörülemeyen olayların kişilerin hukuki ve mali yükümlülüklerini yerine getirmesini fiilen veya hukuken engellediği durumlarda devreye giren bir koruma mekanizmasıdır. Deprem sonrası Hatay'da halen devam eden barınma, altyapı ve ekonomik sorunlar, mücbir sebep şartlarının bölge özelinde tamamen ortadan kalkmadığını, aksine etkilerinin sürdüğünü ortaya koymaktadır.
Bu nedenle, mücbir sebep uygulamasının sona erdirilmesi yönündeki idari tercihin, 'ölçülülük', 'hakkaniyet', 'sosyal devlet' ve 'hukuki güvenlik' ilkeleri ışığında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. İdarenin takdir yetkisini, deprem bölgesinde fiili koşullar ve kırılgan gruplar lehine kullanması, Anayasa'nın sosyal devlet ilkesinin, mali güce göre vergilendirme ve eşitlik ilkelerinin gereğidir.
"Uzatılmasının zorunlu olduğu kanaatindeyiz"
Hatay Barosu olarak deprem bölgesindeki yaşam koşullarının henüz normale dönmemiş olması, altyapı ve kalıcı yaşam alanlarının tamamlanamaması, çok sayıda yurttaşın halen konteyner ve diğer geçici barınma birimlerinde yaşaması, eğitim ve sağlık hizmetlerinin önemli bir bölümünün geçici yapılarda sürmesi, ekonomik faaliyetlerin hala sınırlı kapasitede yürütülmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelirlerinin deprem öncesi düzeyin oldukça altında olması, vatandaşların ve işletmelerin ertelenmiş vergi, prim ve diğer kamu borçlarını cari yükümlülüklerle birlikte topluca karşılayamayacak durumda bulunması  hususlarını dikkate alarak, deprem bölgesinde uygulanan mücbir sebep halinin, özellikle Hatay ili bakımından, yeni bir idari düzenleme ile yeniden ve makul bir süre için uzatılmasının zorunlu olduğu kanaatindeyiz.
Bu uzatma vatandaşların hak kaybına ve kitlesel icra–haciz baskısına uğramaması,bölgenin ekonomik ve sosyal hayatının sürdürülebilir şekilde toparlanması, vergi, sosyal güvenlik ve diğer kamu alacakları bakımından hukuki güvenliğin ve öngörülebilirliğin sağlanması açılarından hayati önemdedir. Mücbir sebep süresinin, sahadaki fiili koşullar ve objektif veriler dikkate alınarak; taksitlendirme, faiz indirimi, borç silme veya yeniden yapılandırma gibi ilave kolaylıklarla desteklenmesi, deprem bölgesinde sosyal adalet ve bölgesel eşitliğin tesisi için zorunludur.
Kamu otoritelerini, anayasal sosyal devlet ilkesinin ve hukuki güvenlik ilkesinin gereği olarak, Hatay ve deprem bölgesine özgü bu olağanüstü koşulları dikkate almaya; mücbir sebep uygulamasının uzatılması ve eş zamanlı destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi yönünde ivedilikle düzenleme yapmaya davet ediyoruz."