Güney Afrika mutasyonuyla ilgili korkutan açıklama: Aşının koruyuculuğunu yüzde 70'lere kadar düşürüyor

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, koronavirüsün bu dönemde kendi içerisinde 5 binin üzerinde mutasyona uğradığını söyledi. "VAKA SAYILARINDA YÜZDE 10-20'LİK BİR ARTIŞ ORANIMIZ VAR" Savaşçı, mutasyonlu virüsün bulaştırıcılık oranının daha yüksek olduğunu, 1 kişinin 2-3 değil daha fazla kişiye daha kolay bulaştırdığını kaydetti. Mutasyonlu virüslerle ilgili bilim dünyasında birçok çalışmanın yer aldığını ifade eden Savaşçı, "Özellikle Güney Afrika mutasyonunun aşıya karşı koruyuculuk oranını etkileyen çalışmalar yer alıyor. Şu anda Güney Afrika mutasyonu bizim aşı koruyuculuğumuzu etkileyebilecek bir mutasyon gibi gözüküyor. Ülkemizin aldığı tedbirler ve bakanlıkların bu konuda aldıkları sıkı çalışmalar şimdiye kadar bizim mutasyon vaka sayılarımızın sınırlı sayıda olmasını sağladı. Ancak son 1 haftadır ne yazık ki tüm illerimizde, hekimler grubumuzda da bunu dile getiriyoruz; vaka sayılarında yüzde 10-20'lik bir artış oranımız var" diye konuştu. "AŞI OLSAK DA MASKEYİ ÇIKARMAYACAĞIZ" Savaşçı, Güney Afrika mutantının aşının koruyuculuğunu yüzde 70'lere kadar düşürdüğü yönünde çalışmalar olduğuna dikkat çekerek, "Dolayısıyla biz her türlü şartta kısıtlamalara devam edeceğiz. Özellikle bizim vurgulamak istediğimiz husus aşı olsak bile maskeyi mutlaka çıkarmayacağız. Özellikle kalabalık alanlarda çift maske takıp bariyer sistemimizi iyice artırmamız, 2 metre mesafemizi korumamız lazım ve el hijyenimize dikkat etmemiz gerekiyor. Eğer virüs mutant olsa da olmasa da bunun bulaş şekli sonuçta aynı şekilde bulaşıyor. Yine biz tedbirlerimizi aynı şekilde artırdıktan sonra mutant virüsle karşılaşma ihtimalimiz olmaz. Aşı yaptırsak, 2'nci doz aşıdan sonra bile en az 15 gün daha çok sıkı önlemlerimizi ve korumamıza devam etmemiz gerekiyor" dedi. "HER ÜLKENİN KENDİ MUTANT SUŞU VAR" Savaşçı, her ülkede değişik virüs mutasyonlarının yer alabileceğini belirterek, "Farklı ülkelerde farklı tedavi yaklaşımları sergileniyor ve virüslerin yoğunlukları farklı olabiliyor. Burada kişilerin korunma yöntemleri, genetik yapısı, coğrafi özellikler ile virüsün yaşama şartlarına göre virüs kendi yapısını en uygun hale getirerek hayatta kalmaya çalışıyor. Yani virüs hayata tutunmaya çalışıyor, bir şekilde yaşamaya çalışıyor ve çeşitli değişimlere uğruyor. Dolayısıyla her ülkenin aslında kendi mutant suşu da var. Önemli olan tedbirleri elden bırakmayıp, hızlıca özellikle risk altındaki popülasyonun aşılanmasını sağlamak" ifadelerini kullandı.