CHP'li Tanrıkulu: "Bu Ülkede Yaşananlar Kader Değil; Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Sosyal Devleti Tasfiye Etme Politikasıdır"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, emeklilerin karşılaştığı barınma sorunlarını ve AK Parti'nin sosyal devleti tasfiye etme politikasını eleştirdi. Tanrıkulu, emeklilerin yoksullaştırıldığını vurgulayarak en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesi gerektiğini belirtti.
(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "Bu ülkede emekliler yoksul değil; yoksullaştırılmıştır. Bu ülkede emekliler korunmasız değil; bilinçli olarak korunmasız bırakılmıştır. Bu ülkede yaşananlar kader değil; Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sosyal devleti tasfiye etme politikasının adıdır. Emekliler sadaka değil, anayasal haklarını istiyor. Yaşam hakkı ertelenemez. Barınma hakkı yok sayılamaz" dedi.
CHP'li Tanrıkulu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda emeklilerin ucuz otellerde yaşamasına ilişkin açıklama yaptı. Bu durumu Ak Parti'nin "bilinçli siyasal tercihi olarak" değerlendiren Tanrıkulu, "Ankara, İstanbul ve İzmir'de emeklilerin, sağlıksız pansiyon odalarında yaşamak zorunda bırakıldığına dair haberler; Türkiye'de yaşananın bir 'ekonomik zorluk' değil, örgütlü bir sosyal hak ihlali olduğunu açıkça göstergesidir" ifadelerini kaydetti.
"Bu tablo, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yıllardır sürdürdüğü bilinçli siyasal tercihin sonucudur"
Tanrıkulu'nun paylaşımı şu şekilde:
"Bu tablo tesadüf değildir. Bu tablo, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yıllardır sürdürdüğü bilinçli siyasal tercihin sonucudur. Emeklileri açlık sınırının altında maaşlara mahkum etmek, kira piyasasını denetimsiz bırakmak, sosyal konut politikalarını bilerek tasfiye etmek ve ardından 'piyasa koşulları' diyerek sorumluluktan kaçmak hukuken de siyaseten de suçtur.
Burada ihlal edilen hak yalnızca barınma hakkı değildir. Burada yaşam hakkı, insan onuru, sağlık hakkı ve sosyal güvenlik hakkı birlikte ihlal edilmektedir. Bugün emeklilerin pansiyon odalarına, güvencesizliğe ve sağlıksız koşullara mahkum edilmesi, bilinçli bir biçimde en temel insan haklarının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Bu bir ihmal değil; süreklilik arz eden, öngörülebilir ve tercih edilmiş bir politikadır. Ayrıca Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı uyarınca devlet, yaşlıların insan onuruna uygun koşullarda yaşamasını sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, uluslararası hukuka da aykırılıktır.
Şunun altını özellikle çiziyorum: Bu ülkede emekliler yoksul değil; yoksullaştırılmıştır. Bu ülkede emekliler korunmasız değil; bilinçli olarak korunmasız bırakılmıştır. Bu ülkede yaşananlar kader değil; Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sosyal devleti tasfiye etme politikasının adıdır. Emekliler sadaka değil, anayasal haklarını istiyor. Yaşam hakkı ertelenemez. Barınma hakkı yok sayılamaz.
Derhal en düşük emekli maaşı bir asgari ücret seviyesine getirilmelidir ve asgari ücret de en az 39 bin lira olarak belirlenmelidir. Yıllarca çalışan, emek veren yurttaşlarımız lütuf değil, haklarını istiyor. Haklarını alana kadar bu düzeni değiştirmek için kararlılıkla, cesaretle mücadeleye devam edeceğiz."
CHP'li Tanrıkulu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda emeklilerin ucuz otellerde yaşamasına ilişkin açıklama yaptı. Bu durumu Ak Parti'nin "bilinçli siyasal tercihi olarak" değerlendiren Tanrıkulu, "Ankara, İstanbul ve İzmir'de emeklilerin, sağlıksız pansiyon odalarında yaşamak zorunda bırakıldığına dair haberler; Türkiye'de yaşananın bir 'ekonomik zorluk' değil, örgütlü bir sosyal hak ihlali olduğunu açıkça göstergesidir" ifadelerini kaydetti.
"Bu tablo, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yıllardır sürdürdüğü bilinçli siyasal tercihin sonucudur"
Tanrıkulu'nun paylaşımı şu şekilde:
"Bu tablo tesadüf değildir. Bu tablo, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yıllardır sürdürdüğü bilinçli siyasal tercihin sonucudur. Emeklileri açlık sınırının altında maaşlara mahkum etmek, kira piyasasını denetimsiz bırakmak, sosyal konut politikalarını bilerek tasfiye etmek ve ardından 'piyasa koşulları' diyerek sorumluluktan kaçmak hukuken de siyaseten de suçtur.
Burada ihlal edilen hak yalnızca barınma hakkı değildir. Burada yaşam hakkı, insan onuru, sağlık hakkı ve sosyal güvenlik hakkı birlikte ihlal edilmektedir. Bugün emeklilerin pansiyon odalarına, güvencesizliğe ve sağlıksız koşullara mahkum edilmesi, bilinçli bir biçimde en temel insan haklarının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Bu bir ihmal değil; süreklilik arz eden, öngörülebilir ve tercih edilmiş bir politikadır. Ayrıca Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı uyarınca devlet, yaşlıların insan onuruna uygun koşullarda yaşamasını sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, uluslararası hukuka da aykırılıktır.
Şunun altını özellikle çiziyorum: Bu ülkede emekliler yoksul değil; yoksullaştırılmıştır. Bu ülkede emekliler korunmasız değil; bilinçli olarak korunmasız bırakılmıştır. Bu ülkede yaşananlar kader değil; Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sosyal devleti tasfiye etme politikasının adıdır. Emekliler sadaka değil, anayasal haklarını istiyor. Yaşam hakkı ertelenemez. Barınma hakkı yok sayılamaz.
Derhal en düşük emekli maaşı bir asgari ücret seviyesine getirilmelidir ve asgari ücret de en az 39 bin lira olarak belirlenmelidir. Yıllarca çalışan, emek veren yurttaşlarımız lütuf değil, haklarını istiyor. Haklarını alana kadar bu düzeni değiştirmek için kararlılıkla, cesaretle mücadeleye devam edeceğiz."
Kaynak: ANKA / Güncel
İnsan Hakları, Asgari Ücret, AK Parti, Ekonomi, Güncel, Emekli, Adalet, Asgari Ücret, AK Parti, İnsan Hakları, Ekonomi, Güncel, Haberler
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA