Zafer Partisi Sözcüsü Karamahmutoğlu: "Chp, Hiçbir Yasal Dayanağı Olmayan Komisyonda Daha Fazla Kalmamalı ve Ona Meşruiyet Kazandırmamalı"

Güncel Haberler

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, "CHP'nin hiçbir yasal dayanağı olmayan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda daha fazla kalmaması ve komisyona meşruiyet kazandırmaması gerektiğini" söyleyerek, "CHP, Cumhur İttifakı iktidarını kendi mahcubiyetiyle baş başa bırakmalıdır" dedi.

(ANKARA) - Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, "CHP'nin hiçbir yasal dayanağı olmayan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda daha fazla kalmaması ve komisyona meşruiyet kazandırmaması gerektiğini" söyleyerek, "CHP, Cumhur İttifakı iktidarını kendi mahcubiyetiyle baş başa bırakmalıdır" dedi.
Karamahmutoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 2026'da asgari ücretin ve en düşük emekli maaşının 45 bin lira olması gerektiğini belirtti.
"Hükümetin açıklayacağı yeni asgari ücretin zamlı halinin açlık sınırı olan 30 bin liranın altında kalacağının anlaşıldığını" söyleyen Karamahmutoğlu, "Zafer Partisi Asgari Ücret ve Geçim Standartları Çalıştayı'nda oy birliğiyle mutabakat altına alınmış olan bir kararı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bu durum şunu gösteriyor; Zafer Partisi'nin hükümet edeceği Türkiye'de asgari ücretin standardı ve asgari yaşamın standardı bugünkü sefaleti, yoksulluğu unutturacak seviyede olacaktır" diye konuştu.
"CHP bilgilenip kamuoyunu bilgilendirme imkanından yoksun bırakılmıştır"
TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'ndan üç üyenin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile komisyon adına görüşmeye gittiğini hatırlatan Karamahmutoğlu, Öcalan ile milletvekillerinin görüşme tutanaklarının 16 sayfa olduğunu ancak bunun 4 sayfasının komisyona sunulduğunu ifade etti. Karamahmutoğlu, şunları kaydetti:
"Türk kamuoyuna 'bilgilenmemesi için karartma uygulanıyor' diyoruz. Komisyondaki bazı partilerin üyeleri, yani İmralı'ya terörist başının ayağına gitmemiş olan partilerin üyeleri eksik bilgilerle karar almak zorunda bırakılacak. Çünkü bu komisyondan bir rapor çıkartılacak. Bu durumda CHP komisyona katılmasını toplumun içeride neler olup bittiği hakkında bilgilendirmek için gerekçelendirmişti bildiğiniz gibi. Öyleyse bu temellendirme ortadan kalkmıştır. Bu durumda CHP'nin komisyonda kalması, oturması için bir sebep kalmamıştır. Çünkü CHP bilgilenip kamuoyunu bilgilendirme imkanından yoksun bırakılmıştır. CHP iktidarın yarattığı karartmaya ortak olmamalı ve komisyondan kalkmalıdır. CHP hiçbir yasal dayanağı olmayan bu komisyonda daha fazla kalmamalı ve ona meşruiyet kazandırmamalıdır. CHP, Cumhur İttifakı iktidarını kendi mahcubiyetiyle baş başa bırakmalıdır."
"Hükümetin Büyükelçi Tom Barrack için bir yaptırımının olması gerekmiyor mu?"
Karamahmutoğlu, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemlerine sahip olmasını ABD açısından temel problem olduğu değerlendirmelerine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, S-400'leri niçin bir sorun olarak adlandırıyor? Kendi ifadesiyle önümüzdeki 4 ila 6 ay arasında bu meselenin çözüleceğine inandığını söylüyor. Bunu söyleyerek, 'Türkiye S-400'lerden kurtulmaya yaklaşıyor mu?' sorusuna 'evet' diye cevap verebiliyor. Türkiye'nin S-400'lerden kurtulmak gibi bir meselesi mi var? AKP Hükümeti'nin Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler'den bir karşı cevap ve açıklama bekliyoruz. Türkiye, S-400'lerden kurtulmaya mı çalışıyor? S-400 Hava Savunma Sistemi'ni bir mesele olarak mı görüyor? Eğer böyle değilse, Sayın Güler, hükümetinizin Büyükelçi Tom Barrack için bir yaptırımının olması gerekmiyor mu? Çağımızın emperyal gücünün Türkiye Büyükelçisi, 1919 sonrası ulus devletleşmesinden şikayetçi olurken, aynı yıl 1919'da Türk milletinin emperyalizme karşı başlattığı Milli Mücadele'yle işgali sonlandırıp kazanmış olduğu bağımsızlığıyla var ettiği milli üniter Türk devletinin emperyalizme tattırılmış bir yenilgi ve kazanılmış büyük bir zafer olduğunun da tescili olduğunu büyükelçinin ağzından görmüş oluyoruz."
"Kimdir bu 10 milyonlar ve hangi destanı yazmaya hevesleniyorsunuz?"
Karamahmutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "86 milyonla birlikte, kendini bu topraklara ait hisseden 10 milyonları da yanımıza alarak hep beraber yepyeni bir destan yazmaya başlayacağız" ifadelerini değerlendirerek, şöyle konuştu:
"Eğer yasa dışı kaçak nüfusla bir destan yazabileceğinize inanıyorsanız Sayın Erdoğan, ülkedeki 13 milyonluk yük bize sadece mali yük, ekonomik yük, demografik bozulma, sosyal ve asayiş düzeninde bozulma getirir. Bunlarla destan yazılmaz. Ama değil de bunun dışında, özellikle güney sınırlarımızın kıyısında yaşayan 10 milyonlarca nüfustan söz ediyorsanız, zaman zaman retorik haline getirdiğiniz Türk-Arap-Kürt vizyonu diye ifadelendirdiğiniz bir perspektiften söz ediyorsanız, şunu bilin ki her ne kadar komşumuz da olsalar, bugüne kadar iyi komşuluk değil, sadece kalleşlik gördüğümüz bazı terör örgütleriyle birlikte yazılabilecek bir destan yoktur. Onların sebebiyle ancak ağıt yakılır. Zafer Partisi olarak sorumuzu tekrar ediyoruz Sayın Erdoğan. Kimdir bu 10 milyonlar ve hangi destanı yazmaya hevesleniyorsunuz? Bu destanın giriş ön sözünü yazmakta olan, acaba ulus devletleri hedefine koyan ABD Büyükelçisi Tom Barrack mıdır?"