3. Dünya Türk Forumu

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, "Son 2 yıldır dünyada yeni bir bloklaşma hızlandı, transatlantik ve transpasifikte yürütülen, Amerika ve Avrupa Birliği'nin öncülüğünde yeni bir entegrasyon hamlesi var" dedi.TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayı'nda düzenlenen "3. Dünya Türk Forumu"nun açılışında, dünyanın çok kırılgan ve türbülanslı bir dönemden geçtiğini söyledi.Bu kırılgan dönem içerisinde her toplumun olduğu gibi Türkiye ve Türk dünyasının da çok farklı parametrelerde, çok farklı boyutlarda, gelişmelerden etkilendiğini ifade eden Şensoy, şöyle konuştu: "11 Eylül 2001 süreciyle çok kutuplu bir dünya denemesi yaşandı. Yaklaşık 12 yıl çok kutuplu deneme yürütülmeye çalışıldı. Bu kadar çok güç adayı arasında politika üretmek imkansız hale geldi. Son 2 yıldır da dünyada yeni bir bloklaşma hızlandı, transatlantik ve transpasifikte yürütülen, Amerika ve Avrupa Birliği'nin öncülüğünde yeni bir entegrasyon hamlesi var. Bunun çok farkında olmadığımız kanaatindeyim. Bunu sadece Serbest Ticaret Anlaşması olarak görmek gibi bir yanılgıya düşülüyor. Bu AB ve ABD arasında kurulan ortaklık, siyasi, ekonomik ve askeri entegrasyonu içeriyor. Bu süreç tamamlandığında dünya ticaretinin yüzde 73'ünü kontrol edecek bir yapı ortaya çıkacak."Şensoy, AB ve ABD blokunun karşısında Rusya ve Çin'in başını çektiği yeni güç adayları bulunduğunu, bunlar arasında Hindistan ve Brezilya'nın da bulunduğunu belirtti.Bu blokların dışında kalan, rekabet alanı olarak şekillenen ve bilgelikten uzak yönetim anlayışına sahip ülkelerin kaos ve istikrarsızlığa sürüklendiğini dile getiren Şensoy, şöyle devam etti: "İstikrarsızlığı önleyecek olan unsurlar, yönetim anlayışlarını belgeleştirilmesi ve eleştirisel düşünce kapasitesinin yükseltilmesidir. Güncel örneklere baktığımızda Arap baharı ile başlayan süreçte henüz istikrara kavuşmuş bir ülke görmedik. Ukrayna'nın geldiği nokta ortada. İşte forum, böyle türbülanslı bir düzlemde Türk dünyasının ve Türk diasporasının eleştirel düşünce kapasitesini güçlendirmesine, ortak vizyon, ortak politika, ortak gözlem yapılmasına katkı sağlamak için düzenlendi." -DEİK Yönetim Kurulu Üyesi Yalçıntaş Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Yalçıntaş da 21. yüzyılın Türk tarihi bakımından kuşkusuz farklı bir miladı, bir kırılma noktasını temsil ettiğini söyledi.21. yüzyılın Türk yüzyılı olacağını ifade eden Yalçıntaş, "21. yüzyıl Türklerin tarihteki rolüne dönüş yüzyılı olacaktır. Bunun başarılması da bir şarta bağlıdır. O da ekonomi ve ticari alanda silkeleniş ve uyanıştır. Eğer bu başarılırsa diğer tüm alanlarda da başarı yakalanacaktır" dedi.Türk sözcüğünün etimolojik anlamda "güçlülüğü" temsil ettiğini anımsatan Yalçıntaş, "Tarihçiler ve dil bilimciler Türk sözcüğünü açıklarken derler ki 'Türk, güçlü demektir'. Bu güçlülük sadece fiziksel güç demek değildir. Bu yüzden bizim askeri, siyasi, ekonomi alanda da Türk olmamız, yani güçlü olmamız gerek. Biz ekonomi ve ticari alanda güçlü bir hat oluşturursak, Türk diasporasının ve dünyasının yükselişine kimse engel olamayacaktır" diye konuştu. Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Ceylan Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Dr. Ebubekir Ceylan da kültür diplomasisinin uluslararası ilişkilerde her geçen gün genişleyen bir alanı etkilemeye başladığını belirtti.Soğuk savaş sonrasında kurulan yeni dünya düzeninin yeni parametreleri olduğunu ifade eden Ceylan, uluslararası ilişkilerde konvansiyonel unsurlardan çok yumuşak güçlerin, kültürel diplomasinin geçerli olduğunu vurguladı.Türkiye'nin kültürel diplomasi alanında, batılı ülkelere karşılaştırıldığında geç kaldığını vurgulayan Ceylan, şöyle konuştu: "Türkiye dünyanın ücra bir köşesindeki bir ülke değil. Son 10 yılda yükselen bir profili var. Türkiye, ekonomisiyle, hayat standartlarıyla, insan haklarıyla daha iyiye giden demokrasisiyle yükselen bir değer olma noktasında. Artık Anadolu hudutlarıyla sınırlı kalmayan, uluslararası bir aktör haline gelen Türkiye'den söz ediyoruz. Bu yükselişte emperyal yöntemleri değil yumuşak güçle bunu başarmış bir ülkeden bahsediyoruz. Daha da yükselebilmemiz için 8 bin yıllık tarihimizi daha iyi anlatmalıyız. Bazı zihinlerdeki ön yargıların giderilmesi için birlikte çalışmalıyız."Ceylan, kamu diplomasisi ve kültürel diplomasinin önümüzdeki yıllarda daha sık duyulacak kavramlar olduğuna dikkati çekti. Batının 1930'lu yıllarda bu kurumlarını kurarken Türkiye'nin bunu 2000'li yıllarda yapmaya çalıştığını ifade eden Ceylan, şöyle devam etti: "Bugün TİKA, Anadolu Ajansı, Türk Hava Yolları, Yunus Emre Enstitüsü, Kamu Diplomasisi Kurumu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları gibi kurumlar bugün kültür diplomasisinin önemli unsurları haline geldi. Avrupa'ya baktığımızda Afrika'ya açtıkları üç su kuyusu için 13 belgesel çekebiliyorlar. Bu da tanıtımın ne denli önemli olduğunu gösteriyor."Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Düsen Kasseinov da TÜRKSOY'un Türk dünyasının UNESCO'su olarak değerlendirildiğini ve 21 yıldır etkin bir kültürel faaliyet gösteren diplomasi kuruluşu olduğunu söyledi.Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy da Türk turizminin, 1980'li yıllarda, cumhurbaşkanlarından merhum Turgut Özal'la başlayan gelişimin hızla devam ettiğini anlattı.Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev de selamlama konuşmasının ardından Şensoy'a Türk dünyasına katkıları dolayısıyla teşekkür madalyası verdi. - Edirne

3. Dünya Türk Forumu

Yerel Haberler

TASAM Başkanı Şensoy: "Son 2 yıldır, dünyada yeni bir bloklaşma hızlandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Murat Yalçıntaş, Ebubekir Ceylan, Yerel, Haberler